X

Dışarıdan bakıldığında Dilek Türker ve kızı Serra Türker'in, anne kız olduğunu düşünmek çok zor! Anne kızdan öte, iki yakın arkadaş olan Dilek Hanım ve kızı, adeta birbirlerini tamamlıyorlar. Öyle ki, Dilek Hanım kız çocuğu sahibi olmanın bir avantaj olduğunu ve kişiyi sürekli güncel tuttuğunu düşünüyor. Serra Hanım'ın Asmalımescit'te yakın zamanda açtığı yeni mağazasında bir araya geldiğimiz anne kız, bizi çok samimi karşıladı. Özel hayatlarından, anne kız ilişkilerine, Serra Türker'in tasarımcılık hikayesinden, Dilek Türker'in üniversite günlerine kadar, Türker Ailesi'yle her şeyi konuştuk.

 

 

 

Röportaj: Aybala ÇALIŞKAN

 

Fotoğraflar: Onur AYDIN

 

 

 

 

 

Dilek Hanım, sizi sürekli cemiyet dergilerinde ve sosyal yardım davetlerinde görüyoruz. Sizi tanımayanlar için kendinizden kısaca bahseder misiniz?

 

 

 

Dilek Türker: İstanbul'da doğdum ve büyüdüm. Herkes bilmez ama babam eski politikacılardan Aytekin Kotil. İstanbul Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi İşletme fakültesine girdiğim ikinci haftası eşim Ali Nuri Türker'le tanıştım.

 

 

 

Okulu yarım bıraktınız mı?

 

 

 

D.T: Okulu bitiremeden evlendik. Londra'ya gittik, eşimin okula gitmesi gerekiyordu. Oradayken Serra'ya hamile kaldım. Doğum yaptım o arada okulla ilişiğim kesilmiş, bitiremeden ikinci çocuğuma hamile kaldım. Annemin ısrarıyla iki çocuktan sonra üniversiteyi bitirdim. Çok zorlandım ama annem kesinlikle tavrını koydu.

 

 

 

İş hayatına atılmayı düşünmediniz mi?

 

 

 

D.T: 6 sene iş hayatım sürdü. Mobilya aksesuvarları satan bir mağazam vardı daha sonra kapattım. Şimdi ailemle ilgileniyorum.

 

 

 

İş hayatınız bittikten sonra yeni yerler keşfetmeye başladınız sanırım...

 

 

 

D.T: Evet yeni yerler görmeyi çok seviyorum. Geçtiğimiz aylarda Arzu Sabancı, Revna Demirören, Sevim Uyar ve Ece Kurtoğlu Hindistan'a gittik. Çok güzel bir seyahatti. Ece'nin fikriydi. Kadın kadına hayal bir edemeyeceğimiz bir yere gittik. Daha evvel aynı grupla Çin'e gitmiştik. Değişik ülkeler görmeyi çok seviyorum.

 

 

 

Seyahatin yanı sıra golf de oynuyorsunuz...

 

 

 

D.T: Evet golfe eşimle birlikte başladım. Ali Bey'in golf tutkusu ilerleyince bende başladım. Eşim golfü tutkulu şekilde seviyor, bende tabiatta olmayı seviyorum.

 

 

Eşinizle daha çok vakit geçirmek için mi golfe başladınız?

 

 

 

D.T: Eşim golfe çok zaman harcıyordu. Bu sefer ayrı kalıyorduk. Bizde Emine Kamışlı ile beraber başlayalım dedik.

 

 

 

Golf oynarken neler hissediyorsunuz?

 

 

 

D.T: İlk başlarda biraz sıkıldık ama o sıkıcı tarafını Emine Hanım'la atlattık. Golf çok uzun bir spor, yaklaşık 5 saat sürüyor. Tanımadığım bir insanla oynamak cazip gelmiyor.

 

 

 

Ali Nuri Bey'le uzun yıllara dayanan mutlu evliliğinizin sırrı nedir?

 

 

 

D.T : Bence mutlu evlilik dünyanın en büyük şansı, işten bile önce gelir. Mutlu evliliğin sırrı bence karşılıklı anlayış ve hoşgörü.

 

 

 

Serra Hanım, sizin tasarımcılık hikayeniz nasıl başladı?

