Cemiyet hayatının ünlü isimlerinden Pelit Pastaneleri'nin sahibi iş adamı Cengiz Ayan'ın zarif eşi Sinem Ayan, sosyal sorumluluk projelerinde yaptığı başarılı çalışmalarıyla ön plana çıkan bir isim. Sinem Hanım, eğitimden, sosyal sorumluluk projelerine, eşiyle tanışma hikayesinden, formunu koruma hikayesine kadar her şeyi htkulup.com'a anlattı.




Röportaj: Reşit ÖZET






Sinem Hanım sizi kısaca tanıyabilir miyiz?




Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. Üniversiteyi bitirdikten kısa bir süre sonra eşimle tanıştım.






İş hayatına atılmayı hiç düşündünüz mü?




Aslında çok isterdim ancak aile benim için çok önemli. Çocuklar için en önemli şeyin anneyle beraber büyümek olduğunu prensip haline getirmiş bir ailede yetiştiğim için, her zaman çocuklarımın başında olmak istedim. Bu yüzden iş hayatına atılmayı düşünmedim.




Sizin de içinde yer aldığınız 13 arkadaşınızla faaliyet gösterdiğiniz sosyal sorumluluk projelerinden bahsedermisiniz? Bu oluşum nasıl oldu?




Biz zaten sosyal hayatımızda da birbirini seven ve görüşen arkadaşlarız. Hepimiz çocukların geleceğimiz olduğu ve onlara yatırım yapma konusunda hemfikirdik. Böylece Adım Adım Destek Grubu oluştu. Bunun gibi sosyal sorumluluk projelerinde olmaktan dolayı çok mutlu ve


gururluyum.



Sizce ülkemizde bu alanda en çok hangi alanlara yoğunlaşılmalı?




Genç nüfuslu bir ülke olduğumuz için çocuklar ve onların eğitimi ön planda olmalı. Çeşitli olumsuzluklar yaşayan çocuklarımız imkansızlıklardan dolayı kapasitelerini kullanamaz durumdaysa onlarınn içindekileri açığa çıkartmak, potansiyellerini bulmalarına yardım


etmek hepimizin görevi olmali.




Eşiniz Cengiz Bey ile nasıl tanıştınız?




Eşimle bir arkadaş ortamında tanıştık.




Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti?




Anne olmak hakikaten inanilmaz bir duygu. Benim bütün hayatım, hayata bakışım değişti. İnsan daha sabırlı ve dirayetli olmayı çocuğu olunca öğreniyor. Oğullarım Cengizhan ve Can Efe ile gurur duyuyorum. Onlar gibi çocuklarım olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum.






Düzgün fiziğiniz ve fit görünümünüzle dikkat çekiyorsunuz. Formunuzu nasıl koruyorsunuz?




Hayatımın hiç bir dönemi kilo problemim olmadı o yüzden çok sanslı bir insanım. Ama böyle bir yapım var diye asla kendimi bırakıcak bir insan değilim. Haftanın üç günü spor eğitmenim Eftan’la kuvvet antremanı yapıyorum. Dr. Selahattin Dönmez’e de sağlıklı beslenme konusunda


danışıyorum. Bu proglamla kendimi ruhen ve bedenen sağlıklı hissediyorum.




Sizce moda nedir? Modayı takip eder misiniz?




Bence moda kişinin öne çıkan giyim tarzını ifade etme şeklidir. Şimdi her şeye tüketici karar verdiği için tüketicinin isteğine paralel trendler ortaya çıktı. Bunların kendi tarzıma yakın olanları takip ediyorum. Ancak tarzım olmayan, yakışmadığını düşündüğüm şeyleri sırf


moda diye giymem ve tüketmem.




Davetlerde şıklığınızla ön plana çıkan biri isimsiniz. Kendi giyim tarzınızı nasıl tanımlarsınız?




Vücut tipimi iyi tanırım ve ona göre giyinirim. Yerine göre giyinmeye özen gösteririm.




Türkiye'de ve dünyada en beğendiğiniz tasarımcılar kimler?




Türkiyede Hakan Yıldırım ve Cengiz Abazoğlu’nu çok beğeniyorum. Dünyada ise Victoria Beckham, Tom Ford ve Rouland Mouret tasarımlarını beğeniyorum.




Hayatta neleri affetmetsiniz? Olmazsa olmazlarınız var mıdır?




Bence hayatta her zaman affedici olmak gerekir. Birine karşı kin ve nefret duygusu beslemek insanın sadece kendisine zarar verir diye düşünüyorum o yüzden affetmem kelimesinden hoşlanmıyorum ancak yalancı ve ikiyüzlü bir insanla arkadaşlık etmemeye özen gösteririm. Olmazsa olmazım tabii ki ailem.




Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?




Aileme çok düşkünüm eşim ve çocuklarımla zaman geçirmek onlarla keyifli sohbetler etmek, sinemaya gitmek, seyahat etmek en büyük zevkim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR