HTKULUP aşağıdakileri yapmak üzere kişisel verilerinizi kullanmak için izninizi istiyor:
- Kişiselleştirilmiş reklamlar ve içerik, reklam ve içerik ölçümü, izleyici görüşleri ve ürün geliştirme
- Bilgileri bir cihazda depolamak ve/veya onlara cihazdan erişmek
Başarılarıyla adından söz ettiren Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli, kariyerindeki başarısının sırrını ilk kez htkulup.com'a açıkladı. İş hayatında babasından çok şey öğrendiğini, eşinin her zaman yanında olduğunu belirten Güral, şirkette ise genel müdürünün kendisine çok yardımcı olduğunu dile getirdi.
Giriş: 19 Eylül 2011 Pazartesi
Yıllık 60 milyon parça üretim kapasitesi bulunan, yaklaşık 2400 kişiye istihdam sağlayan, Avrupa Birliği'nin tüm ülkeleri, Amerika, Kanada hatta belli miktar Uzak Doğu'ya kadar ihracat yapan Kütahya Porselen'in Tasarım Bölüm Başkanı Sema Güral Sürmeli, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Seramik Eğitimi aldıktan sonra master'ını porselen fincanlar üzerine yapmış. Planlı ve programlı yaşamayı ilke edinen Sürmeli, birbirine kenetlenmiş bir ailede büyümüş. On parmağında on marifet olan Gürel'le, Kuzguncuk'taki yalısında buluştuk.
Röportaj: Aybala ÇALIŞKAN
Fotoğraflar: Kahraman DOĞAN
Türkiye'de geçmişten beri porselen ürünler, hep çeyizden çıkarılıp kullanılıyor. Sizce bu durum hala devam ediyor mu?
Evet haklısınız... Evlere konuk olduğumda bayanlar, porselenlerinin ya çeyizinden kaldığını ya da annesinden kaldığını söylüyor. Porselen dayanıklı bir tüketim maddesi olduğu için eğer iyi muhafaza edilirse uzun yıllar kullanabilirsiniz. Geçmişten devralıp torunlarınıza bırakmanız mümkün. Türkiye'de porselen farkındalığı başladı. Porselenin sağlık ve estetik demek olduğu anlaşıldı. Porselenle kurulan sofraların daha özenli olduğu farkına varıldı. Bunun için sevinçliyiz uzun yıllar bunun için çabaladık. Özellikle asitli yiyeceklerin kesinlikle porselende servis edilmesini tavsiye ediyoruz.
Kütahya Porselen'de Tasarım Bölüm Başkanı olarak göreve başladığınızda hedefiniz neydi?
Kütahya Porselen toplumda yer etmiş iyi bilinen bir marka. Bunun sorumluluğunu taşımak çok zor. Ben özellikle tasarımcı kimliğimle neler yaparım diye çaba sarf ettim. Yaptığım tasarımlarla markanın ivmesini bir yerlere getirdiğimi düşünüyorum. Porselen modası var. Tasarımlarımı, uzun yıllar zevkle kullanabilecekleri bir şeyler üretmeye gayret ediyorum. Ben ve ekibim oldukça başarılıyız. Tüketicilerin her anlamda ihtiyaçlarını karşılayabileceğimiz ürün gamına sahibiz.
Tasarım yaparken nelerden etkileniyorsunuz?
Tasarımcıların genel yaklaşımı her an, her şeyden etkileniyor olmalarıdır. Bugüne kadar elime kağıdı kalemi alıp tasarım yapmadım. Olmadık zamanlarda ve olmadık yerlerde aklıma bazı şeyler gelir. Çalışma arkadaşlarımla oturur karar veririz, doğru mu mantıklı mı, üretilebilir mi, satılabilir mi? Her tasarımcı gibi bende ilk zamanlar hayal kırıklığına uğradım. Çünkü her tasarladığım şey, bazen satmaya uygun olmayabiliyor. Ancak deneme yanımla yoluyla ve piyasayı daha iyi etüd etme yoluyla satılabilir şeyler tasarlamayı öğrendim. Porselene şekil vermek çok kolay değildir.
Kendinize özel tasarladığınız ürünler var mı?
Kendime özel tasarım yapmak, aklıma gelmedi daha önce. Yaptığım birçok endüstriyel ürünler zaten mağazalarda satılıyor. Sanatsal ürünler de genelde tek oluyor ve evime bile götüremiyorum.
Son günlerde tasarladığınız hangi koleksiyon Kütahya Porselen'e ivme kazandırdı?
Son zamanlarda kaftan çalışıyorum. Şu anda popüler bir kültür oldu. Osmanlı döneminin farklı objelerini hayata geçiriyorum. Önümüzdeki günlerde bir sergiye hazırlanıyorum. Osmanlı sergisi olacak. Babamın iş hayatındaki 50. yıldönümü için bu sergiyi hazırlıyorum.
Sosyal sorumluluk projelerine zaman ayırıyor musunuz?
Sosyal sorumluluk projelerinin, kişinin manevi doygunluğu ve şirketin bulunduğu platformu başkalarına anlatması açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yaklaşık 15 senedir Sigara ile Savaşanlar Vakfı'nın gönüllü elçileriyiz. Bedensel engelliler için önemli çalışmalar yapmaktayız. Onları topluma kazandırmak ve evlerinden çıkmasını sağlamak için uğraşıyoruz. Eğitime büyük önem veriyoruz. Babamın ve dedemin adına okullarımız var, devlete armağan ettiğimiz... Sadece isim olarak bir kuruluşta adımın yazmasının yeterli olmadığını düşünüyorum, orada beden olarak da çalışmak gerekli. TİKAD'ın kurucularındanım aynı zamanda başkan yardımcısıyım. Birçok fidan dikiyoruz.
Türkiye'de kişiler ve kurumlar, sosyal sorumluluk anlamında üzerlerine düşeni yapıyorlar mı sizce?
Aslında bu projeler büyük emek ve para gerektiriyor. Her firma ve her kişi kendi alanında bir şeyler yaparsa daha farklı konuma geliriz. Ülke olarak biraz geri plandayız. Avrupa'da birçok kişinin en az bir vakıfta ya da dernekte üye olduğunu görüyoruz. Türkiye'de belirli kişiler birçok vakıfta üyeler. Çünkü o insanların içinde bir virüs var bence, toplum için bir şeyler yapma virüsü. Bu insanların içinde olmalı toplum da bunu uygun olmalı. Maddi ve manevi doygunluğa sahip olan her insanın sosyal sorumluluk anlamında bir şeyler yapması gerekir.
Bu yoğunlukta bir de yemek kitabı çıkarmışsınız...
Mutfak benim hobim... Yemek yapmayı çok seviyorum. Kolay tariflerle zevkli şeyler sunmayı seviyorum. Bize gelen misafirler, hazırladıklarımın tariflerini istiyorlardı. Porselen işimiz dolayısıyla, katalog hazırlayıp ürünlerimizi sergiliyoruz. Bunların ikisini bir araya getirip bir proje yapalım istedik. Hem kataloğumuz olsun hem de yemek tariflerini içinde barındırsın diye düşündük. Kolay hazırlanan tarifler olduğu için özellikle yeni gelinler tercih ediyor.
Eşiniz lezzetli yemek hazırlamanızdan çok memnundur...
Yemek yaptığım zaman çok lezzetli oluyor ama her zaman yapamıyorum. Geçenlerde eşim, ''Seni basına şikayet edeceğim. Eşimin yemek kitabı var ama ben makarnadan başka bir şey yemiyorum diyeceğim'' dedi. Misafir ağırlamayı çok seviyorum. Davetleri şölene dönüştürmeyi çok seviyorum.
Peki evde vereceğiniz bir davete nasıl hazırlanıyorsunuz?
Her davette farklılık yaratmaya çalışırım. Misafirlerime de hep temalı masalar hazırlamayı severim. Konu neyse ona uygun bir sofra hazırlarım. Hiçbir zaman sıradan bir masada otursunlar istemem. Senede birkaç kez bu tür organizasyonlar yapıyorum.
En son verdiğiniz daveti hatırlıyor musunuz?
Eşimin kardeşi askere giderken davet verdim. Her yere Türk bayrakları astım, menüyü onun fotoğrafıyla hazırladım, bayrak ve Atatürk temalı rozetler aldım. Kendi çocuklarıma ve gelen küçük misafirlere komando kıyafetleri diktirdim. Böyle bir tema hazırladım, ailece çok keyif aldık.
Sofranızda, olmazsa olmazlarınız nelerdir?
Porselen dışında mum ve taze çiçekler, olmazsa olmazımdır. Ayrıca davete katılan konukların ilgi alanına ya da davetin konusuna uygun sofraya objeler koyuyorum.
Peki nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Küçükken her birimiz zevklerimize ve kapasitemize uygun işler yaptık. Babamın şöyle bir mantığı vardı: Her şeyi bilin ihtiyacınız olduğu anda yapın. Küçükten iş hayatın atıldık. Babamla birlikte işe giderdik. Babamız bizi belli bir yere kadar arabayla götürür oradan servise binerdik, bizi sekreterine teslim ederdi. İşe oradan adapte olmamız gerektiğini düşünürdü. Öğle yemeğini personelle birlikte yerdik. Herkes bize oranın bir çalışanı gibi muamele yapardı. Akşam da maaşımızı alırdık.
İş adamı babanız Nafi Güral'dan hayata dair neler öğrendiniz?
Her evlat gibi bende annemden ve babamdan çok şey öğrendim. Sabırlı olmak, hata yapmaktan korkmamak. Babam, ''Hata yapın ama aynı hatayı ikinci kere yapmayın'' der. Çok ciddi anlamda önümüze güzel yollar açtı. İş dünyasında bize büyük kapılar açmıştır babam. Biz her zaman için fikirleri alınan önemsenen insanlar olduk.
Sizin kadar şanslı olmayan girişimci kadınlar da var. Onlara neler tavsiye edersiniz?
Başarılı olmanın en önemli yolu, en iyi bildiğin ve keyif aldığın işi yapmak. Babam bana hep, ''Ben iyi bir yönetici olabilirim ama senin el becerine sahip değilim'' der. Bende babam kadar iyi bir yönetici olur muyum bilmiyorum. Her kadının çalışması ve ayakları üzerinde durabilen bireyler olması gerekiyor. İş dünyası çok acımasız, bugün benim diyen herkesi sıkıntılarla karşılaştırmış olabilir. Bugün param var diyen herkesin başarılı olma şansı yok. Azimli olmak, inatla yapmak istediği işin üstüne gitmek zorunda.
İş hayatında başarılı olmanızda en önemli etkenler neler?
Benim kalelerim çok kuvvetli. Başından beri bana inanan yaptığımı destekleyen bir babam var. Eşim, yapmak istediğim her konuda beni yüreklendirmiştir. Çocuklarımın bakımını ben olmadığım zamanlarda kolaylıkla üstlenmiştir. Bu iki erkek olmasaydı zannediyorum bu kadar yüreklilikle her işe kalkışamazdım. İş dünyasında bana çok şey öğreten genel müdürümüz var. Hayatımdaki bu üç erkekle beraber iyi şeyler yapmaya çalışıyorum.