İNSANLAR bana sürekli "Ne çok geziyorsun" diyor. Evet ama yeni değil, Ben kendimi bildim bileli hep çok geziyorum. Sizler sadece sosyal medya sayesinde benim gezdiğim yerleri daha detaylı gördüğünüz için şimdi böyle düşünüyorsunuz. Bakınız yine bu çok gezme, görme, öğrenme sevdam sayesinde düştüm yollara. Bir günlüğüne, kaç kere gittiğimi hatırlamadığım Amsterdam'ın en meşhur semtlerinden biri olan Rembrandtplein'de açılan Ali Ocakbaşı'na yemek yemeğe ve yemek festivali Taste Of Amsterdam'a katılmaya gittim.
Volkan ve Okan Akkuş kardeşlerin sahibi olduğu Ali Ocakbaşı hem Karaköy'de hem de Pera'da kısa zaman içinde müdavimlerini oluşturdu. Biliyorsunuz artık ben de sık sık yazıyorum. İnsanlar "O kulüp senin bu kulüp benim"den daha çok "Nerede güzel yemek var?"ın peşine düşmüş durumda. O yüzden de lezzetli yemek nerede insanlar orada. Beni tanıyanlar bilir. Ben öyle bir şeyi çok büyülü sözlerle süsleyemem. Neyse o. Arkadaş kontenjanından "Kıyak olsun" diye de pek süsleme yapamam ama Okan ve Volkan Akkuş'a da söyledim. Gerçekten Hollandalıların sevdiği, ilk günden mekanı doldurdukları kadar var. Türkiye'de kısmet olmayan bu lezzeti uzaklarda tattım ve bayıldım. Bir de mekandayken Hollanda'da değil sanki Türkiye'de gibisiniz. Yüzde 30 yabancı çalan müziklerin yüzde 70'i Türk. Zeki Müren'i de sık sık dinliyorsunuz efendim. Bu en güzeli. Çünkü ben artık böyle mekanlarda hiç duyamaz oldum üstadın sesini.
Hollandalı'nın yavaş yemek keyfi
ABLAM uzun yıllardır bu ülkede yaşadığı için insanlarına da pek aşinayım. Hollandalılar yavaştır her anlamda. Yemek konusunda da öyle. Tabii bizde uzun yemek sohbetleri olur ama biz hızlı yemek yiyen bir toplumuz. O gün 8 kişi uzun bir masaya konuşlandık. Bize göre çok uzun ama Hollandalılara göre çok hızlı bir yemek yedik. Biz geldiğimizde masada oturan Hollandalılar biz çıkarken hala yemek yiyorlardı.Anlayacağınız bizim lezzetlerin tadını bizden daha çok çıkarıyorlar. Ülkede olan birçok Türk mutfağında yabancılar daha çok zaman geçiriyor. Sizin de yolunuz düşerse dikkat ettiğiniz de göreceksiniz.
Yurtdışında yaşıyorsanız ve Türk lezzetini özlediyseniz hiç düşünmeden oturun ocakbaşına. Keyfini çıkartın memleket hasretinin. Bu arada Volkan ve Okan Akkuş kardeşlerin dördüncü durakları Ekim'de Londra Soho olacakmış. Bir Türk vatandaşı olarak ülkemiz adına yatırım yapan herkesi gönülden destekliyorum. Daha 5-6 ay önce açılmış olmasına rağmen Taste of Amsterdam'da bile en dikkat çeken stantlardan olmayı başarmışlar.
Burası tam da gizli bir kulüp
BİRgünlüğüne gitmiş olabilirim ama tabii Amsterdam'da kendimi sokaklara atmadan olmazdı. Vitrinde dondurulmuş bir inek olduğuna bakmayın. Burası gizli bir eğlence rotası. Siz önce hamburgerinizi afiyetle yiyin daha sonra arka odaya geçip sabaha kadar dans edin. Aynen işte böyle bir mekan burası. Tıpkı bizim buzdolabın içinden geçtiğiniz pizzacı Gizli Kalsın gibi. Burada canlı müzik yok. İçerde bar var ve harika güzel kızlar çalışıyor. Barda papyonlu yakışıklı barmenler var. Son günlerin en popüler mekanları arasında olan bu kasapta cidden eğleniyorsunuz.Müzik sesi rahatsız etmiyor. Rahatlıkla da konuşabiliyorsunuz.
Bitmek bilmeyen klasik yurtdışı sayıklamaları
-Neden biz de böyle değil?
-Neden bizim de bir yemek festivalimiz yok?
-Neden biz de sürekli çocuklar ağlıyor?
-Neden biz de sürekli kadınlara bakıyorlar. Baksana burada kadınlar gönülleri gibi giyinmişler. Bir kişi bile dönüp bakmıyor.
-Bunlar nasıl bu kadar rahat bisiklete binebiliyorlar.
-Neden biz de bu kadar çok bisiklete binen yok.
-Neden biz de sürekli korna çalınıyor.
-Temiz hava, bol yeşillik. Korna sesi yok, çocuk ağlamıyor. Kavga yok, gürültü yok. Tadını çıkartın durumun.
-Biz de "Çimenlere basmayın uyarısı" vardır baksanıza çimenlerde yatıyorlar, köpekleri ile oynuyorlar.
-Ne kadar çok yeşillik var, ağaç var. Her taraf park, bahçe.
-Artık biz de her türlü mağaza var.
-Avrupa'ya geldiğimizde bavul bavul HM'den bir şeyler alır dönerdik. Şimdi biz de var. Gerek kalmadı. Olmayan şeyleri almak gerek.
-Dolar çok pahalı çok. Artık bize buralar çok pahalı.