Cemiyet dergilerinde boy boy fotoğrafları yer alan, kocaman gülümsemesiyle objektiflere poz veren Gülman Group Yönetim Kurulu Başkanı Feryal Gülman, içinde yaşadığı ışıltılı dünyanın aksine, gayet mütevazı. Maslak'taki ofisinde, bizi bildiğimiz gülümsemesiyle karşılayan Feryal Hanım, toplantıdan yeni çıkmasına rağmen oldukça enerjikti. Planlı, programlı ve her daim bakımlı olmasıyla dikkat çeken Feryal Hanım, htkulup.com'a iş ve özel hayatına dair özel açıklamalarda bulundu.
Röportaj: Aybala ÇALIŞKAN
Fotoğraflar: Hakan YAĞCI
- Feryal Gülman'ı hep davetlerde giydiği şık kıyafetlerle biliyoruz. Gülman aslında kimdir?
Ankara doğumluyum. 7 yaşında babamın işi dolayısıyla İstanbul'a taşındık. İ. T.Ü mimarlık mezunuyum. Mimarlığı bitirdikten sonra hemen iş hayatına atıldım. Aynı zamanda emlak pazarlaması konusunda eğitim aldım.
- Emlak pazarlaması eğitimi almak nereden aklınıza geldi?
Üniversitedeki stajımı Alarko Holding'te yaptım. Okulu bitirdikten sonra Alarko'dan iş teklifi aldım. 1 yıl mimar olarak Sedat Hakkı Eldem'le birlikte çalıştım. Emlak pazarlama eğitimi aldığım için sonrasında emlak pazarlamaya yöneldim. Alarko Holding'te emlak pazarlamasına başladığımız zaman Türkiye'de emlak pazarlaması çok yeni bir konuydu.
- 25 yaşında TOKİ Daire Başkanlığı görevini üstlenmişsiniz. Genç yaşınıza rağmen iyi bir kariyer planlaması yapmışsınız....
Toplu Konut İdaresi'nden Daire Başkanlığı teklifi geldiğinde çok gençtim ve şaşırdım. O dönem rahmetli Turgut Özal'ın Ankara'da genç isimleri önemli görevlere getirmişti. Bende o şanslı insanlardan biri oldum. Ankara'dan böyle bir teklif gelince epey düşündüm. O arada eşimle tanışmıştım yeni flört ediyorduk. Rahmetli Üzeyir Garih, ''Bu senin geleceğin için çok önemli bir nokta, Ankara'ya gitmelisin'' dedi. 1.5 yıl devam ettikten sonra evlilik nedeniyle istifa ettim. İnsanlar devlette çalışmayı kolay zannediyorlar. Stresten ve düzensiz beslenmekten 11 kilo aldım. Hayatımda hiç diyet yapmamıştım kilo da almamıştım, zor bir süreç geçti Ankara'da.
- İşinizden istifa ettiğinize göre aşk daha ağır bastı demek ki...
Ankara'ya giderken Kemal Bey'le bir beraberliğimiz vardı. Flörte başlamıştık, 1.5 yılda birbirimizi çok özledik ve sonrasında eşim evlenme teklif etti. İstanbul'a dönme kararı alarak istifa ettim. Elbetteki aşk daha ağır bastı... Ankara'da kalsaydım bürokraside kariyerime devam edicektim.
- Kariyerinizi noktalayacak kadar eşinize aşık olmuşsunuz. Eşinizle nasıl tanıştınız?
TOKİ'den bana iş teklifi gelmeden hemen önce eşim de kendi şirketi için bana iş teklifinde bulunmuştu. Hakkımda çok şey duyduğunu ve benimle bir iş görüşmesi yapmak istediğini bildirdi ve pek de reddedilemeyecek teklifler sundu. Ancak ben o dönem daha kariyer odaklı düşünüyordum. Çok gençtim ve doğru adımlar atarak ilerlemek istiyordum. Onun teklifini kenara yazdım. Bir süre ''Hayır'' dedim. Ama ardından Ankara teklifi bürokrasi tecrübesi olduğu için daha cazip geldi ve kabul ettim. Ancak biz tanışmış olduk ve görüşmeye başladık. Ama görüşmelerimiz ben Ankara'da olduğum için hafta sonlarıyla sınırlıydı ve ben gerçekten çok özlem duyuyordum. Sanırım onun için evlenme teklifi alınca hiç düşünmeden kabul ettim ve hırsla sarıldığım profesyonel kariyerimi noktaladım.
