Röportaj: Onur AYDIN



-1997 yılından bu yana bir araya getirdiğiniz Osmanlı hat sanatına ait eserleri bugün eşiniz Cengiz Çetindoğan ile sergiliyorsunuz. Neler hissediyorsunuz?




Çok heyecanlıyız, çünkü ilk sergimiz. Bu anlamda ciddi bir koleksiyona sahibiz. Bugüne ve buraya kısmetmiş. Beyoğlu Belediyesi burada çok güzel bir sanat galerisi yaptı. Başkanımız Ahmet Misbah Demircan da sanata çok değer veriyor. Onun için burada olmak ayrıca keyifli. İnşallah farklı projelerde de yine burada güzel değerlendirmeler yaparız.




-İstanbul'da çağdaş sanat adına güzel etkinlikler oluyor. Siz de sergiyle başladınız sanat galerisi açmayı düşünüyor musunuz?




Galeri olarak henüz bir düşüncemiz yok. Ama koleksiyonumuzu çeşitli yerlerde, belki yurtdışında sergileme imkanımız var. Bununla ilgili üzerinde çalışıyoruz.




-Koleksiyonunuzda en beğendiniz eser hangisi?




Hepsi birbirinden değerli benim için ayırt etmek çok zor. Sergilenen eserler nitelik olarak gerçekten 10. yüzyıldan sonra olan eserlerdir. Bu konuyla ilgili olan herkese bu sergiyi görmelerini tavsiye ediyorum. Tüm eserleri bir arada görmek her zaman mümkün olmuyor. Benim için hepsi ayrı ayrı değerli.






-Birçok sosyal sorumluluk projelerinde ve derneklerde görev alıyorsunuz. Yoğun bir iş temponuz da var. Hepsine bir arada nasıl yetişiyorsunuz?




Vaktimi iyi değerlendirmeye çalışıyorum. İş hayatıyla birlikte sosyal aktiviteler gerçekten benim için çok önemli. Hepimizin görevi olduğunu düşünüyorum. Öncelikle yaptığım işe sadık kalmaya çalışıyorum. Yaratıcı Çocuklar Derneği'nin Koruncuk Vakfı ile ortaklaşa gerçekleştireceği 20 Şubat'ta bir kermesimiz olacak. Sürekli yeni aktiviteler ve projeler peşindeyiz.




-Gün içinde ''Çok yoruluyorum'' dediğiniz oluyor mu?




Çok keyif alıyorum. Zaten bu işler keyif almadan yapılacak şeyler değil. Keyif alınca da insan yorgun hissetmiyor.




-Macaristan'ın 'Adana Fahri Konsolosu' unvanını aldınız. Neler söylemek istersiniz?




Elimden geldiğince Türk-Macar kültürel ilişkilerine katkıda bulunmaya gayret edeceğim. Bu görevlerin en başında ülkemizde bulunan Macar vatandaşların ihtiyaçları olduğunda Adana Bölgesi'nde toplam 9 ili kapsıyor bunlar. Oradaki ihtiyaç sahiplerinin ilk temasa geçecekleri kişi benim. Kültürel, sanatsal, mümkünse ekonomik anlamda iki ülke arasında bir köprü görevinde bulunmaya çalışacağım.




-Mustafa Koç'u kaybedeli bir sene oldu... Neler hissediyorsunuz?




Ailesi, iş dünyası ve Türkiye için gerçekten çok zamansız bir kayıptı. Hepimiz çok üzüldük. Bir yıl hemen geçti. Çok güzel şekilde anıldı ve eminim bundan sonra da aynı şekilde anılmaya devam edecek. Çok renkli ve özel bir kişiydi. Allah rahmet eylesin.




-Türkiye'de son 6 ayda çok üzücü olaylar yaşadık. İş dünyasına yön veren bir kadın olarak Türkiye'nin ekonomik geleceğini nasıl görüyorsunuz?




Zor bir dönemden geçiyoruz. Ekonomik anlamda birçok sektörde sıkıntılar var. Ülkemiz güçlü bir ülke. Alt yapısı güçlü. Bunu da en kısa zamanda aşacağımızı düşünüyorum. Onun için yatırımlara ve çalışmalara devam edeceğiz. Hatta dünden daha çok gayret etmeliyiz. Hep birlikte üstünde geleceğiz.






'Liseden beri resim yapmamıştım'




-Alzheimer Derneği yararına resim yaptınız. Resminiz 8 Şubat'ta açık artırmaya çıkacak. Resminizle iddialı mısınız?




Hiç iddalı değilim. Tabii ki lise döneminde resim dersinde bazı çalışmalarımız vardı. Ama çok uzun zaman geçti. O günden bugüne fırçayı ilk kez elime aldım. Önce endişeliydim nasıl yapıcam diye ama günün sonunda çok keyif aldım. Zaten böyle bir çalışmada yer alabilmek çok güzel ve özel bir duygu.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR