X

Yine bir adam ve iki kadın mevzumuz var nur topu gibi…

 

Ve yine üzgünüm ki, olan kadınlara oluyor.

 

Yine kadın kadının düşmanı ilan edildi.

 

Ve yine bir kadın bir kadına ettiği ile kaldı.

Neden?

 

Hep aynı senaryoyu, hayata geçiren bir erkek yüzünden.

 

Peki bunda erkeğin suçu ne?

 

Aslında hiç bir suçu yok!

 

Ki zaten sosyal medyada iki gündür Defne Samyeli ve Serenay Sarıkaya isimleri zikrediliyor.

 

Burada erkeğe hiç bir şey olmayacak, her zamanki gibi.

 

Erkek egemen dünyasında yaşıyoruz.

 

Ve Cem Yılmaz yine reklam anlaşmasını yaptı.

 

Reklamlarını çekti.

 

Reklam PR’ı başladı.

 

Akabinde tam da bu haberler patlak verdi.

 

Ki gişede çakılan filmleri hiç mi hiç artık konuşulmayacak. Ve ardından “Vay be adama bak. Memleketin en güzel kadınları ile birlikte oluyor” sözleri kalacak.

Memleket maduru sever. Bu yüzden Defne Samyeli el üstünde tutulacak. Çünkü bu durumda kendisinin de söylediğine göre madur.

 

Ve akıllı bir kadın olduğu için işlerine hız kesmeden devam edecek.

 

Burada diğer kadın yani Serenay Sarıkaya uzun vadede ciddi bir yara alacak.

 

Her zaman susacak.

 

Ki susmak zorunda. Yıllar sonra bile bir yerde bu durum önüne ısıtılıp ısıtılıp getirilecek.

 

Anlayacağınız senaryo aynı…

 

Klasik yönetmeni ve senaristi de aynı.

 

Oyuncular değişik.

 

Yıllardır Cem Yılmaz’ı iki güzel kadının fotoğrafının yanında görmeye alıştım.

 

On sene sonra, yine bu kural değişmeyecek. Cem Yılmaz senarist ve yönetmen olacak.

 

Pek tabi başrol.

 

Ama yine oyuncular değişecek.

Peki o muhteşem aşka ne oldu?

-Hani Cem Yılmaz, Defne Samyeli’ye çok aşıktı.

 

-Hani haklarında “Ayrıldılar” haberi yapan gazetecilere gülerek “Delirmişsiniz, delirmişler” tadında video çekip dalga geçiyordu.

 

-Hani onların aşkı evliliğe doğru yol alıyordu.

 

-Hani yazın el ele, göz göze pozlar veriyorlardı.

 

-Hani aşkı uğruna kameralar önünde şarkı söyleyen adam.

 

-Hani hani hani…

Derken bitiverdi o muhteşem aşk.

 

Ama bitme şekli klasik..

 

Tam klasik türünden hem de.

 

Ortadan kaybolmaca.

 

Cem Yılmaz yine kural bozmadı. Elektrik bittiği zaman ya da yeni bir aşka yelken açacağı zaman hızla topukluyor.

 

Hatta şöyle desek daha doğru olacak: Cem Yılmaz başka bir kadını buldu ve çaktırmadan, sessizce tüm ilgisini diğer kadına yöneltti.

 

Bu tarafı da karşısına alıp “Ayrıldık” demedi.

 

Ne olur ne olmaz.

 

“Bi garantiye alayım” türünden anlayacağınız.

 

 

Saç saça, baş başa giren kadınlar

Gerçekten olan kadınlara oluyor bence.

 

Bakın Pazartesi gecesi sosyal medyanın gündeminde “Yasak Elma” dizisi vardı.

 

O dizide ne oldu?

 

Yıldız yani Eda Ece eşi tarafından aldatıldı.

 

Ama aldatılma şöyle gelişti. Evde tatsızlık, kavga, işleri kötü gitmesi. Sorunlar derken adam soluğu hep yeni kadının yanında aldı.

 

Evdeki kadına da yalanlar söyledi.

 

Ama çekirge bir sıçrar, iki sıçrar olay ortaya çıktı.

Ve sonunda ne oldu?

 

Yıldız yani Eda Ece, kocasının elinden alan Leyla yani Tuvana Türkay’a “Sen gelsene buraya” diyerek saçlarına yapıştı. Bir güzel yerlerde sürükledi.

 

İki kadının bu durumu da reyting aldığı gibi günlerce sosyal medyada konuşuldu.

 

Şimdi de olan iki kadına oluyor.

 

Ve sosyal medya bunu konuşuyor.

 

Konuşan da en çok kadınlar.

 

Yani olan yine kadınlar arasında oluyor anlayacağınız.

 

Kadın savaşları hız kesmeden devam ediyor ki, her gün Müge Anlı’da bunların örneklerini izliyoruz.

Peki Serenay ne yapacak?

Tabii şimdi Serenay Sarıkaya’ya sorsak “Aşk bu ne yapayım. Gönlüme laf dinletemedim” diyecek.

 

Ki çok haklı elbet.

 

Aşk bu.

 

Gönül ferman dinlemiyor.

 

Bence keşke dinletebilseydi elbet ama nafile.

 

Karşısında aşık olduğu adamın sabıkası kabarık. Üzgünüm ama bu işin faturası Serenay’a kesilecek.

 

Bir bir daha iki.

 

Bu ülkede erkeğe hiç bir şey olmuyor.

 

Ünlü de olsan, ünsüz de olsan.

 

Zengin de olsan fakir de olsan kadına oluyor…

 

Bunu da yazın bir kenara…

 

 

Yakında bu kadınlara kimse yardım etmeyecek

Konya’da Özgür Duran’ı sevgilisi Ayşe D’yi döverken engellemek istediği sırada çıkan arbedede kalbinden bıçaklayarak öldüren Kadir Şeker’in hayatı değişti.

 

Neden bir kadını kurtarmaya çalışırken.

 

Ama o kadın ne yaptı, inanılmaz ifadeler verip "Kadir yanımıza geldi. Beni dövdüğünü düşünmüş ama Özgür bana vurmuyordu. Bir insanı geçmişiyle yargılamamak gerekir. 19 suç kaydı olması, bir insanı kötü yapmaz” dedi.

 

Peh ki ne peh.

 

Ah şu kadınlar ah…

 

Önceki gün Fatih Altay’la da bu konuyla ilgili yaşadığı bir olayı anlattı.

 

Benim de buna benzer çok olay başıma geldi.

 

Kaç kere erkek şiddetinden kurtarmaya çalıştığım kadınlar tarafından terslendim.

 

Bir keresinde ise sevgilisinden tokat yiyen bir kadına müdahale etmeye çalıştığım sırada kadından “Sen ne karışıyorsun. Sevgilime mi göz diktin” cümleleri duydum.

 

Akıllanmadım her seferinde bu tarz olaylar gördüğümde dalıyorum olaya.

 

Ama inanın hep ben kabahatli çıkıyorum.

 

Maalesef bazı kadınlar şiddeti sevgi, aşk zannediyor.

 

Bazı kadınlar onlara şiddet gösteren erkeğin kıskandığını, kolladığını, aşık olduğunu zannediyor.

 

Ki bu Kadir Şeker olayından sonra hiç bir kadına yardım etmeyecek kimse.

 

Çoğu kadın da kim vurduya gidecek böyle giderse.

 

Yazık…