Bu kez söz özellikle yaz aylarında o şehir senin, bu şehir benim çoşkulu kalabalıklara şarkıları söyleyen hatta “Hadi herkes yanındakinin elini tutsun” diyen ünlü isimlerde
Malum kafalarda deli sorular devam ediyor…
Bilim adamları “Daha kontrollü bir yaz yaşayacağız”, “Tatil planı yapın ama sosyal mesafe korunarak” diyor.
Hatta “Restoranlar açılacak” diyor…
Yani önlemler geliyor.
Açıklanacak bu hafta ama herkes merak ediyor.
Önümüz yaz…
Bir şeyler olacak.
Ama nasıl olacak?
Ne olacak?
Nasıl olacak?
Neler bizi bekliyor?
İnsanların ruh durumları karışık.
Karmakarışık.
Önceki gün Bodrum-Alaçatı gibi popüler yerlerin mekan sahiplere fikirlerini sordum.
İşletme sahiplerinin bir kısmı umutluyken, bir kısmı da geçen sene yaşanan yaz gibi olmaz dedi.
Peki binlerle şarkılarını söyleyen ünlü isimler ne düşünüyor?
Nasıl bir ruh hali içindeler dersiniz!…
O şehir senin bu şehir benim yüzlerce km yapıp onbinlerle sarılan..
Hatta tam da duygulu ya da çoşkulu bir şarkı söylerken “Hadi herkes yanındakinin elini tutsun” diye çağrıda bulunan starlarımız geleceği nasıl görüyor?
Geleceği derken? Uzağa gitmiyoruz tabii.. Temmuz-Ağustos nasıl geçer mesela?
Ya da
-Bu yaz nasıl konser verebilecekler mi?
-Vermeyi umut ediyorlar mı?
-Binlerle yeniden sarılabilecekler mi?
-Ruh durumları nasıl?
-Konser vermeyi ne kadar özlediler?
-Bu yaz sahneye çıkabileceklerini düşünüyorlar mı?
-Çıkarlarsa kostümlerine uygun maske mi takacaklar?
-Temmuz-Ağustos nasıl geçecek?
Şimdi ise söz onların…
Bengü: Maskelerimizle şarkı söyleyeceğiz
Şu an tüm bilim adamları aşı bulunana kadar mesafeyi korumamız ve tüm kurallara uymamız gerektiğini söylüyor. Aşı bulunduktan sonra daha bir gönül rahatlığı ile eski normal hayatlarımıza dönebileceğimizi düşünüyorum. Ama aşı bulunup sonuç alınana kadar bilim adamlarının tavsiyeleri doğrultusunda hareket edeceğiz bu çok belli. Mutlaka her sektör için farklı bir önlem uygulanacak. Restoranlarda mesafeli oturulacak, şezlonglar ayrı tutulacak gibi kararlar alınırken eğlence sektörü içinde bazı kurallar gelecek belli ki. Müzik sektöründe de yine büyük alanlarda konserler yapılacak belki. Aralarda boşluklar bırakılacak. İnsanlar daha geniş alanlara yayılacak. Girişte belki ateş kontrolü olacak. Maskelerle gelecekler. Bizler de maskelerle şarkı söyleyeceğiz. Böyle şeyler olabileceğini düşünüyorum. Bizlerin de müzik yapması lazım. Müzik iyileştirir. Konserlere gelmek isteyecekler, deşarj olmak isteyecek insanlar. Önce sağlık elbet ama bizler müzik yapmak için can atıyoruz. Daha iyiye gittiğimizi görüp vefat sayılarının tamamen ortadan kalktığı yeni vaka sayısının artık hiç olmadığı günleri bir an önce görmek istiyoruz. En çok konser veren sanatçılardan biri olarak belki mesafelerle daha önlemler alarak belki de konserler yapabileceğimizi düşünüyorum. Gerçekten çok ümitliyim. Ümidimi kaybetmek istemiyorum. Ülkemizin bunu çok iyi bir şekilde başaracağını düşünüyorum.
Yalın: Maskeyle bir yaz geçecek
Evet maskeyle bir yaz geçeceğini düşünüyorum ama umutsuz da değilim. Belki bir süre eskisi gibi olmayacak konserler vs. ama elbet bir yolunu bulacağız kavuşmanın. Şu an tek düşüncem bu dönemi ülkece en az kayıpla atlatabilmek.
Demet Akalın: Her gün başka bir duygu içindeyim
Ben iki gündür daha da umutsuzum aslında ama bir sülaleye bakıyorum. Ve kızım Hira için umutluyum ve ayakta duruyorum. Pek söylenecek söz yok aslında. Tükenmişlik sendromu yaşıyorum şu an. Her gün başka bir duygu ile güne başlıyor ve devam ediyorum. Yaza tamam hadi bitti dense bile bir anda geçen seneler olmayacak bunu biliyorum. Ne desem şu an boş.
Deniz Seki: Hepimiz psikolojik bir sınavdan geçiyoruz
Mayıs sonu olmaz bizim için. Her şey öyle çok hızlı başlamayacak. Ağustos Kurban Bayramı’nı bulacak bizim sahneye çıkışımız. Her şeyin daha normale dönüşü. Hiç beklenmedik bir şey geldi başımıza. Hepimiz paranoyak olduk her şeyden önce. Mayıs ayı gibi sahneye çıkma fikri bana çok uzak geliyor. Tabii ki hayal ediyorum, isterim ama bu kadar dünyayı saran bir virüsün bu kadar kısa sürede yok olabileceğini zannetmiyorum. Yavaş yavaş normale de döneceğiz. Belki sosyal medya üzerinden mini konserler verilecek. Tabii reklam alarak yani. Çünkü para da kazanmamız gerekiyor bir yandan. Özellikle müzisyenlerin. Bizler hepimiz yevmiye ile yaşayan insanlarız. Kurban Bayramı’ndan önce normala dönmemiz zor. Oraya dokunma, buraya dokunma, yok ağızlık, yok dezenfekte. Bunu böyle bir an önce atabileceğimizi düşünmüyorum. Hepimizin psikolojik bir sınavdan geçtiğimizi düşünüyorum. 40 gün sonra ilk defa geçen gün notere gittim. Yolda yürürken bile ürktüm. Bir tuhaf olduk hepimiz kolay değil.
Ziynet Sali: İnsanlar balkonlarda bile dinleyecek olsa müziğimi yapar konser veririm
Takip ettiğim ve anladığım kadarıyla çok yoğun kalabalıklı konserlerin, gönül istemese de risk taşıyor olabileceği çok belli. Ama insanların bu süreçte de çok zor bir dönem geçirerek sıkıldıklarını, morale müziğe, konsere ihtiyaç duyacaklar. Bu ülkede aktivite olarak müzik, konserler insanların en başta gelen eğlencelerinden biri. Dileğim aslında konser verebilmek, festivallere, üniversite konserlerine gidebilmek. Ama öngörüm bu yoğun ve çok kalabalıklı konserlerin yapılabilmesi biraz düşük gibi geliyor bana bu yaz. İnşallah öyle olmaz dileğim ve duam o. Hala dikkatli dışarıya çıkılması, sosyal mesafe uyarıları varken zannetmiyorum o büyük yoğun, sıkış sıkış konserlerin olabileceğini. Maskelerle konser nasıl olacak hiç düşünemiyorum. Yani insanlar nasıl şarkı söyleyecek o maskeler arkasından. Çok kolay bir şey değil. Muallaktayım inan. Eğer yetkili isimler, konser verilecek, gerekli denirse koşa koşa giderim. İnsanlar balkonlarda bile dinleyecek olsa müziğimi yapar şarkı söylerim.
