X

Uyuyoruz, uyanıyoruz, yemek yiyoruz, geziyoruz, gülüyoruz, televizyon izliyoruz. Gidiyoruz, geliyoruz. Ama akıl, mantık, düşünce, fikir, beyin, kalp her şey aslında Afrin'de. Biz rahat uyuyalım diye bizim için canını ortaya koyan Mehmetçiklerimizde. Acı haberler geliyor. Midemize kocaman bir yumruk iniyor. Allah analarına, babalarına, ailelerine sabırlar versin. Mekanları cennet olsun. Çok tuhaf acılar, çok tuhaf günler.

 

 

 

Şükür Serdar eyleme geçti

 

 

 

Günlerdir "Çağırsa koşa koşa giderim", "Ebru'yla küsüz ama aramadı", "Ben bir kabahat işledim Ebru çok haklı bana küs" gibi konuşuyor da konuşuyor Serdar Ortaç. Ben de birçok kişi gibi eleştirip "Hatalı insan karşısındakinin gönlünü almak için yapmadığını bırakmaz. Konuşacağına kalk git, kapısına git bir şey yap. Kovacak değil ya" diyordum şükür önceki gün Serdar Ortaç eyleme geçmiş, Ebru Gündeş'i dinlemeye klasik sahneye davet edilmiş.

 

 

 

Topu hemen kaleye atmak istercesine "Ebru ben bir kabahat işledim. Ama küs olmadığımızı bir açıklar mısın?" diyor. Yani "Aslında küs değiliz. Basın bu hale getirdi" demeye çalışıyor. Ancak Ebru Gündeş de basına malzeme vermeyecek ya çabalıyor ekstra ve hatta Serdar Ortaç'ın tezini çürütürcesine "Değilmişiz" diyor. Serdar'ın topunu aslında tekrar Serdar'a atıyor. Kale de aslında boş kalıyor. Tabii artık Ebru Gündeş ve birçok ünlünün mimiklerini okuyabilen biri olarak imalı söylüyor değilmişiz sözünü. Serdar Ortaç yine istediğini alamamış çok iyi anlam da gibi geliyor bana.

 

 

 

Gecelerin Deha'sı

 

 

 

Uzun zamandır Dutluk'ta sahneye çıkıyor. Kapılarda kuyruklar oluşuyor. Herkes belli bir saatten sonra Deha'ya koşuyor. Gece hayatının Deha'sı diye bir gerçek var. Ahmet Kaya günleri yapıyor mekan tıklım tıklım. Önce Nişantaşı'nda küçük bir dükkandaydı. Ama yetmedi, yetemedi, sığmadı şimdi daha büyük bir dükkana geçti. Peki Deha'nın sırrı ne?

 

 

 

-Bir kere hiperaktif sahnede iki saniye yerinde duramıyor.

 

-Yaşıyor, yaşatıyor, şarkıların adeta içine giriyor.

 

-Coşuyor, coşturuyor arada mikrofonunu herkese uzatıyor.

 

-Kendisini dinlemeye gelenlerin çoğuna ismiyle hitap edecek kadar yaşanmışlıkları var. Anıları var, espriler yapıyor.

 

-Her türlü havaya giriyor dinleyenlerini de o havanın içine hemen sokuyor.

 

-Deha'yı izlemekten başka bir şeyle ilgilenemiyorsunuz. Enerjisi ile ilgi odağı oluyor.

 

-"Erik Dalı"ndan girip "Vazgeç gönül" den çıkıyor. Ardına "Başım Belada'ya girip, "Kimseyi sevmedim senden daha güzel"e bağlıyor.

 

-Sahneye her saniye hakim. Kim ne yaptı, ne yapıyor her şeyi görüyor.

 

-Sahnenin hemen sağ duvarına koyduğu aynaya sık sık bakıp "Megolamanım ben" diyerek pozlar içine giriyor.

 

-Nasıl bir enerji var bilinmez ama inanın iki saniye durmuyor.

 

-Bir oğlu, iki kızı ve eşi Aslı'ya sık sık şarkılar armağan ediyor.

 

-Şarkılarla "nereden nereye" hikayesini anlatıyor. Yani beş kuruş parası olmadığı günlerden para kazanma hikayesine kadar kah düşündürüyor, kah güldürüyor. Ve ardına "Sen benim neler çektiğimi nereden bileceksin" diyerek Ahmet Kaya'ya bir kez daha selam çakıyor.

 

 

 

'Nereden Bileceksin'

 

 

 

Ahmet Kaya şarkıları günden güne anlam kazanıyor. Daha da kendini özletiyor. Daha da bir başka güzelleşiyor. Son günlerde de dilimde hep Ahmet Kaya'nın 1998'de çıkarttığı "Nereden Bileceksin" şarkısı var. Deniz Seki People sahnesinde de söylüyor şarkıyı. Her hafta sırf o bölümü izlemeye bile gidebilirim. Nasıl içten, nasıl yürekten seslendiriyor şarkıyı. Keşke albüme okusa. Keşke o duyguyu herkes dinlese. Ve evet "Siz benim neler çektiğimi nerden bileceksiniz" başka söze gerek var mı? Ahmet Kaya'ya selam olsun.