Fenerbahçe’nin “Efsane Başkan”ı Ali Şen’den Quality of Magazine’e çok özel açıklamalarda bulundu.
Fenerbahçe’nin “Efsane Başkan”ı Ali Şen’den Quality of Magazine’e çok özel açıklamalarda bulundu.
Fotoğraflar: Sercan Kazancı
Adı Fenerbahçe ile özdeşleşen “Efsane Başkan” Ali Şen, hepinizin bildiği gibi yılın yarısını İstanbul’da, kalan yarısını da Bodrum’daki muhteşem malikânesinde geçirir. Geçtiğimiz ay Bodrum’da ziyaret ettiğimiz Ali Şen ile nasıl Fenerbahçeli olduğundan, iş ve aile hakkındaki düşüncelerine dek yaptığımız sıcak sohbetten bakın neler çıktı.
Henüz 17 yaşındayken Kosova’nın Prizren kentinden ailesi ile birlikte Türkiye’ye gelen Ali Şen, manavlıktan kaynakçılığa dek pek çok işte çalışarak yaşam savaşına başladı. Bunlar defalarca yazılıp çizildiği için fazla detaya giremeyeceğiz. 55 yıllık başarılı iş yaşamını, 50 yılı dolduran mutlu bir evlilik ile taçlandıran Ali Şen, ikisi erkek, ikisi kız dört çocuk, beş torun sahibi olarak şimdilerde sağlıklı bir şekilde 74 yaşına gelmenin mutluluğunu yaşıyor.
İş hayatında prensip sahibi olmak gerek
Bodrum’a ilk hava alanını yapan ve Bodrum’a ilk uçağı o dönem kurduğu Maş Air ile indiren Ali Şen, bugün enerji ve gaz dağıtım işinde önemli bir rol oynuyor. Şimdilerde işlerin başında oğulları Adnan ve Metin Şen var. Ali Bey’e iş prensiplerini sorduğumuzda; “Çok çalışmak, ürettiğin malı müşteriye beğendirmek, kendini müşteri yerine koymak, uzun vadeli iş yapmak, borçla iş yapmamak, geçmişi unutmamak, çocuklarla arkadaş gibi anlaşmak ve onlara yetki vermek, iş ilişkilerinde mümkün olduğu kadar aile ve dost ilişkisi yaratabilmek. Şirket çalışanlarıyla sıkı iş birliği içinde dost olabilmek” şeklinde özetledi.
Herkes olabilir ya da olmaz ama ailem olmadan asla…
Ali Şen'in işçi olarak Danimarka'ya gidişinde, Kopenhag'a bağlı Rödovre semtinde yaşayan varlıklı bir mobilyacının 18 yaşındaki kızı Bente ile yaşadığı aşk ve zaman içinde işçilikten patronluğa yükselişi Danimarka televizyonunda bir belgesele konu olmuşu. "Sınırsız Aşk" adlı belgesel, aynı saatte yayınlanan Milan-Liverpool Şampiyonlar Ligi finalinden daha fazla izlenerek bir milyondan fazla kişiyi ekran başına toplamıştı. Eşi Benta Şen ile 50 yıllık mutlu evliliğini, dört çocuk ve beş torun ile taçlandıran Ali Şen, ailesi ve aile kavramına olan düşüncelerini bakın nasıl özetledi; ”Ben aşk evliliği yaptım ve çok mutlu bir 50 yıl yaşadım. Hayatta her şeyim ailemdir. Allah herkese güçlü ve iyi aileler nasip etsin. Çok şanslıyım ki çok iyi yetişen çocuklarım ve onların çok iyi yetiştirdiği torunlarım var.
Etrafımdaki dostlarım da hayatımın bir parçasıdır. Çocukluğumda okuldan arkadaşlarımla dostluğum devam ettiği gibi kaynakçılık yaptığım dönemdeki kişiler de yanımda. Çalışanlarımla dostluğum da hâlâ devam ediyor. Olmazsa olmazlarımın en başında ailem gelir. Ailem, ailem, ailem… Gerisi yok. Herkes olabilir ya da olmaz ama ailem olmadan asla! Yapmak istediğim her şeyi yaptım, Allah bana bütün güzellikleri nasip etti. Çocuklarıma; yaptıklarımı yapmalarını, dost ilişkilerini ticarette de sürdürmelerini tavsiye ettim. İş dünyasında güvenilirlik en önemli unsurdur.”
Fenerbahçe, hayatımdan ve ailemden sonra gelen en büyük varlıktır
Adı Fenerbahçe ile özdeşleşen Efsane Başkan’a nasıl Fenerbahçeli olduğunu sorduğumuzda bakın neler anlattı: “Bütün Kosavalılar 1948 yılında Atina’da oynanan ve 3-1 Türkiye’nin galibiyeti ile biten Yunanistan-Türkiye maçından sonra Fenerbahçeli oldu. Çünkü Türkiye’nin gollerini Lefter, Ahmet, Fikret atmıştı ve üçü de Fenerbahçeli’ydi. Ben de o gün Fenerbahçeli oldum. Sonra benim Fenerbahçe Başkanı olmamla birlikte Kosova’nın çoğu Fenerbahçeli olmuştur. Hakan Şükür’den sonra Galatasaraylı taraftarlar da çoğaldı. Hakan da Kosovalı biliyorsunuz. Fenerbahçe, hayatımdan ve ailemden sonra gelen en büyük varlıktır. Yaşam tarzım, hayatımdaki en büyük keyif aldığım duygu Fenerbahçelilik duygusudur.
Gündemdeki son gelişmelere bakarsak, UEFA çok çifte standart yaptı. Avrupalılar pek çok kararlarında bu çifte standartlarından vazgeçmiyor. Ancak ne olursa olsun üyesi olduğumuz UEFA ve FİFA ile kavga etmenin bir manası yok.”
Her gece yatmadan önce yaptıklarımı kantar koyar, tartarım.
“Hayatımın her döneminde çok güzel şeyler yaşadım. Dünyaya gelişim ve yaşadıklarımdan çok mutlu olduğum için hiç geri dönüp bakmıyorum, ‘ah keşke’ demiyorum. Hiç, ‘Bu dünyaya erken gelmişim’ de demiyorum. O nedenle bugünkü gençlere ve yaşamlarına sadece keyifle bakıyorum. Çok inançlı ve dini bütün bir insanım. Beni Cuma günleri camide görenlerin benimle orada buluşmaktan çok mutlu olduklarını görüyorum. Her gün yatmadan önce ne yaptığımı ve yapmadığımı kantara koyar, tartarım. Bunu haftada bir ayrıca yaptıklarım, yapmadıklarım şeklinde, iyisi ile kötüsü ile değerlendiririm.”
Sağlığına çok dikkat eden Ali Şen bakın formunu nasıl koruyor: “Formumu dengeli beslenmeye ve spora borçluyum. Her sabah yürürüm, yüzerim, dalarım. Sigara içmem, puro içmem, çok az tadında içki içerim. Tabii ki kontrollerimi de aksatmadan yaparım.”