Dil, din, ırk farklılıklarını kabul edemeyenlerin sanatçıya saygı göstermesini bekliyorum hala büyük bir sabırla.
Ama olmuyor maalesef.
Ve tabii bununla beraber sanatçının da sanatını eleştirmeyi hak-hukuk görenler var bu ülkede.
Dil, din, ırkı eleştiriyor ve sanatçının da sanatını yerin dibine sokuyor.
Hepsinde de kendini çok ama çok haklı görüyor.
En son Mabel Matiz diline doladılar.
Mabel Matiz “A Canım” klibinde avucuna kınalar yaktığı için yerin dibine sokuluyor.
Neden “Erkek adam kına yakmazmış” da ondan.
Pardon da.
Ben bu ülkede gelinlerin kına gecelerinde küçük parmaklarına ya da baş parmaklarına kına yakan damatlar biliyorum.
Yanlış mı hatırlıyorum?
Lütfen biri beni doğrulasın.
Çok ama çok eminim.
Memleketimiz o kadar geniş ve o kadar kültürleri, gelenekleri bağrında barındırıyor ki, eleştirmek, birilerini yerin dibine sokmak neden?
Çünkü kiminin geleneği erkeklerin kına yakmasına çok uygun.
Ve bunu da geçtim bunun bir klip olduğunu ve Mabel Matiz’in bir şarkıcı ve sanatçı olduğunu unutmamak gerekiyor.
En son Ahmet Güneştekin eserine saldırı olmuştu.
Ve daha nice sanatçının eserine.
Sanata ve sanatçıya neden bu kadar sinirli ve öfkeli bu ülke insanının bazıları çözemiyorum.
Hepimiz aynı olmak, aynı düşünmek zorunda değiliz.
Bence ilk önce bunu öğrenmek ve anlamak gerekiyor.
Farklı renkler iyidir, güzeldir.
Mabel Matiz ve A Canım
Uzun yıllardır müzik dünyasının içinde Mabel Matiz. Sessiz, sedasız güzel işler yapıyor.
Telaşsız.
Koşturmadan, panik yapmadan.
Görüyorum, takip ediyorum.
Farklı bir yanı.
Popüler kültürün içinde bu kadar yaşamadan, popüler kültürü bu kadar güzel yansıtabilen nadir bestecilerden.
Şarkıları, yorumları, klipleri, sıradan olmayan özel bir ses ve yetenek.
Herkesi bir şekilde yakalıyor. Avucunun içine alıyor.
Ve kim ne derse desin farklı bir şeyler yapıyor, üretiyor.
“A Canım” klibi ve diğerleri de hepsi farklı. Bu anlamda bile alkışı hak ediyor…
Ve Mabel Matiz deyince her zaman.
1- Şarkılarını merak ediyorum.
2- Sözlerini merak ediyorum.
3- Kliplerini merak ediyorum.
4- Acaba bundan sonra neler yapacak, neler üretecek diyebiliyorum.
5- Mabel Matiz, cesur ve tarzı var diyorum.
Daha ne olsun. Son yıllarda kaybettiğimiz birçok özelliği barındırıyor. O anlamda bile alkışı fazla fazla hak ediyor.
Mustafa sahalara geri döndü
“Bu kız beni görmeli, bana kazak örmeli” derdi. Ve tabii “Aya benzer yüreğim, doğal olarak takipteyim” de derdi.
Derdi de derdi. Hala da dilimizi dolanıyor şarkıları.
Her akşam bir mekana çıkın mutlaka bir Mustafa Sandal şarkısına denk gelirsiniz.
Şimdi sahalara da geri döndü.
Çapkınlıkları ile de son günlerde sürekli adından söz ettiriyor.
Tabii yeni nesil pek hatırlamaz ama Mustafa Sandal bir döneme damgasını vurmuştu şarkıları olduğu kadar aşklarıyla da.
Tabii evlenmeden önce.
Şimdi boşanma sonrası hızlı dönüş yapıyor gibi.
Her gün bir aşk haberi, her gün biriyle anılma haberi.
Belki güzel bomba şarkılar da peşi sıra gelir belli mi olur.
Sabırsızlıkla bekliyoruz.
İltifat mı, hakaret mi belli değil
Bazı insanların iltifat diye kullandıkları cümlelere çok şaşırıyorum. Özellikle insanımız “Nasılsın, iyi misin?” demeden daha sohbet etmeden şu ikiyi cümleyi patlatıveriyor. 1-Ne kadar güzelleşmişsin. 2-Çok zayıflamışsın. Ve maalesef sen. İltifat ettiğini zanneden sen. İkisi de şu anlama geliyor. 1-Daha önce çok çirkindin. 2-Daha önce çok şişkoydun. Kardeşim yapmayın, etmeyin. Bir sohbet edin. Bir hal hatır sorun. Bir dostunuz ile güzel bir an geçirin. Nedir şu kilo ve güzellik takıntınız. Yeter Allah aşkına. Sanki bizim memlekette herkes güzellik kraliçesi herkes 90-60-90 ölçülerine sahip. Bir yeter. Allah aşkına bir bırakın şu kilo ve güzellin takıntılarını.