X

Daha iki gün önce 20 yaşında bir kıza mide ameliyatı olmaması için iki saat dil döktüm.

 

Kendi 20’li yaşlardaki tüm fotoğraflarımı gösterdim.

 

Hatta bazı ünlü, şöhretli insanların eski fotoğraflarını arşivden çıkartıp gösterdim.

 

Konuştum da konuştum, anlattım da anlattım.

 

Çünkü, 20 yaşında ki, bazı genç bedenler kilolu olabilir.

 

Ben de kiloluydum. Hem de çok. Hatta kilolu olduğum bir dönem var ki, muhabirliğe başladığım yıllar çok kişi hatırlar.

 

Fakat o dönemlerde bilinçli ve sağlıklı bir beslenme türü, biraz da yürüyüş, spor derken hemen verebileceğini,

metabolizmanın o yaşlarda çok hızlı çalıştığını öğrendim ve kurtuldum.

 

Hatta kendisine de anlattım.

 

Anlattım ve dilimde tüy bitti.

 

Ama nafile.

 

Bana ne dedi biliyor musunuz?

 

“Sabrım yok. Yeter bıktım. Bir ayda incecik olmak istiyorum. Hatta bir ay içinde 45 kilo vermek istiyorum. Kendimi bildim bileli böyle kiloluyum yeter” dedi.

 

Yahu 20 yaşındaki bir kızın ne sabırsızlığı bu.

 

Biraz üç-beş ay sabretse fıstık gibi olacak.

 

Bir de ne güzel bir suratı var.

 

Ne gerek mideyi kestirmeye biçtirmeye.

 

Üstüne üstlük bir ay içinde 45 kilo verecek. Her yer sarkacak. Bir de onlar toparlanması için bir dizi ameliyat.

 

Yazıktır, günahtır.

 

Anneler, babalar sizler de kızlarınızı, oğullarını vazgeçirin bu tarz işlemlerden.

 

Önce biraz motivasyon. Spor, beslenme.

 

Sizler de yardımcı olun çocuklarınıza.

 

Bakın tam ben bunları konuşurken, düşünürken Metin Aralot, sosyal medyada bu fotoğrafı paylaştı altına da;

 

“Yağ mağ aldırmadan, mide ameliyatı olmadan sadece güvendiğim, işini bilen birinin tavsiyelerine uyarak 4,5-5 ayda 21’inci kiloyu verme mutluluğu diye çoktan unuttuğum bir şey varmış. Sanırım içimden irice bir dana koşarak çıktı ve ardına bakmadan kaçtı. Yıllardır hayalini kurduğum pozu verebiliyorum” diye yazdı. İşte bu kadar. Biraz azim, istek, destek ve oldu bitti de maşallah. Helal Metin. Yapamam, edemem dememiş çalışmış. Yok ben ameliyat olayım karnıma karın kası yaptırayım da dememiş. Ona da çalışmış. Helal olsun. Yaza şunun şurasında ne kaldı Tabii şubat ayı bitti mi yaz geldi demektir. Şunun şurasında ne kaldı yaza. Başladı herkes, koşmaya, hoplamaya, zıplamaya diyetlere. Ben de başladım haliyle Klasik her 2 Ocak kemerler sıkılır benim. Koş Esin koş. Yürü Esin yürü. Dönemi başladı. Kontrollü yemekler, içmekler de yanında ve onun yanında ek sıkılaşma paketleri devrede. Ama tabii bazıları biraz tembel hemen “Ver elini mide küçültme ameliyatları” diyor. Ya sonrası… Benim var tanıdıklarım. Midelerini aldırdılar ama zamanla yine kilo aldılar. Hatta dengeleri, bedenleri, moralleri, duyguları da bozuldu. Bence mide ameliyatı olacak kişi iyice düşünmeli, tam anlamıyla karar vermeli hayatındaki gidecek kilolular. Zaten o kiloların gitmesini istiyorsan sağlıklı bir diyetle biraz da sabırla her şey gider. Önemli olan istemek. Karar vermek. Sosyal medyanın ettikleri -Her gördükleri yere gitmek istiyorlar. -Her gördüğü kıyafeti, takıyı, çantaya almak istiyorlar. -Her gördüğü mekanda gidip yemek-yiyip içmek istiyor. -Her popüler olan müzeye, şehre, parka, bahçeye gidip fakat etrafı anlamadan, hissetmeden, gezmeden kapıda ayak basar basmaz bir fotoğraf çektirip hemen paylaşıp “Ben geldim buradaydım” diyor ve hoppp hadi bye bye. -Herkes kendini ünlü, şöhretli, popüler, blogger zannediyor. -Ve en fenası herkes herkese laf söyleyebilme, eleştirebilme, aşağılamaya bile hakkını kendinde görebiliyor. -Birbirini takip eden herkes birbiriyle dost, arkadaş. -Sosyal medyada tanışan kişiler daha sonra karşılaştıklarında 40 yıllık arkadaş, ahbap gibi “Canım dostum” diye sarılıveriyorlar. -Kim nerede, kim kiminle nerede buluşuyor, nereye gidiyor her olaya vakıf oluyorlar. -Hatta beğendiği bir kızı, bir erkeği gece gittiği yerlerden, yediği yemeklerden giydiği kıyafetlerden her türlü bilgisini çıkartabiliyor. Ya sizi takip eden biri normal değil ise Tabii tüm bu saydıklarım bir yana bir de sizi sosyal medyadan takip edip takıntı haline getirenler. Netlfix’te “You” tam da bunu anlatıyor işte. Sizler sıradan bir manzara fotoğrafı paylaştığınız zannedebilirsiniz. Ama hedefine ulaşmak isteyen kişi o sıradan bir manzara fotoğrafından nereler çıkartabilir. Kahramanınız ulaşmak istediği kişinin ne yaptığını, kimlerle görüştüğünü, evini, yaşantısını her şeyi sosyal medyadan öğreniyor. Tabii onunla birlikte oluyor ve sonrasında da olanlar oluyor. Tam anlatamıyorum dizinin büyüsü kaçmasın izlemek isteyenlere. Ama sosyal medyanın ettikleri öyle hiç de hafife alınacak türden değil.