'Anne olunca annemi anladım'

İşadamı Selim Kosif'le yıllardır mutlu bir evliliği olan Eda Kosif, mutlu yıllarına 3 çocuk sığdırmış. Melis, Lila ve Kaan'la yakından ilgilenen güzel anne Kosif, aynı zamanda geleneklerine çok bağlı bir insan. Geçtiğimiz Anneler Günü bir araya geldiğimiz Eda Hanım'la annelikten, evliliğe, seyahatlerinden aile yapısına kadar her şeyi konuştuk.

Röportaj: Aybala ÇALIŞKAN

Fotoğraflar: Ferit TUĞLUK








Melis, Lila ve Kaan’la dolu bir hayat… Üç çocuk, sosyal hayat, evlilik ve annelik…. Hepsini bir arada nasıl idare ediyorsunuz?




Çok zorlandığımı söyleyemem. Çünkü belirli bir sistemle organize olduktan sonra her şeye yetebilirsiniz. Zaten çocuklarım benim için çok daha ayrıdır. Onlara bütün vaktimi veririm. Sosyal yaşam dediğiniz zaman da insanların kendi bireysellikleri için bu zamanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlarınızla deşarje oluyorsunuz, evliliğim zaten çocuklarımla örtüşen bir durumla beraber yürüyor. Eşimle de gerektiği kadar birbirimize zaman ayırıyoruz. Ben proglramlıbir insanım. Belirli programlarım var, gün ierisinde de o programları yaparım. Çocuklarımın okul saatlerine göre de genellikle kendi bireysel vakit geçireceğim zamanları ayarlarım. O yüzden bugüne kadar böyle bir problemim olmadı, her şeye yetişebildim diyebilirim.




Melis, Lila ve Kaan'ın aralarında ne kadar yaş farkı var?




Ben arka arkaya doğum yaptım. 5 senede 3 çocuğum oldu. Melis ve Lila'nın arasında 22 ay, Lila ile Kaan'ın arasında da 22 ay var. Arka arkaya doğum yaptım diyebirim. Ama çok zorlandım. Şimdi düşündüğüm zaman araya belirli bir zaman koysaydım o zaman da benim için çok daha zor olurdu. İyi ki böyle kısa aralıklarla doğum yapmışım diyorum. Dördüncü çocuğu düşünmüyorum. Eşimle birlikte üçüncü çocukta da gel-gitler yaşadık ama bize çok güzel bir süpriz oldu ve iyi ki oldu diyorum.




Eda Hanım, sabahtan akşama kadar bir gününüzü bize anlatabilir misiniz?




24 saatim aslında çok değişken değil. Hafta içleri genelde evimizde çocuklarımızla vakit geçiririz. Sabahları birlikte uyanıp, eşimi işine uğurladıktan sonra ben programlarıma bakar, herhangi bir derneğimizin bir aktivitesi varsa onunla ilgilenirim. Arkadaşlarımla öğle yemeğine çıkarım. Tabii bunlar belirli saatlerde olan şeyler. Çocuklarımın okul çıkışı saatlerinde de evde olmayı tercih ediyorum. Eve geldiğim zamanda çocuklara sorarım nasıl vakit geçirceğimizi ve ona göre dediklerini yapmaya çalışırım. Akşam yemeklerinde de ailecek beraberizdir. Ondan sonrada çocuklarımla beraber uyku programımızı yaparız.




Geleneksel bir aile yapısına sahipsiniz. Sanırım eşiniz eve gelmeden evde olmayı tercih ediyorsunuz?




Kesinlikle evet, bu aileden gördüğüm bir adettir. Bunun bana böyle olması gerektiği söylenmedi ama insanlar yetiştiği zaman ne gördüyse onu yapmaya çalışıyorlar. Eşimde asla bu konuda belirli bir kuralları olan bir eş değildir. Ama ben bunun böyle olmasından yanayım. Çocuklarımız içinde böyle olması gerektiğini düşünüyorum.




Geçtiğimiz Pazar Anneler Günü'ydü... Annenize aldığınız ilk hediye neydi hatırlıyor musunuz?




Anneme aldığım ilk hediyem okulda yaptığım bir resimdi. Çünkü ilk hediyeler şu an olduğu gibi de okulda hazırlanıp verilirdi. Ama ben annemin değerini çok bilmemişim aslında bunu anne olunca daha iyi anladım. Çok heyecanlanırdım. Babamın başını ağrıtırdım sürekli 'Anneme ne alıcaz, ne zaman alıcaz, hadi şimdi alalım'' sürekli böyle geçerdi. Çocuğun annesine hediye alması heyecanlandırır ama annenin çocuğundan hediye alması apayrı bir duygudur. O yüzden annemi şimdi çok daha iyi anlıyorum.

''Anne olunca anladım…’’ dediğiniz neler var hayatınızda?




Anne olduğum zaman ilk önce annemi anladım diyebilirim. Annemin bana söylediklerini, ne demek istediklerini, onun bizim için yaptığı fedakarlıkların ne anlama geldiğini, bunların hepsini anladım. Bir de sürekli bir söz vardır hayatımızda; "Anne olunca anlarsın." ben bu cümlenin de ne anlama geldiği anne olduktan sonra anladım. Gerçekten insana bambaşka bir hayat veriyor. Hayatınız değişiyor, daha duygusal oluyor ve bambaşka bir hal alıyorsunuz. Aslında sorumluluklarınız artıyor. Arkanızda yetiştirmeniz gereken 3 kişininde ağırlığını taşıyarak, adım atmak durumundasınız. Açıkcası anne olduğum zaman bunları daha iyi anladım.