- Dışarıdan inanılmaz ışıltılı görünen bir hayatınız var. Buzdağının görünmeyen kısmında neler yaşıyorsunuz?
İnsanların sorumlulukları birbirinden hiç farklı değil. Aileme, evime, yaşadığım sosyal çevreye, işime, benimle birlikte çalışan arkadaşlarıma karşı sorumluluklarım var. Işıltılı dünyanın arkasında çok zorlu ve ciddi mücadeleli günler yaşıyorum. Hayatım hiçbir zaman rahat olmadı. Eşim de ben de çalışarak elde edilen şeyleri seven insanlarız. Kolay elde edilen şeyler ikimize de zevk vermez. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil.
- Size göre lüksün tanımı nedir?
Lüks için pek çok tanımlama yapabilirim ama kilomu korumak için hep yediklerime dikkat ediyorum dolayısıyla; şöyle koca bir dilim cheese cake veya güzel bir tabak spagetti gerçek bir lüks olabilir benim için...
- Dünyaca ünlü yıldızlarla aynı kıyafetleri giydiğiniz haberleri basında sıkça yer alıyor. Bu haberler sizi nasıl etkiliyor?
Hiçbirimiz kıyafetlerimizi özel diktirmiyoruz hazır alıyoruz. Eğer bunu yaşamak istemiyorsak, kıyafetlerimizi özel diktirmeliyiz. Bu da ciddi maliyetli bir şey. Ben bundan kaçınsaydım özel kıyafetler diktirirdim. Özellikle pişti olmak arzum yok. Hazır giyim aldığınız sürece bundan kaçamazsınız. Özellikle pişti olmak için aynı kıyafetleri alıyorum diye bir durum söz konusu değil.
- Stilinden ilham aldığınız dünyaca ünlü yıldızlar var mı? Türkiye'de en çok kimin stilini beğeniyorsunuz?
Stilini çok beğendiğim kişiler var ama ilham alıp giyindigim yok. Çünkü yaşam tarzı bulunduğunuz çevre, farklı şekilde giyinmek isteseniz de sizi belli kalıplara sokuyor ister istemez. Stilini cok begeniyorsunuz ama uygulamak elbette farkli birsey. Kate Moss bence gerçekten ne giyse kendisine yakıştırıyor. Olivia Palermo'yu çok şirin buluyorum. Genç kızlığımdan beri hep Audrey Hepburn hayranıyım. Türkiye'de ise en çok Derin Mermerci'yi beğeniyorum.
- Sizi sıradan bir kıyafetle görmek mümkün değil mi peki?
Bana göre önemli olan dikişin kaliteli ve iyi olması. İnsan gençken daha iyi olmayan bir dikişi kaldırabiliyor. Belli bir yaştan sonra daha iyi dikilmiş giysiler giyinme ihtiyacı hissedebilir. Genç vücut gibi kaldıramayabiliyor. Çok beğendiğim her şeyi giyebilirim. Marka takıntım yok. Bu tarz şeyler için de vakit lazım. İsmini vermek istemediğim büyük bir alışveriş merkezine girip de bir dükkandan çıkıp diğerine girecek vaktim yok.
- Giyim stilinize eşiniz karışıyor mu? Onun beğenmediği bir kıyafeti yine de giyer misiniz?
Giyimime eşim karışmaz ama aşırı dekolte kıyafetler giymem. Belki giysem karışabilirdi. Ancak saç stilime karışır. Saçlarımı asla onun beğenmediği tarzda yaptırmam. Çünkü görmemezliğe gelme gibi bir durumu hiç yoktur.
- Çantaya ya da mücevhere yatırım gözüyle bakıyor musunuz?
Elbette satmak için almıyorum. Ama artık olacak bir parça olacağına, her zaman bir değer olacağını bilmek bence, ''Yatırım gözüyle bakıyorum'' demenin açılımı. Vintage giysi ve aksesuvarlara sahip olmak da ayrıca hoş bence.
- Eşiniz Kemal Bey'le iş dışındaki ortak zevkleriniz neler?
Her ikimizde seyaheti çok seviyoruz. Yeni lezzetler keşfetmek, tarih, kültür, sanat ilgimizi çekiyor. Film izlemekten ve birlikte spor yapmaktan hoşlanıyoruz. Ben spor yapmaktan hiç hoşlanmazdım eşim bana spor yapmayı aşıladı. Eşim de kitaba meraklı değildi o da benimle birlikte kitaba merak sardı.