İrem Derici: Binleri bir araya getirip konser vermek 2021 sonbaharına kadar bir ütopya
Hayat Ağustos-Eylül gibi tamamen normale dönmüş olacak gibi hissediyorum ama 2021’e kadar yine tedbirli bir sosyalleşme olacağı kesin. Her kafadan bir ses çıktığı için insanların kafasında da tonlarca senaryo oluşuyor, mesela iki gündür arkadaş grubumuzdaki muhabbet “Acaba korona denizden de geçer mi?” Yani kafalar karışık. Ve bu yaz önceki senelerin bereketi, kalabalığı yaşanır mı bilmiyorum. Binleri bir araya getirip konser verme ise bana 2021 sonbaharına kadar bir ütopya geliyor. Korona öncesi verdiğim son konserde 20.000 kişi vardı. Şimdi düşünmek bile hayal, 2 ay geçmesine rağmen bütün yaşamımız maalesef değişti. Gerçekten en kısa zamanda kendim ve 40 kişilik ekibim adına sahneye çıkmayı dört gözle bekliyorum.
Merve Özbey: Sahneye ufak ufak çıkarız diye kendimi rahatlatmaya çalışıyorum
Sanki Temmuz-Ağustos’ta ufak ufak yapmaya başlarız gibi gözüküyor. Bizler zaten yazın açık alanlarda sahne alıyoruz. Tabii ki içeriye sosyal mesafeyi koruyarak insanlar alınacak falan. Böyle sistemler olacağını düşünüyorum. Temmuz ve Ağustos’ta sahneye ufak ufak çıkarız diye kendimi rahatlatmaya çalışıyorum. Biz 7-24 çalışmaya alışmışız. Çok şükür çevremiz ve biz sağlıklıyız. Ama ilk evde oturunca kendimi bi garip hissettim. Allah çalışanların bu dönemde Allah yardımcısı olsun. Ama ben Temmuz-Ağustos biraz hareketlilik olur dişe düşününlerdenim.
Berkay: Yanınızda biri öksürse tedirgin olacağız
Tabii ki normale döneceğiz fakat asıl sorun fark etmediğimiz bir psikolojik yük bindi üzerimize! Yanımızda biri öksürse tedirgin olacağımıza eminim... Bir diğer açıda ekonomik çarkın durması! Ekonomik olarak hiç kimse hazır yakalanmadı maalesef bu olaya daha da önemlisi hazır olan da, mevcut sistem durunca hep eksi hep cepten mecburen ne oluyoruz diyerek bir korku tedirgin olma durumu da bu kısımda devreye girdi... Sonuç tabii döneceğiz normale ama zamana ihtiyacımız olacak geçen sene ki yaz olmayacağına eminim. Ama daha anlayışlı kişiler ve yaşanan herşeyden daha keyif alıp değerini anlayacağımız kişilere de dönüştüğümüze de eminim en azından kendi adıma. Bu bir grip virüsü bundan kaçış yok.! Çünkü geçip gitmeyecek binlerce kişi yakalandı ve ilk hava soğuduğunda yeniden nüksedecek.!! Sadece sağlık sistemimizin çekmemesi için evlerimizdeyiz az vaka olsun herkes sağlık hizmeti alabilsin diye evlerimizdeyiz.! Bayram yada bayramdan 15-20 gün sonra normal bir hayat bizi bekliyor olacak ama biz normal bir şekilde o hayata maddi manevi hemen adapte olur muyuz orası işte asıl mesele.
Ebru Yaşar: Hurra hadi konsere olacağını zannetmiyorum
Düğün mevsimi geliyor, insanlar mutlaka düğün yapmak isteyecek. O nasıl olacak bilmiyorum ama benim tabii ki dileğim keşke bir an önce o kalabalığa karışsak. Ama bu işin çaresi ilacı bulunup sıfırlanana kadar, konserler, yoğun kalabalık ortamlardan hepimiz kaçacağız. Uzak duracağız. Mesafeli bir sosyal ilişki geliştireceğiz. Belki çok güvendiğimiz, hijyenine inandığımız açık alan restoranlarda mesafelerle oturup belki yeme-içme olacak. Belki dediğim gibi güvendiğimiz insanlarla evlerimize daha sık girip çıkacağız o da bahçe ve balkonlarda. Ama Temmuz-Ağustos da hurra hadi konsere diyebileceklerini pek zannetmiyorum. Henüz işin sırrı çözülmedi. Yani aşısı yok, ilacı yok. Dikkat etmemiz gerekiyor. Tabii ki gönül ister. Şahsen ben çok özledim. Olsa da keşke daha çok konsere çıksam diyorum. Daha çok dışarda olsam. Daha çok o insanlarla mesafeyi kaldırsak aramızdan diyorum. Ama bence biraz daha dikkatli ve tedirgin geçireceğiz. İnsan ne diyeceğini çok iyi bilemiyor. Mesela çocuklarımız hızla büyüyor. Kıyafet ihtiyaçları var. Görmeden, denemeden çocuklara bir şeyler almak. İnternetten neyi ne kadar alabilirsin gibi gibi bir sürü şey var. Mesafeyi koruyarak bunları bile gidip çıkıp yapabilsek moral olarak iyi gelecek. Bir yandan da sağlıklı kalalım varsın biraz daha geç olsun bazı şeyler diyorum. Önceliğimiz her zaman sağlığımız. Yani bu yaz sakin geçecek gibi geliyor bana.