Bunlar hayatınıza getirdikleri artılardır. Peki götürdükleri nelerdir?




Aslında çok şey yok. Ama Melis'in doğumundan önce, çok aktif bir iş hayatım vardı. 23 yaşında başlayıp hamileliğimin Melis'in doğumun öncesine kadar aktif iş hayatıma ondan sonra ara verdim. Bu bende bir götürü oldu. Çünkü ben çalışmayı çok seven bir insanım. Çaılşmanın gerekli olduğunu düşünüyorum, çünkü çalışarak insanlar güncel hayatı daha iyi takip ediyorlar. Gazete okumanın şekli bile değişiyor. Bende ki tek götürüsü budur. Benim ailem sanayicidir. 23 yaşında babam bana halı mağazası açtı. 5 sene mağaza hizmetinde çalıştım, yönettim diyebiliriz. Bizim işimiz halı ipliği üretmeydi. Babam bana böyle bir başlangıç yaptı ve iyi ki de yapmış. Onun sayesinde sorumluluk sahibi oldum. Daha sonra fabrika tarafına geçtim ve orada çalışmaya devam ettim.






Kızlarınızın babalarıyla olan ilişkileri nasıl? Genelde kız çocukları babalarını annelerinden kıskanır. Sizde bu durum yaşanıyor mu?




Henüz böyle birşey yok. bundan sonrada olur mu bilmiyorum çünkü daha çok küçükler ve anneye ihtiyaçları oldukları bir dönemdeler. O yüzden henüz böyle bir kıskançlık yaşamıyoruz. Babalarıyla da çok güzel bir ilişkileri var. Eşim de gerçekten çocuklarına çok ilgi gösteriyor, çok iyi bir babadır. Çok yoğun bir iş hayatı olmasına rağmen çocuklarına zaman harcar. Mesela haftasonlarında zaman zaman çocukları işe götürür.



Hayata dair kendi annenizden öğrendiğiniz ve çocuklarınıza aşıladığınız neler var?




Zaten ailemden ne öğrendiysem çocuklarıma onu aşılamaya çalışıyorum. Çünkü insan bildikleri şeyleri öğretirler. Ben ailemden en başında merhameti öğrendim. Bana hep merhametli ve töleranslı bir insan olmam gerektiği söylendi. Çocuklarımın da insanlara karşı saygılı, sevgi dolu ve fedakar bireyler olmalarını çok isteyip, öyle yetiştiriyorum. Hiçbir zaman hırslarının esiri olmamalarını gerektiğini öğretiyorum. inşallah bunları öğretmeklede başarılı olurum.




Sık sık seyahat ediyorsunuz. Seyahatlerinizde aklınızda kalan güzel bir anınız var mı?




Geçen günlerde Aslı Şen ve ailesiyle New York'a gittik geçekten çok keyifliydi. Aslı ve Metin Şen bizim çok sevdiğimiz aile dostlarımızdır. Metin Şen çok güzel bir organizasyon yapan bir insandır sayesinde çok güzel yeni yerler gördük. Seyahati çok sık olmasa da seviyoruz. Yıllık programlar yapıyoruz. görmediğimiz yerlere yılda 1 kere gidiyoruz.




Türk mutfağına ya da dünya mutfağına ilginiz var mı?




Kesinlikle gurme değilimdir, çok iştahlı bir insanım, yemeği çok seviyorum, yemediğim zaman mutsuz olan birisiyimdir. Çok yediği halde kilo almayan birisiyimdir. Metobolizmam hızlı çalışıyor, annem de çok zayıf o konuda çok şanslıyım. Spor yapıyorum ama uzun zamandır gitmiyorum eşim de haftanın 3 günü mutlaka spor gider. Hayatımda hiç diyet yapmadım.




Alışveriş konusunda marka bağımlılığınız var mı? Alışverişe çok vakit ve para harcar mısınız?




Marka takıntım yoktur ama belirli markaların ürünlerini çok severim. Alışverişe çok zaman harcayan birisi değilimdir. Alışveri konusunda da çok pratiğimdir, bedenime uygun gördüğümü hemen alırım. İnternetten sıkça alışveriş yapan ve keyif alan birisiyim.




Yuvayı dişi kuş yapar derler. Yıllardır mutlu bir evliliğiniz var. Sırrı var mı?




Bunun bir sırrı yok, en önemlisi karşıklıklı saygı ve sevgidir. Kendi kabuğumuzda çok samimi yaşamaya dikkat ediyoruz. Birbirimize karşı duyduğumuz sorumlulukların bilincindeyiz. Bunuda bu şekilde sürdürdüğünüz sürece zaten mutluluk size gelir. Ben yapı olarak da çok pozitif bir insanımdır. Bardağın her zaman dolu kısmını görürüm. Evlilik de böyledir. Tabii ki her evlilikte olabilecek gibi tartışıyosunuz, kızıyosunuz zaman zaman da dünyanın en mutlu insanı oluyorsunuz ama siz her zaman o pozitif olan kısmı görürseniz zaten mutsuz olmanıza imkan yoktur.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR