X

Ayrılığın güzeli olmaz.

 

Ama şekli olur.

 

İşte size Deniz Seki ve Tayfun Topal ayrılığı.

 

Son yıllarda çok fazla çirkin ayrılıklar görüyoruz, yaşıyoruz ve şahit oluyoruz ki, Deniz Seki ve Tayfun Topal’ın ayrılıkları örnek gösterilmeli.

 

Üstelik birlikte iş yapıyor ve iş birlikteliklerini de saygılı bir şekilde devam ettiriyorlar.

 

Hiç kimse ayrıldıklarını anlamadı bile.

 

Helal olsun Deniz Seki. Haftanın iki gün People da sahneye çıkıyor hiç bir açık vermedi bile.

 

Birbirlerine gösterdikleri saygı, sevgi, incelik ayrılık şekillerine de yansımış.

 

Ki bu bence bu birçok kişiye örnek olmalı gerçekten.

 

Özellikle çocukları olan anne ve babalara.

 

İKİSİ DE MUTLULUĞU HAK EDİYOR

 

Deniz Seki ve Tayfun Topal ayrılığına en çok ben üzüldüm. Çünkü ikisinin birbirini ne kadar koruyarak, kollayarak sevdiklerini biliyorum. İkisinin de birbirini iyiliklerini istediklerini biliyorum. Birbirlerini kırmamak, incitmemek için ne kadar efor sarf ettiklerine ben şahidim. Ama olmayınca olmuyor işte. Aşk bu, sevgi bu. Tayfun çok işine düşkün. İşten başka hiç bir şey düşünmüyor. Deniz ise aşk kadını. Aşk şarkıları yorumluyor bize yıllardır. Gönül tellerimize dokunuyor. Sahnede de bunu fazlasıyla hissettiriyor. Birbirlerine aşık oldular, şans verdiler. Ama işte olmayınca olmuyor. Birbirlerini kırmadan, incitmeden ayrıldılar. Sevgiyle. Dile düşmeden, çirkinleşmeden. Ve işte ilişkileri gayet saygılı bir şekilde devam ediyor. Ne güzel gerçekten tebrik ediyorum. Herkese örnek olsun bu ayrılık. İkisi de mutluluğu ve güzelliği hak ediyor. İnşallah hep güzelliği hak ederler. Köy hayatını seçti Kendini yardımlara adayan Gamze Özçelik’in önceki gün yaptığı paylaşım herkesin dilindeydi. Gamze Özçelik, “Köy hayatını seçti” notuyla takipçileriyle bu gördüğünüz fotoğrafı paylaşıyor. İşte bu yüzden herkesin dilindeydi. Ben sonra Gamze’nin Instagram hesabına baktım göremedim bu paylaşımı sanırım çok fazla eleştiri aldığı için sildi. Çünkü insanlar kendisini fazlasıyla eleştirdi. Nedeni köye yerleşmesi değil, nedeni çok fazla göze sokmaya çalışması. Yaptığı yardımları da çok fazla göze soktuğu için Gamze Özçelik’in yaptığı şeyler inandırıcı gelmiyor anladığım kadarıyla. Bu da şöyle bir tehlikeyi doyuruyor ki, kişi doğal ve içten olarak yaptığı paylaşımlardan sonrasında zarar görebilir. Gamze Özçelik’in durumu bunu gösteriyor. Kendi çok içten bir şey yapmaya çalışıyor ama samimiyetsiz gözüküyor. İşte sosyal medyanın bu tarz zararları yok değil. Samimiyet ve samimiyetsiz anlaşılıyor aman dikkat! Sosyal medyayı da bırakmalısın Hatırlayın “Ferrari'sini Satan Bilge” kitabını. İşte o kitaptan sonra birçok iş adamı, mevki sabini kişi, şirket CEO’su gibi kişiler varını yoğunu satıp köye yerleşmişlerdi. İşte o zaman çok net hatırlıyorum birçok kişi “Ne güzel benim de hayalim bu” gibi sözler sarf etti ki, şu an bile hala etrafımda hiç olmazsa on kişi “Köye yerleşmek istiyorum” diyor. Yani burada köye yerleşmek, varını yoğunu satmak değil rahatsız eden. Samimiyetsizlik. Eğer bir kişi köye yerleşecekse. Her şeyi bırakıp gitmeli. Yani köye yerleşip, uzaklara gidip, işinden uzaklaşıp, bambaşka bir dünya kuruyorsan sosyal medyaya da veda etmelisin. Eğer sosyal medyan yerli yerinde duruyor ama sen bir şeyleri terk edip gidiyorsan olmaz. Sen öyle zannediyorsun demektir. Terk edip gitmek tamamen yok olmaktır. En güzel örneği ise Özgü Namal’dır. Özgü Namal bir günde tam da zirvedeyken her şeyi bıraktı. Dizilerin aranılan ismiydi. Reklamlarda boy gösteriyor üstelik ciddi de para kazanıyordu. Ama o bambaşka bir hayatı seçti. Gözlerden uzak olmayı. İşte Özgü Namal’ın yaptığı samimiyettir. Gerçektir, doğaldır. Ama siz “Ben şehri terk ettim” deyip hala sosyal medyada cirit atıyorsanız kendinizi kandırıyorsunuz demektir.