Cem Belevi: Temmuz ortalarında anca bir araya gelinir
Biz tabii eğlence sektörü ilk ve en çok etkilenen. Ve en son tepki veren sektör olduğumuz için böyle kriz durumlarında. Hemen birden bire bayramda bu yasaklar kalktığında bayram konserleri yapabileceğimizi çok isterim ama pek inanmıyorum. Haziran da tatil yerleri Çeşme-Bodrum yavaş yavaş hareketlenmeye başlar. Temmuz da insanlar bunun travmasını belki atlatıp konserler dinleyebilme noktasına gelir diye düşünüyorum. Benim öngörüm bu. Tabii ki isteğim bayramdan itibaren çoşalım, eğlenelim ama rasyonal mantıksal baktığımda Temmuz ortalarında anca bir araya gelebilir insanlar. En iyi ihtimal.
Mert Davran: Temmuz-Ağustos aynı çoşku ile kavuşuruz
O kadar çok özledim ki, sahneye çıkmayı. Mart-Nisan ilk kez hiç şarkı söylemeden geçti. Temmuz-Ağustos’ta aynı çoşku ve enerji ile olur diye düşünüyorum. Tabii ki yine sosyal mesafeye dikkat edilecek. Haziran sonuna kadar açılır diye düşünüyorum. Kimse gelmese de ben söylerim çünkü şarkı söylemeyi çok özledim gerçekten. Bir an önce bu illetten kurtulup güzel günlere kavuşacağımız inancım çok yüksek. Ülkemizde bu kriz çok güzel yönetiliyor. Kurallarda o derece güzel alınacak ve hareket edilecek inanıyorum.
Derya Uluğ: İnsanlar sokakta ve kalabalıkta olmayı özledi
Bu süreç başladığında aslında çok daha karamsar, çok daha bu sürecin uzun süreceğini düşünüyordum. Ama son günlerde açıkcası insanların bu hayata bu kadar çabuk adapte olmasıyla birlikte diğer normal hayata dönüldüğünde de hemen adapte olabileceğini düşünüyorum. Çünkü insanoğlu her şeye alışabildiğin için hemen çok fazla zorluk yaşanacağını tahmin etmiyorum. Bu benim fikrim. Tabii ki tam tersi de olabilir. Bence insanlar sokakta olmayı, kalabalıkta olmayı, toplulukla birlikte yaşamayı o kadar özledi ki, böyle bir normalleşme sürecinin haberdi geldiğinde buna hemen koşacaklar. Aramızda mutlaka tedirgin olan hala normalleşemeyen olacaktır. Ama konser olarak bilemiyorum. Soru işareti. Çünkü orada çok ciddi kalabalıklar iç içe oluyor. Belki sosyal mesafe ile olabilir. Onlar bir tık daha uzun sürebilir. Konserlerin olma sürecinin ama onun dışında insanların normal hayatının geçiş sürecinin çok uzun sürmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü çok özledi herkes ve insan her şeye hemen adapte olabilen bir varlık. Ben çok çabuk hemen geçiş sağlanacaktır diye düşünüyorum. Tabii virüsün yayılma hızı normalleştikten hatta tamamen kontrol altına alındıktan sonra. Yine aynı rakamlar gelmeye devam ederse çok zor tabii. Ve maske ile de hayata devam edilebileceğini düşünmüyorum. Hangi maskenin ne kadar koruduğunu bilmediğimiz için. Koruyucu olmayan bir sürü maske ile dışarıya çıkıyor insanlar. Yine de nasıl olur bilmiyorum. İnsanların psikolojilerine bağlı birazda. Yeter deyip maskesiz alanlara koşacak insanlar da olacak. Tam tersi olarak korunaklı bir şekilde insanlarda gelebilir. Şu an tam kestirilemez bir durum. Ama insanların sokağa dökülmek için özlemle ve hasretle beklediğini de düşünüyorum açıkcası. Yaşayıp göreceğiz.