 

 

 

Serra Türker: Çocukluğumdan beri resim yapıyordum ve bunun çocukluk sevdasından daha fazla olduğunu gördüm. Ressamlar bile yaptıklarımı çok beğeniyordu. Renklerin hastasıydım. Mimarlıktaki maketler, renksiz fon kağıtları, üç boyutlu yapılar bana göre değildi ve hemen rotayı değiştirdim. Ailem de elimde mesleğim olsun istiyordu. Resim onlar için her zaman yapılabilecek bir hobiydi. Resimle alakalı ne okuyabilirim diye düşünürken Rhode Island School of Design’ın tekstil bölümüyle tanıştım. Tekstil bölümü, resim ve moda tasarım arasında bir bölümdü. Tam bana göre olduğuna karar verdim. Bir de tekstilde hem çizim yapabiliyorsun hem de çizdiklerini dokuya dönüştürebiliyorsun. İplikten kumaş yapımına kadar her şeyi öğrendim. Tez projemi de verdikten sonra New York’ta iş bakmaya başladım.

 

 

 

Kızınız Serra Hanım, 'Misela' markasıyla çanta tasarlıyor. Kızınıza iş hayatıyla ilgili eleştiri ya da önerilerde bulunuyor musunuz?

 

 

 

D.T: İşle ilgili olumsuz bir şeyi gördüğüm zaman söylemeden edemiyorum. Serra bazen tepki gösteriyor ama bende karışmadan duramıyorum. Anne olarak kızımın yaptığı her şeyle gurur duyuyorum. Kendimi tutamadığım zamanlar eleştiriyorum.

 

 

 

Ali Nuri Bey, kızı Serra Hanım'a iş hayatıyla ilgili neler öğütlüyor?

 

 

 

S.T: Babama her konuda fikir danışırım. Bana en önemli verdiği öğüt; bir işte sabır göstermek, küçük detaylarda takılmamak, küçük hesaplar yapmamak. Bütününü görmek ve onun için ilerlemek, iş ve özel hayatımda kullandığım beni yönlendiren bir düşüncedir bu...

 

 

 

Babanıza özel tasarımlar yapıyor musunuz?

 

 

 

S. T: Erkeklerde çok çanta sevmem ama babamın golf oynarken hafta sonları kullanabileceği bir çanta tasarlayacağım.

 

 

 

D.T : Babası giyimine çok düşkündür.

 

 

 

Eşiniz Ali Nuri Bey'e giyim konusunda önerilerde bulunuyor musunuz?

 

 

 

D.T: Hiçbir şey diyemem o giyim konusunda çok ileri. Markası bellidir, alışverişi çok uzun sürmez. Zevki çok güzeldir. Tanıdığım en güzel giyinen erkek. Ben onun kadar iddialı değilim giyim konusunda.

 

 

 

Yıllar önceye dönecek olursak, kızınız Serra Hanım'ı kucağınıza aldığınız gün neler hissettiniz?

 

 

 

D.T: 22 yaşında Serra'yı kucağıma aldım. Eşimde o ara askere gitti. Serra'yı yatağın üzerine koydum inceledim ufacık bir şeydi zaten. Eşim tesadüfen o gece askerden izinli gelmişti, ikimizde şaşkınlıkla onu izlemiştik.

 

 

 

Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti?

 

 

 

D.T: Anne olmak büyük sorumluluk, Allah isteyen herkese nasip etsin.

 

 

 

Anne kızın anlaşamadığı noktalar oluyor mu?

 

 

 

S. T: Anlaşamamazlık ilişkiye çok şey katıyor. Hem kendinin hem annenin farklı boyutunu görüyorsun. Normalde kardeşlerimden daha çok annemle anlaşırım.

 

 

 

D.T: Bir şey olduğu zaman Serra'ya illa ki sormak isterim.

 

 

 

Kızınızın eleştirdiğiniz yönleri oluyor mu?

 

 

 

D.T: Kızı olması büyük şans. Oğlum yok bilemiyorum ama kızlar anneyi sürekli güncel tutuyor.

 

 

 

 

 

Serra Hanım, anne olsanız nasıl bir anne olurdunuz?

 

 

 

S.T: Annem gibi bir anne olurdum herhalde. Gerçi anne olmayı hayal bile edemiyorum.

 

 

 

Dilek Hanım nasıl bir anne?

 

 

 

S.T: Annem çok sakin bir annedir, olanlar için ne çok fazla üzülür ne de çok fazla sevinirim. Bu da güzel bir şey. Kendi benliğin için seni seviyor. Ne başarınla seviniyor ne de başarısızlığınla üzülüyor. Bu da güzel bir şey. Annem çok sakin ve sabırlı olduğu için çok şanslıyım. Bir çocuk anne ve babanın sentezidir. İki inanılmaz insanın çocuğu olduğum için çok mutluyum.

 

 

 

D.T: Her şeyi olduğu gibi kabul ederim, teslimiyetçiyimdir. Eşimde aynı şekildedir. 'Her şeyin hayırlısı' diye düşünüyoruz.