Önceki akşam Demet Akalın, Okan Kurt, Berkay ve Özlem Ada Şahin ile buluştuk Arnavutköy Chef Meyhane’de.
Saatler geçti. Çünkü bu dörtlü İlker Ayrık’ın yarışma programından çıkmıştı ve çok acıkmışlardı.
Yani amaç çekim sonrası yemek yemek ve güzel sohbet etmekti.
Demet, Okan, Berkay ve Özlem için gün çok iyi geçmiş. Yarışmada kim kazanmış onu bile öğrendim.
Ama tabii yazamıyorum.
Sonrasında sinirler biraz gerilmiş. Çünkü Okan Kurt’un çapkınlık yaptığı iddiaları vardı ve bu soruyu soran muhabirle konuşmak istememişti.
Ben de olayı anlamak için haliyle bu konuyu sordum.
Mevzu şu: Okan Kurt, Almanya’da yaşayan bir kadından sürekli para istiyormuş.
Doğru muymuş, değil miymiş?
Okan Kurt doğru olmadığını, olayın sahte bir olay olduğunu anlatırken Demet Akalın’da “Yaptıysan helal olsun” diyordu.
Malum artık telefonda insanlar “Ben şuyum, ben buyum” diye o kadar çok kişiyi arayıp bir şeyler istiyor ki!
Bunun örnekleri var.
Amaç o kişi gerçekten o kişi mi?
Onu bulup ortaya çıkartmak gerek.
İşte gerçek gazetecilik, habercilik burada devreye giriyor.
Eğer bunun gerçeği aydınlatılmadan “flaş flaş” diye veriliyorsa “kirli magazin” olarak hafızalara kazınıyor.
Demet Akalın da zaten sonrasında “Kirli magazin oluyor artık bu. Amaç can acıtmak üzerine kurulu. Onu da geçtim Okan yaptıysa kime ne! Helal olsun.
Ben eşi ve sevgilisi olarak helal olsun diyorum. Kime ne!” diye masada konuştuklarını haberci arkadaşlara da tekrarladı.
Tamam işimiz magazin.
Magazini en doğru şekilde masaya yatırmak.
Ama tarafların söylediği sözler önemli.
Görmezden gelinemez.
Ve tekrar ediyorum. Haber geliyorsa tamam haber yapılır. Ama bu haber yapılmadan önce de enine, boyuna, doğrusunu araştırmak gerek.
Eğer haber doğruysa zaten tamam. Sonuna kadar gidilir. Ama haber gerçekten yalansa olmaz.
Bu haber şöyle yapılabilirdi:
“Almanya’daki kadın Okan Kurt’un diye kendisini arayan bir kişi tarafından dolandırdı” olurdu.
Bakın bu da haberdir.
Ama araştırmak, en doğrusu, en temizini masaya yatırmaktır önemli olan.
O zaman tadından yenmez, o zaman vazgeçilmez olursun.
Bence en önemli habercilikte budur.
Temiz magazin neden sevilmiyor?
Yıllardır bu işi yapıyorum. En doğrusunu, en temizini yapmaya çalışmak hedefim.
Dile dolay 25 senedir bunun için uğraşıyorum.
Kimileri yaptığım işin illa ki, bir kötülüğünü arasa da yolum belli. Fakat yıllar içinde şunu görüp, şahit oldum ki, tıpkı siyasette olduğu gibi magazinde de kirli magazin seviliyor.
Okuyucular da izleyiciler de “İstemiyoruz” diyor ama hayır isteniyor, seviliyor.
Her geçen sene bu yöne doğru hızla yol alınıyor.
Bana da “Neden yoksun, neden ekranlarda seni görmüyoruz” diyorlar.
İşte bu yüzden.
Maalesef kirli magazin, yalan-dolan, iftira, can acıtmak üzerine bir kalemim ya da söylemim yok.
Neyse o.
Varsa var, yoksa yok.
Bilmiyorsam “Bilmiyorum soralım” üzerine bir habercilik yapıyorum.
Eğer temize, doğruya bir yol varsa benim yolum orasıdır. Gerisi hikaye.
Gelip geçici bir rüyadır. Kalıcı olmaz.
Hadi hep birlikte amuda kalkıyoruz
Bu yılın tartışmasız en çok konuşulan ismi Şeyma Subaşı.
Şimdi boşandı.
Bekar ve zengin bir kadın.
Haliyle yaptığı her şey de dikkat çekiyor, en merak edilen kadınlar listesinin en başında yer alıyor.
Boşandıktan sonra “Miami’deki evi elinden alındı” diyenlere inat boşanır boşanmaz soluğu Miami’de aldı Şeyma.
Açık ve net “Bu ev benim çok konuşmayın” mesajı vermek için.
Kendisi hakkında hala dedikodular sürüyor.
En son ve en çok konuşulan dedikodu ise Acun Ilıcalı 500 bin TL’lik kredi kartı limiti 25 bin TL’ye düşürdüğü yönünde.
İşte tüm konuşulanlara ve bu dedikodulara inat Şeyma Subaşı önceki gün amuda kalktı ve “Ben daha yeni başlıyorum” mesajı verdi.
Boşandığı gün de yazdım yeniden tekrarlıyorum.
Şeyma Subaşı’nın kredi kartı ister düşsün, ister düşmesin. Geçmiş olsun artık zirveye daha da zirveye oynuyor.
Ve şovuna yeni başlıyor. Kemerlerinizi bağlayınız 2019’da kendisinden bir hayli söz edeceğiz.
Oyuncular albüm işini devam ettirirse şarkıcılar işsiz kalır
Gökçe Bahadır’ın albümünü dinliyorum iki gündür.
“Sensiz Olmaz” diyor, “Aşkın Kanunu”nu diyor. “Hayırdır İnşallah” diyor. “Sen Yarattın Beni” diyor.
Diyor da diyor.
Ne şarkılar okumuş.
Aykut Gürel yönetiminde.
Bayıldım.
Eğer oyuncular bu albüm işine dört elle sarılsa vallahi de billahi de şarkıcılar işsiz kalır.
Bergüzar Korel’in albümünde de bu hisse kapılmıştım.
Hele Serenay Sarıkaya albüm yapsın, “Sahneye çıkıyorum” desin geçmiş olsun.
Yer bulunmaz.
Güzel şarkı söylüyorlar, oyunculuğun verdiği bir yetenek ile klipleri de güzel.