Fatih Ürek: Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak o kesin
Eskisi gibi olmaz hiç bir şey. Biz minimum bir seneden önce toparlanamayız. Daha ileriye de gidebilir bu durum. Bunun ikinci, ücüncü dalgası var diyorlar. “Aşılar yapıldı, tamamdır” denmesi lazım ancak normale dönmek için. Fakat insanlar psikolojik olarak çok fena durumda. Mesela Gümbet tarafındaki barlar iç içe. Ben o tür yerlerin açılacağını hiç düşünmüyorum. Gizli gizli açmaya çalışacaklar ama onlarda ciddi cezalar yer. Konser olursa da mekanlar açılırsa da 500 kişilikse 200 kişi alın diyecekler. Yemeğe, eğlenmeye kimse maskeyle gitmez. Göstermelik maskeyi takar gider sonra çıkartırlar. O iş olmaz yani. Ve kapalı mekanlarda hiç olmaz. Restoranlar kafeler zaten mesafeli olacak. O da açık yerler olursa olacak. İşletmeler küçülecek. Her şarkıcı da sahne alamaz diye düşünüyorum. Bu insanların bütçeleri var. Mekan tam doluluk sağlayamazsa çok yüksek fiyatlı sanatçıların parasını ödeyemez. Yani kafa sanatçılar işsiz kalacak gibi geliyor. Ya paralar inecek. Ya da başka bir şey olacak. Ama sistem değişecek o kesin. Amerika’da film ve müzik sektörü bir sene kontak kapattı. Dünya bir takım kurallar alıyor. Biz de alacağız. Yani hiç bir şey eskisi gibi olmayacak o çok kesin. Yazın after partiler, beach partileri hayal. Ben en çok orkestramı ekibimi düşünüyorum. Onların geçinmesi ayakta kalması çok zor. Zaten şu anda YouTube kazandığım tüm parayı onlara veriyorum. Ki onlara ben bakmaya devam ediyorum zaten.
Hande Ünsal: Şu an bi öngörü yapmaktan dünyalar kadar uzak bir duygu durumu yaşıyorum
Açıkçası 40 gün sonunda çok da sağlıklı bir psikoloji de olduğumu düşünmüyorum. Bu süreç gerçekten sabır isteyen bir süreç. Ben normal şartlarda kişilik olarak çok da sabırlı bir insan değilimdir. Herşey hemen olsun isterim. Öncelikle bu dönemin bana kattığı en büyük özellik sabırla beklemeyi öğrenmek oldu. Gereken tüm kurallara bir bir uyup sabırla bekliyorum. Arada karamsarlığa kapılıp bu dönemin geçmeyeceğini Temmuz- Ağustos’un da evde geçeceğini falan düşündüğüm oluyor. Sonra kendime milyon tane telkin de bulunuyorum. Bazen bizim nesil nasıl bir döneme denk geldi diye umutsuzluğa düşüyorum (özellikle havalar kapalı ve yağmurlu iken) bazen de sadece bardağın dolu tarafına bakıp halime şükür ediyorum. Televizyon izlemeyi bıraktım çünkü beni sonsuz bir sorgulama isteğine sürüklediğini fark ettim. Şu an bi öngörü yapmaktan dünyalar kadar uzak bir duygu durumu yaşıyorum. İçimde sürekli bi olumlu bi olumsuz konuşan sesi susturup kendi kendime “Temmuz-Ağustos’a herşey eskisi gibi olucak herşey geçicek sen bugünleri iyi değerlendir yine dinlenmeye fırsat kollayacağın konserden konsere koşacağın günler yakın” diyorum. Çünkü böyle olmasını diliyorum ve buna inanmak istiyorum , herşeye rağmen benim hala umudum var.
