Röportaj: Reşit ÖZET
Mücevher sektörüne nasıl girdiniz? Bize hikayenizi anlatır mısınız?
Ö.Y: 13 senelik tekstil hayatımdan sonra 4 çocuk annesi olarak biraz işime ara vermek zorunda kaldım. Daha sonra eşimle konuşurken mücevher sektörüne gel dedi. Eşim de altın işiyle uğraşıyor. Beraber karar verdik ve bir staj gibi işe başladım. Nuruosmaniye'de 700 merekarede bir atölyede başladık. Eskiden tekstil sektöründe boncuklarla ve fermuarla uğraşırken bu sefer pırlantalarla uğraşmaya başladım. 1 buçuk sene içindesektörü ve işi öğrendim.
Sizin markanız Lion Diamond'u diğer markalardan ayıran özellikler nelerdir?
Ö.Y: Aslında en belirgin özellik yeni döneme, çağa ayak uydurmamız. Çok değişik bir dönemden geçtik ve her şey dijitale geçti. Bizde kendi markamızı bu bağlamda gerek, sanatla, gerek online olarak pandemi döneminde de çalışarak bu günlere getirdik. Yeni senede markamızı uluslararası piyasaya açmayı planlıyoruz. Bunun için pandemi dönemini boş geçirmeden alt yapımızı yaptık.
İlk tasarımlarınızı yaparken eşinizle fikir alışverişi yaptınız mı?
Ö.Y: Eşim Burak Bey 36 senedir bu işin içinde ve çok farklı bir gözü var, yapılan her işte mutlaka onun da fikirlerini alıyoruz. Gerek yeni nesilden gerek de eski nesilden güzel bir ekibimiz var, ustalarımızla birlikte de yeni markamızı oturtacağımıza inanıyorum. Bu arada pandemi döneminde yeni bir markamız daha çıktı. Inşallah onu da bu sene mağazalaştıracağız. Şuan online da satılıyor fakat 2022’nin ilk aylarında mağaza açılışına geçeceğiz.
Daha çok hangi tarz takılar tercih ediliyor?
Ö.Y: Bu sezon 2022’ye üç koleksiyon çıkardık. Birincisi ağır ve yuvarlak taşlarla üretilen gece takıları, ikinci koleksiyonumuzu daha günlük, akşam yemeğinde takılabilecek ürettik. Rose ve daha çok altın rengi kullandık. Gösterişli fakat maliyeti daha az olan ürünler ürettik. Üçüncü tasarımlarımızda renkli koleksiyona yöneldik. Genç kullanıcılar daha renkli ve spor bir tarza yöneldiği için mineli ürünler yaparak yeni koleksiyon ürettik.
Sizin en büyük lüksünüz nedir?
Ö.Y: Benim en büyük lüksüm eşim ve çocuklarımdır. İşimdeki üretkenliğimi ve yeni fikirlerimin hepsini ailemden alıyorum. Bunu boşaltmanın yolununda üretmekten ve eğitimden geçtiğini düşünüyorum. Bu yıl yeni eğitimlere başlıyorum. Çünkü eğitim olmadan hiçbir şeyin olmayacağını düşünüyorum. Çocuklarıma, ilgi gördüğüm ve gösterdiğim herkese altı boş olan hiçbir şeyin ilerlemeyeceğini ve aynı yerinde sayacağını söylüyorum. Üretmek gerçekten önemli bir şeydir.
Mücevher denildiğinde çok pahalı ve ulaşılamaz bir şey olarak düşünülüyor…
Ö.Y: Mücevher ulaşılabilir bir şey. Ben mücevheri yatırım aracı olarakta görüyorum. 1000 TL’ye de mücevher var. 100.000 TL’ye de 1 milyon Tl’ye de mücevher bulmak mümkün. Altına işlendiğimiz ufak bir pırlanta ürünü mücevhere dönüştürüyor.
Kıyafetin tamamlayıcısı size göre de mücevher midir?
Ö.Y: Kesinlikle böyledir. Eskiden kasalarda bekletilen takılar vardı. Düğünlerde çıkarılır, kullanılırdı. Ama şuan durum öyle değil. Takılarda aksesuvar gibi çok hızlı tüketilip çok hızlı değiştiriliyor. Biz de kasada bekleyen mücevherleri müşterilerimizden alıyoruz ve günlük hayatta kullanabileceği hale getirip tüketiciye sunuyoruz. Yani burada hem geri dönüşüm yapıyoruz hem de müşterilerimizin yeni döneme ayak uydurmasını sağlıyoruz. Bayanlar güzel görünmekten çok hoşlanıyorlar. Takılar tamamlayıcı bir aksesuvardır.
Sizce şıklığın tanımı nasıl?
Ö.Y: Bence şıklığın tanımı kişinin kendisine yakışanını bulmasıdır. Illaki üzerinideki her şeyin marka olmasına gerek yok. Kadına yakışan her şey modadır.
İşlerinizin yanı sıra çok sayıda sosyal sorumluluk projelerinde de yer alıyorsunuz…
Ö.Y: Sosyal sorumluluk projelerine destek vermeyi çok seviyorum. Çünkü firmamda yaptığım işlerin sadece şirkete ve bünyeye dahil olması değil. Herhangi bir şeye de faydalı olmasını istiyorum. Bu okuyan çocuklar içinde olabilir çeşitli doğa vakfı içinde olabilir. Yardım edebileceğim her şeye uzanmaya çalışıyorum. Ben insan biriktermeyi çok seven biriyim. Ve her zaman insanın, insana ihtiyacı olduğunu düşünürüm.
Turizm alanında da varsınız…
Ö.Y: Evet yaz aylarında ikisi de birlikte güzel ilerliyor. Hem iş, hem tatil, hemde alışveriş olarak güzel bir yaz geçiriyoruz. Ayvalık Cunda'da butik bir otelimiz var. Yazları orada vakit geçirmeyi çok seviyorum. Kendi markamın orada küçük bir sergi alanı da var.
Arkadaş grubunuzda tasarımlarınıza nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Ö.Y: Üretim yaparken arkadaşlarımında fikirlerini alıyorum. Hepimiz kullanıcıyız. Onlarda bana çok büyük destek oluyorlar. Beğendikleri modelleri bana atıp, ‘Öznur bunu üretsen bize yakışır mı?’ diye soruyorlar. O yüzden herkesin fikri bizim için çok önemli.
Takı tasarımlarınızı kimlerin üzerinde görmek isterdiniz?
Ö.Y: Türkiye’de birçok kişinin üzerinde gördük. Inşallah çok çok iyi yerlerde de göreceksiniz. Yeni dönemde mücevheri sanatla birleştireceğim.