X

Abdi İbrahim İlaç Firması'nın Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut'un eşi Berrak Barut sanata olan tutkusu ile ön plana çıkıyor. Davetlerin protokol isimleri arasında yer alan Berrak Hanım, eğitiminden sanata ve aile yaşamına kadar bilinmeyenlerini HT Kulüp Yazı İşleri Müdürümüz Reşit Özet'e anlattı.

 

 

 

Röportaj: Reşit ÖZET

 

Fotoğraflar: Gürkan KURT

 

 

 

 

 

Berrak Hanım eğitiminizden bu yana sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

 

 

 

İşletme okuduktan sonra, eğitimime İstanbul Üniversitesi'nde İnsan Kaynakları üzerine master yaparak devam ettim. Planlarım hep akademik kariyer yapmak üzerineydi, bu yüzden doktoraya başladım. Bir yandan personel yönetimi alanında doktora programına devam ediyor, bir yandan da üniversitede asistan öğretim görevlisi olarak çalışıyordum. Ülkenin o dönemki durumu nedeniyle, ne yazık ki birçok insan gibi ben de asistanlığı istemeyerek yarım bırakmak zorunda kaldım.

 

Sonrasında babamın şirketlerinden biri olan ve optik üzerine çalışan Kesin Ltd. Şti’de finans bölümünde çalışmaya başladım.

 

 

 

Sanat merakı nereden geliyor? Aileniz ve siz sanatla çok ilgilisiniz..

 

 

 

Sanat benim için, hobi olmaktan çok daha öte bir olgu. Özellikle son yıllarda üzerine kafa yorduğum, çok yakından takip ettiğim ve disipline olarak zamanımı ayırdığım bir alan.

 

Benim de sanata olan ilgim ve merakım yıllar içinde gelişti ve büyüdü. Kişisel olarak çağdaş ve modern sanata çok meraklıyım. Özellikle resim ve heykel sanatına, son 7-8 yıldır daha yoğun bir ilgi gösteriyorum.

 

Aslında sanat, üzerinde ne kadar çok vakit harcarsanız, sizi o oranda içine alıyor; yepyeni renkler ve lezzetlerle tanıştırıyor. Benim de hayatımı renklendirdi ve vizyonumu genişletti.

 

Ancak bu alanda bilgi edinebilmek için zaman ayırmak gerekiyor. Bu da; galeri ve müze ziyaretleri gerçekleştirerek, kitap, katalog ve dergi okumakla oluyor. Tabii bunların dışında yurtiçi ve yurtdışındaki sanat fuarlarına ve bienallere de katılmak gerekiyor. Hatta müzayedeler de bu konuda bilgi edinmekte yardımcı oluyor. Bunların tümünü yapmaya gayret gösteriyorum. Bir de büyük keyifle takip ettiğim kurs ve seminerler var. Öğrenmenin sonu yok, buna gönülden inanıyorum. Sanata da hep bu gözle bakıyorum.

 

 

 

Geçtiğimiz günlerde sahibi olduğunuz Abdi İbrahim İlaç firmasının 100. yılı kutlandı. Bu kapsamda Van Gogh Alive eserleri ev sahipliği yaptı. Nasıl tepkiler aldınız?

 

 

 

Türk sanatseverleri 100. yılımızda; ışık, renkler ve etkileyici seslerin muhteşem birlikteliğini yansıtan Van Gogh Alive ile buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Van Gogh Alive ile ilgili aldığımız yorumlar ise olağanüstü. Sanat, bilim ve teknolojiyi birleştiren sergi, halkımız tarafından büyük ilgi gördü. İlk 1 ayda 50 binden fazla sanatsever ziyaret etti Van Gogh Alive’ı. Elbette böylesine muazzam bir ilgiyle karşılaşmak bizleri de çok mutlu etti. Bu heyecanı İstanbullulara yaşatıyor olmak, bize hem gurur hem de keyif veriyor.

 

 

 

 

 

Koleksiyonunuz nelerden oluşuyor?

 

 

 

Koleksiyonumuz 30 yıl önce oryantalist eserler ve Osmanlı objeleriyle oluşmaya başladı. Koleksiyonumuz içerisinde; Osmanlı objelerinden tombak, beykoz cam, havan ve toprak altları bulunuyor. Koleksiyonumuz sonradan, modern ve çağdaş sanata yöneldi. Yerli ve yabancı sanatçıların eserlerini içeren koleksiyonumuzda benim en sevdiğim eserler ise; İnci Eviner’in Harem isimli videosu, Kutluğ Ataman’ın deniz videosu, Erol Akyavaş ve Fahrelnissa Zeid’in başyapıtları. Ayrıca Gilbert&George, Anthony Gormley ve Julian Opie gibi önemli sanatçıların bizleri ziyaretleri dolayısıyla kendilerini yakından tanıma fırsatı edindikten sonra; bu sanatçıların eserlerine olan bakış açım da farklılaştı ve derinleşti.