Simge Sağın: Normalleşme hemen olmayacak o kesin
Her şeyi çok çok özledim. Bundan sonraki normale dönme konusunda hiç bir fikrimin olmaması beni hem ürkütüyor, hem korkutuyor. Her anlamda. Nereye varacağımızı tahmin edemiyorum. Gerçek dışı gibi ama gerçek. Film gibi ama yine gerçek. Ve bunların içinde zaman zaman kayboluyorum. Ama çok umutlu bir karakterim var. Pes etmeyi sevmeyen, güçlü durmayı seven bir kadın olduğum için ben her zaman umut doluyum. Bir şey başlar ve biter. Yeni bir problem gelene kadar eski problemi yaşarız ve onu hallettikten sonra yenisi gelir ve bu süreci öyle değerlendiririz ve geçiririz diye düşünüyorum. Normalleşme ve normale dönme sürecinin çok yakın olduğunu düşünmüyorum. Bana deseler ki, “Yarın konserin var” ben konsere gitmeye korkarım. Zannedersem seyirci de konsere gitmeye korkar gibi düşünüyorum. Bu bir sene geçecekmiş gibi geliyor. Eylül-Ekim’e kadar süre var gibi geliyor. Eğer tatil yapacaksak maske ile tatil yapmak bana çok garip geliyor. Ama her zaman kontrollü olmakta yarar var. Tatil derken yurt dışına gitmeden, yurt içinde doğal yerlerde, doğa içinde olan yerleri tercih eder insanlar diye düşünüyorum. Ama bu sefer yine kalabalık ve yine bir sürü insanların yakın durma, mesafesiz olma durumu beni her seferinde çok ürkütüyor. O yüzden de korkularım var. Hasta olmaktan, yakınlarımın hasta olmasından çok korkuyorum bu sebepten bu normalleşme sürecinin biraz geç olacağını düşünüyorum. İnşallah en yakın zamanda aşı bulunur. İkinci ve üçüncü evre olmadan hastalık kurtuluruz. Ben evde yemek, spor ve ev işleri. Az önce domates, salatalık, biber ektim terasa. Onlarla uğraştım. Biraz toprakla uğraştım. Kendimi üst düzey tutmaya çalışıyorum. En kötü anda bile “Hadi kalk, spor yap. Yenilme, sen sahneye çıkacaksın. Kilo alma, sağlığına dikkat etmelisin” diye her sabah kendimi böyle uyandırıyorum. Eninde sonunda bu olay bitecek. Kuvvetli olmaya çalışıyorum.
Edis: Şu an hislerim sadece sağlık üzerine
Bu konu herkes için çok hassas gerçekten. Şu anda nasıl bir tahminde bulunmakta istemiyorum. Benim hislerim sadece saglık üzerine. Şu an hayatını kaybeden insanların yakınları üzerine. Hastalanan kişiler üzerine. Sektörel olarak kocaman bir çark bu, en yararlısı olsun derim gerçekten bir an önce.
Tuğba Yurt: Konserlerin hemen başlayacağını sanmıyorum
Gerçekten insanlığın zor bi süreçten geçtiğini düşünüyorum.Yaklaşık 40-45 gündür evlerimizdeyiz. Bu sürecin bir an önce atlatılması ve sağlıklı günlerimize bir an önce kavuşmak adına. Haziran ayı itibari ile sürecin biraz daha normalleşeceğini düşünüyorum yine tedbirli bi şekilde normal hayatımıza bir adım atacağız gibi hissediyorum ama tabii ki yine müzik sektörü adına kalabalık festival konserlerimizin hemen başlayabileceğini sanmıyorum. Bir şekilde o kalabalık ortamlardan kaçınılacağını düşünüyorum.Temennimiz bu virüsün çaresinin bulunması belki o zaman biraz daha hepimiz daha rahat nefes alabileceğiz