X

Ahmet Kural, Sıla olayını bilmeyen yok.

Şiddet şiddet şiddet.

Hem de en çirkininden.

Ancak Ahmet Kural bu olaydan tereyağından kıl çeker gibi kurtulma derdinde. Bu yüzden de uğraşıyor. Hem de çirkin uğraşıyor belli.

En son Ahmet Kural’ın yalancı tanıklıkla suçladığı lise öğrencisi H.Z.T. “Ahmet Kural bana iftira atıyor” diyerek savcılığa suç duyurusunda bulunmuş.

Bakın H.Z.T. ne diyor: “Sıla’nın instagram hesabından Sıla’nın menajerine ulaştık, tanıklık edebileceğimizi söyledik. Yani banaSıla değil ben Sıla’ya ulaştım.

Ki şiddet gösterdiği kadının Sıla olduğunu bilmiyorduk. Olay medyaya yansıyınca anladık. Bu nedenle Ahmet Kural’ın iftira suçundan cezalandırılmasını istiyorum” diyor. (Açıklama çok uzun ben kısalttım)

HELAL OLSUN

Helal olsun.

Daha 17 yaşında ama maşallah omurga yerli yerine oturmuş.

Savunduğu olayın arkasında ve geri adım atmaya da hiç niyeti yok.

Bayılıyorum böyle kendi bilen insanlara.

Yaşı ne olursa olsun kendinden emin.

Ne yaptığından emin.

Onu hiç kimse satın alamaz hiç bir dönem kararlarından döndüremez.

Helal olsun.

İnanın o kızla tanışıp gözlerinin içine bakıp sarılmaz “Helal olsun” demek istiyorum.

Çünkü o kadar az ki böyle omurgalı insanlar günümüzde.

Böyle insanlar var olduğu sürece korkmayın zaten.

Bu arada “Ben daha 17 yaşındayım benim başıma bir şey gelir. Ben geri adım atayım” da diyebilirdi ve onu kimse suçlamazdı.

Anne ve babası, ailesi “Sen karışma çekil bu durumdan istemiyoruz ailemizi karıştırma” da diyebilirdi.

Ama hayata karşı öyle bir duruş sergilemiş ki, bravo.

Onu yetiştiren anne ve babaya da helal olsun.

Ahmet Kural’ı da Tuba Ekinci savunuyor

Tabii şimdi yüzünü, gözünü hiç bilmediğimiz bir lise öğrencisi Sıla’yı koruyor.

Ki olayda Sıla olmadan.

Sadece Ahmet Kural, bir kadına şiddet uyguluyor diye düşünüyor ve harekete geçiyor.

Neden?

Çünkü şiddete karşı.

Ama öte tarafta bir kadın yani Tuba Ekinci’de ne yapıyor Ahmet Kural’ı savunuyor.

Söyleyecek çok şey var.

Kurulacak çok cümle.

Ama ben sizin o güzel beyinlerinize bırakıyorum.

Umarım burada o güzel beyinlerinizi çalıştırabilirsiniz. Aradaki kocaman farkları görebilirsiniz.

Bayılıyoruz birilerini öldürmeye

Sosyal medyada çıkan “Mehmet Ali Erbil vefat etti” iddiaları sonrasında ailesi üzüntülü bir dille olayı yalanladı.

Mehmet Ali Erbil’in doktor ablası Yeşim Erbil “Tedavi devam ediyor. Bir sorun yok. Bizden haber almadıkça lütfen inanmayın” diyor.

Diyor diyor da anlayan kim!

Bakın bu açıklamayı daha kaç kez yapacak.

Bunu daha önce de yaşadık başka insanlarda.

Çünkü bizim insanımız anlamıyor.

Acil şifalar dileyip dua edeceklerine hemen “Öldü” yazıyorlar.

Bunu yapanların ailesi, anası, babası, kardeşi, çocukları yok mu?

Nasıl bir sevgisizlikle büyümüşler ben onu çözemiyorum.

Bir insana “Öldü” demek nasıl bir şey. Kesin bir bilgi almadan.

Anlamıyorum gerçekten anlamıyorum.

Çocuklar varsa boşanamazsın ki

Mustafa Sandal-Emina Johovic’in görüşmesine şaşırıyor bazıları. İyi ama ortada iki çocuk var.

Görüşmeleri çok normal değil mi?

Sırf onlar değil.

Çağlı Şikel-Emre Altuğ, Ebru Şallı-Harun Tan gibi isimlerin de sık sık buluşup görüşmesi kadar normal ne olabilir.

Sonuçta çocuklardan kimse boşanamıyor.

Çocuk varsa onlarda her daim görüşmek zorunda değiller mi?

Bunun hala haber olması bir de üstüne üstlük “Görüştüler”, “Barışıyorlar mı?” türünden haberler yapılması artık çok ama çok sıkıcı gerçekten.