 

 

 

Eşiniz Nezih Bey de sanatla iç içe yaşayan birisi. Sanat adına fikir alışverişinde bulunuyor musunuz?

Eşimin ve benim ortak hobimiz, sanat. Elbette bu alandaki paylaşımlarımız oldukça yoğun oluyor. Beğendiğimiz bir eser ya da objeyle karşılaştığımızda aynı heyecanı duyuyor, bu heyecanı da birbirimizle paylaşıyoruz. Özellikle eşim, eser seçimi noktasında benim fikrimi mutlaka alır. Eşimle birlikte, yurtiçi ve yurtdışındaki sergileri kaçırmamaya çalışıyor, beğendiğimiz sanatçıların eserlerini yakından takip ediyoruz. Ayrıca bu ortak tutkumuz, seyahatlerimizin de rotasını belirliyor. Yolculuklarımızın pek çoğu sanat fuarları, bienaller ve sergilere yoğunlaşıyor.

 

 

 

Sosyal sorumluluk adına verilen birçok yardım davetine eşinizle birlikte katılıyorsunuz...

 

 

 

Eşimle sosyal sorumluluk alanındaki davetlere katılmaya özen gösteriyoruz. Bu organizasyonların önemine ve faydasına inanıyoruz. Ben bir anne olarak özellikle çocuklar konusunda çok hassasım. Dileğim, ülkemizdeki tüm çocukların eşit koşullarda büyümeleri ve eğitim almaları. Bunun için yapılan tüm çalışmaların içinde olmaktan mutluluk duyuyorum ve bu alanda yoğunlaşıyorum.

 

 

 

Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti? Çocuklarınızla nasıl zaman geçiriyorsunuz?

 

 

 

Anne olduktan sonra hayata bakış açımın değiştiğini söyleyebilirim. Annelik sonrası daha duygusal ama aynı zamanda daha güçlü oldum. Çocuklarım benim için her şeyden önde geliyor. Onlara çok düşkün bir anneyim. Onların hem annesi hem de arkadaşları gibiyim. Çocuklarımla birlikte spor yapmaktan büyük keyif alıyor, tatillerimizi ise birlikte geçirmeye büyük özen gösteriyoruz.

 

 

 

Modayı takip ediyor musunuz? Kendi giyim tarzınızı anlatır mısınız?

 

 

 

Ben de her kadın kadar modayı takip etmeye çalışıyor, ancak modanın kurbanı olmamaya özen gösteriyorum. Modanın, kişinin kendine yakışanı giymesi olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla, kıyafetlerimi kendi vücut tipime göre seçiyor, moda renkleri ve çizgileri takip etmeye çalışıyorum. Hayatımın her alanında olduğu gibi sadeliği ve yalınlığı kıyafet seçimlerimde de uyguluyorum. Sade ama feminen bir giyim tarzım olduğunu söyleyebilirim.

 

 

 

 

 

Ülkemizde beğendiğiniz tasarımcılar kimler?

 

 

 

Ülkemizde pek çok başarılı tasarımcının koleksiyonlarını takip ediyoruz. Türkiye’de özellikle Dilek Hanif ve Atıl Kutoğlu’nu çok beğeniyorum.

 

 

 

İstanbul'da düzenlenen Fashion Week'i takip ettiniz. Nasıl buldunuz?

 

 

 

Bu sene katılamamış olmama rağmen, Fashion Week moda haftalarını ilgi ve beğeniyle takip ediyorum. Pek çok farklı tasarımcının özgün tasarımlarını görüyor olmak gerçekten heyecan verici. Özellikle tasarımlarıyla beni cezbeden Atıl Kutoğlu’nun Fashion Week’te yer alan tasarımlarını çok beğendiğimi eklemek isterim.

 

 

 

Kendinizi kelimelerle ifade edecek olsanız, nasıl tanımlarsınız?

 

 

 

İnsanın kendini kelimelerle ifade etmesi hakikaten hiç kolay değil. Ancak kararlılığım ve dürüstlüğe verdiğim önem, beni yansıtan en önemli özellikler diye düşünüyorum.

 

Önsezilerimin kuvvetli olduğuna inanırım. Yeniliklere açık ve mantığı elden bırakmayan biri olduğumu söyleyebilirim. Ayrıca doğallığım ve hayata dair pozitif bakış açım da beni tanımlayan diğer özellikler. Her zaman olayları ve kişileri, iyi tarafından değerlendirmeye çalışırım.