Yıllar geçse de bir şeyler unutulmuyor. Bir kadın, bir erkeği, bir başka kadının elinden alıyor ve evlilik gerçekleşiyorsa tanıyan tanımayan evliliğin bitmesini bekliyor. Ünlü, ünsüz fark etmez. Bu bir, bir daha iki.
Türkiye’de ya da dünyada hemen, 1- Karma, 2- İlahi adalet, 3- Yuva yıkanın yuvası olmaz cümleleri tekrarlanıyor. Hatta “Ben söylemiştim” gibi beylik laflar sarf ediliyor. Angelina Jolie ile Brad Pitt boşanma kararı aldı, gözler Jennifer Aniston’a döndü. Boşanma açıklaması yapılınca dünyada “Jennifer rahat uyuyacak bugün. Beklenen oldu” gibi yorumlar yaptı.
Merakla beklenen bir başka boşanma daha gerçekleşmek üzere: Demet Şener-İbrahim Kutluay.
Demet Şener, “Elimde bazı belgeler var. Gözümle görünce inandım” dedi. Oysa bu ne bir günlük, ne iki günlük hikâye; yıllardır konuşulan mevzular.
E haliyle sosyal medya âlemi konuyu gün boyu döndürüp dolaştırdı, 16 yıl üzerinden geçmiş olsa bile Demet Akalın’a getirdi.
Tamam ama bazı cümlelere dikkat etmek gerek. Çünkü karşı taraf evli, mutlu ve çocuklu. O yüzden de biraz daha hassas olmakta fayda var derim.
Mevzu ilahi adalet midir, karma mıdır tartışılır ama gerçekten böyle ilişkiler ömür boyu sürmüyor, süremiyor. O kara bulutlar bir türlü dağılmıyor. Demet Şener ile İbrahim Kutluay ilişkisinde de olduğu gibi.
'Demet çok geç kaldı'
İYİ de neye geç kaldı? Neden geç kaldı? Kime ne, bize ne. Boşanır, aldatılır, boşanmaz, âşık olduğunu açıklar, bize de haberi yapmak kalır. Yargılayamayız, eleştiremeyiz. Neyse onu sunarız. Ancak gün boyu Demet’i tanıyan tanımayan kiminle konuşsam, “Çok geç kaldı” yorumunu yaptı.
Ben gazeteci olduğum için bir şeyleri biliyorum, duyuyorum ama bu konuyla hiç ilgisi olmayan kişiler nereden ne biliyor onu çözemiyorum. Demet Şener’in bu kadar geç kalmasına kızıyorlar. Yani neye, nasıl karar veriyorlar bilemiyorum.
Özellikle kadınlar, Demet Şener’i suçluyor. Bunca yıl sustuğu, sineye çektiği ve bu evliliği kabul ettiği için. Benim de zaman zaman, “Bu kadar aldatma ayyuka çıkmışken ne bekliyor Demet Şener acaba?” dediğim, söylendiğim, hatta
“Böyle kadınlara saygı duymuyorum” dediğim çok olmuştur. Ama bir haberci olarak bildiğim, duyduğum şeyler karşısında yaptığım bir yorum. Sonuç olarak en başta söylediğim gibi, kimseyi yargılayamayız.
Ancak Demet Şener yuvasını kurtarmak için mücadele verdiğini anlatıyor. Belki durumların değişeceğini düşünüp bekledi. Ama şunu biliyorum ki, hiçbir şey değişmiyor. Bir kere yapan, bir daha yapıyor.
Siz siz olun, “Bir kez aldattı, bir daha aldatmaz”, “Bir kez dövdü, bir daha dövmez”, “Bir kez küfretti, bir daha etmez”, “Ben onu değiştiririm”, “Kavga ediyoruz ama ikinci çocuğu yapayım düzelir” demeyin. Olmuyor, olamıyor. Bir kez yapan ikinci kez mutlaka yapıyor.
Etrafımdaki herkes depresyonda
ÖNCEKİ gün Habertürk internet sitesinde “Depresyon belirtileri” diye bir haber vardı. O maddelerin hepsi, hatta daha fazlası etrafımdaki insanlarda var. Mesela son günlerde en çok hangi cümleleri mi duyuyorum?
- Yataktan çıkmak istemiyorum.
- Sürekli yemek yemek istiyorum.
- Şu anda kucağımda cips var. Çikolata kaşıklıyorum. Hatta baklava aldım gelirken. Bir sürü ıvır zıvır. Gece de lahmacun ve çiğköfte siparişi vereceğim.
- İşe gitmek istemiyorum.
- Uyuyamıyorum.
- Sürekli ağlamak istiyorum.
- B planınız var mı? Ben sürekli B planı kuruyorum.
- Yaz bitmese.
- Sürekli bir yerlerden arsa bakıyorum. Kendime bahçeli bir ev yapacağım. Bahçesine domates, salatalık ekeceğim.
Siz uyurken
- Bodrum CIP’te 4 erkek bağıra bağıra sohbet ediyor. Etrafta kim var kim yok umurlarında değil. Daha doğrusu, rahatsız olan var mı yok mu umursamıyorlar. Beylerden biri kahkahalar atarak, “Bol hanımlı bir Uzakdoğu seyahati yapalım
önümüzdeki hafta” diyor. Diğeri de “Hemen organize ediyorum” diyor. Beylerin uçaktaki kahkahaları devam etti. Konu ise bol hanımlıydı.
- Adam, “Sen iste yeter ki ben uçarım” diye bağırıyor sokak ortasında. Haliyle herkes kafasını çevirip bakıyor. Hatta yol ortasında duruyor. Araba korna çalıyor, ama umurunda değil. Adam bağırıp çağırdı ve cadde ortasından yürümeye devam etti.