17 sene, 10 albüm. Sağlam bir kariyer. Funda Arar'dan bahsediyorum. Yeni albümü ‘Aşk Hikayesi'nde 13 şarkı var. Bu dönemde iyi cesaret tabii. Zaten kendisi de HT Magazin'den Mehmet Çalışkan'a verdiği röportajda "Cengaver ve deliyim" diye açıklamış bu durumu. Eh son yıllarda albüm satmıyor ve birçok ünlü bir iki şarkılık single'larla yetinir oldu. Biz dinleyiciler de yetiniyoruz ama Funda Arar'ın sesi ve yorumuna bir iki şarkı yetmiyor. Albümü dinlerken zaman su gibi akıp gidiyor. Kadının sesinde bir rahatlık, bir dinginlik var. Şarkıyı söylerken yaşatıyor size birçok anı ve anılara sürüklüyor. Ben Funda'ya "Aşkın sesi" diyorum. Bazı dönemler kendisine öyle bir takılıyorum, öyle bir sarıyorum ki bırakamıyorum. Gerçekten kadını dinlemeye doyamıyorum. Her zaman uyanır uyanmaz ilk iş kahve makinemin düğmesine basıyorum, ardından da müzik setimin. Bazı dönemler kendimi sürekli Funda Arar albümü seçerken buluyorum. Tuhaf bir bağımlılık yaratıyor bende. Ses ve yorumla alakalı. Bu ‘Aşk Hikayesi' de beni acayip saracak gibi. Takıldım bile, sürükleniyorum şarkılarla. Önümüzdeki günlerde ilk üçümü size belirteceğim.
Kalbe dokunan adam kalpten gitti
Son yıllarda sabahları uyandığım zaman öğrendiğim kayıplar yüreğimi o kadar sıkıştırıyor ki anlatamam size. Önceki gün de Tayfun Talipoğlu'nun acı kaybıyla güne başladık. Kalplere dokunan adam, kalp kriziyle hayata veda etmişti. İşte bu kadar. Hayat bu işte. Ne zaman, neden, niçin bu hayattan göçüp gideceğiniz hiç belli değil. İşte bu kayıplarla tam da bunu sorguluyorsunuz. Oysa ki ben pazar günü gazetenin birinde "Zenginler ‘Kıyamet Günü'ne hazır" diye bir haber okumuştum. Yani kimi küresel ısınmadan korkuyormuş, kimi üçüncü dünya savaşının çıkmasından, kimi de kıtlıktan. O yüzden de önlemlerini almışlar ve tüm paralarının bunun için harcıyorlarmış. Bu tema üzerine yapılan bir dünya Amerikan filmi de var. Yani paran varsa yaşayacaksın ya. Ölüm seni anında gelip bulmayacak ya. Tuhaf dünyaya tuhaf önlemler. Garip işte. Tayfun Talipoğlu bu garip dünyadan göçüp gitti. Nur içinde yatsın, mekânı cennet olsun.
Son yıllarda PR'cıların durumu
-Esin Hanım e-mail attım geldi mi?
-Esin Hanım e-mail'im elinize ulaştı mı?
-Esin Hanım davetiye yolladım hem e-mail hem whatsapp'tan, elinize ulaştı mı?
-Esin Hanım davetiye elinize ulaştı mı katılabilecek misiniz?
-Esin Hanım size bir haber attım, kullanabilecek misiniz?
-Esin Hanım size bir haber attım, mümkünse köşenizde bu hafta sonu yazabilir misiniz?
-Esin Hanım bu gece katılacak mısınız?
Yeteeeeeer, lütfen yeter hanımlar-beyler. Bir kere arıyorsunuz, ber kere mesaj ve e-mail atıyorsunuz tamam. Ama birden fazla, hatta on kere bu işlemleri yapanınız var. El insaf.
Şamdan'ın yeni sahipleri belli oldu
40 yıllık Şamdan'ın yerinde bundan böyle Türkiye genelinde 13 şubesi olan Cookshop yer alacak. Şamdan'ın mülkünün sahibi Seda Sayan ile Şamdan'ın sahibi Mehmet Tuna arasındaki dava ve tartışma süredursun, mekân kiralandı bile. Daha önce köşede ilk ben duyurmuştum, Taraflar görüşüyor, flörtleşiyor diye. Önceki gün Cookshop'ın ortaklarından Ayşe Kazancı ile Seda Sayan el sıkıştı ve kutlama yaptı. Ne diyelim hayırlısı olsun.