- İş hayatında nasıl bir Feryal Hanım var?
Aslında yumuşak pozitif ve hoşgörülü bir insanım. Bunları farkında olmayan insanlarla çalışmayı beceremiyorum. Karşımdaki insanlardan aynı sorumluluk duygusunu ve disiplini beklerim. Bir şeyi söylediğim zaman karşımdakinin hızlı kavramasını isterim. Çok tekrar etmek istemem. Çabuk ve hızlı takip edilsin isterim. Kırıcı değilimdir asla. İkimizde hiperaktifiz. Bizimle çalışan insanlara o hız bulaşıyor.
- Bu kadar hızlı tempoda 24 saat size yetiyor mu?
Ben çok erken uyandığım ve az uyuduğum için günü dolu dolu yaşıyorum. İş saatleri dışında kalan saatlerde, kız arkadaşlarımla öğlen yemek yemekten çok keyif alıyorum. Akşam bir davet varsa aksamüstü kuafore gidiyorum. Vakıf ve derneklerle ilgili çalısmalarım veya toplantılarım varsa; onlarla ilgilenirim.
- Eşinizi ya da kendinizi işkolik olarak tanımlar mısınız?
Eşim işkolik benim de işkolik olmamı çok arzu ediyor. Öğle yemeği kaçamaklarımdan, akşamüstü eve erken dönmelerimden hiç hoşnut olmaz. Ona kalırsa sabah 9 akşam 9 çalışmalıyım. Beni daha fazla ofiste tutabilmek için elinden gelen her çabayı sarf edebilir. Ofiste benimle birlikte olmaktan zevk aldığını söylüyor. Ama benim tek sorumluluğum ofis değil...
- Sorumlu olduğunuz başka hangi alanlar var?
TEYEV'de şehit polislerimizin aileleri ve çocuklarının eğitimi için çalışıyorum. Gerçekten çok severek isteyerek çalıştığım bir vakıf. Ayrıca Dilek Sabancı'yla birlikte TOSSED'de çalışıyorum. Özel sporcular için olimpiyatlara sporcu gençlerimizi hazırlıyoruz. Ayrıca KAHİDER, kadın girişimciler derneğindeyim. Bu projede de girişimci kadınlarımıza uygun bulduğumuz yaratıcı projelerinde destek veriyoruz. Elimden geldiğince de diğer tüm vakıflara gönüllü çalışmalarda destek vermeye çalışıyorum.
- Gülman Group olarak emlak ve inşaat sektöründe yatırımlar yapıyorsunuz. Yeni projelerinizden bahseder misiniz?
İzmir Mordoğan'da 1600 dönümlük yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz. Şu an yeni doğan bir bebek gibi heyecan veriyor bana. 500 dönümlük bölümü inşaat alanı olacak olan arazi bir yarım ada. Bu arazide sağlık turizmi yaz okulları, otelcilik ve yerleşim alanları olacak. Aynı zamanda kendi marinasi da kurulabilecek bölgenin İzmir Havaalanı'na 45 dakika uzaklıkta olması çok büyük bir avantaj doğrusu. Benim en buyuk hayalim bu proje. Ayrıca şu an İstanbul Ulus'ta devam etmekte olan bir inşaatımız proje halinde. İki konut projemiz var. Ayrıca İstanbul'un farklı bölgelerinde lojistik olarak işletmek üzere inşaatına başladığımız projelerimiz var.
Feryal Gülman'la kısa kısa:
- Antikaya çok meraklı, geçmişte bazı parçalara sahip olmak için hırs yapsa da şimdi yavaş yavaş toplamayı tercih ediyor.
- Eşi Kemal Bey, Feryal Hanım'ın giyimine pek karışmasa da saç stilinde oldukça hassas. Eşinin beğenmediği şekilde saçlarını yaptıramıyor.
- Oğlu Aslan'ın okul dönüşü mutlaka evde oluyor, dersleriyle yakından ilgileniyor.
- Alkol çok nadir kullanıyor, sağlıklı beslenmeye ve spora çok meraklı. Cilt bakımını evde kendi yapıyor.
- Eşiyle 21 yıllık evliliklerinin hiçbir döneminde birbirlerinden ayrı olarak tatil yapmamışlar. Evlenirken böyle bir karar almışlar.
- Sık sık yurtdışına seyehat ediyorlar. Çin ve Mısır en çok etkilendikleri ülkeler.
- Karı koca çalışılarak elde edilen şeylerin zevk verdiğini düşünüyorlar.