X

-Vatandaşın biri otobüs firmasından bilet almaya gidiyor. Görevli de HES kodu istiyor. Vay sen misin HES kodu isteyen. Vatandaş bıçak çekiyor ve “Yok benim kodum modum bilet ver” diyor.

-Kadın, Özbekistan’daki ailesine kargo göndermek istiyor. Kargo şirketi paketi alıyor ve “Beş güne gider” diyor. Ancak üç hafta geçmiş kargo hala ulaşmamış. Kadın şirkete gidip soruyor, sorguluyor. Vay sen misin sorgulayan bir güzel dayak yiyor. Yüzü, gözü mosmor. Kolu kırık. Şiddet gösteren adamlar serbest. Şaşırdık mı? Tabii ki hayır.

-Adam eski sevgilisini arıyor bulup evinin kapısına dayanıyor. Meğer eski sevgili evlenmiş bir de hamile. Sen misin evlenen, hamile kalan. Şiddet gösteriyor, arabalarının camlarını kırıyor. Polis geliyor ceza kesiyor. Peki cezayı hangi sebepten kesiyor. Tabii ki kadına şiddetten değil şaşırmayın. Sadece sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği için.

-İki aşık kaçarak evleniyor. Ve aileleri olmadan nikah kıyıyor. Ve sonra ne oluyor; anlaşamıyorlar. Adam da dört aylık karısının boğazını kesiyor. Cinayet işlememiş gibi banyoya girip duşunu alıyor. Ve sonra polisi arayıp itiraf ediyor. Allah'tan kaçmamış. Peki kadını öldürmesine şaşırdık mı? Tabii ki hayır.

-Adam cinnet geçiriyor. Eski karısı ve iki kızını öldürüyor. Ekmek almak için markete giden iki erkek kardeş ise korkunç manzara ile karşılaşıyor. Annesi ve iki kız kardeşinin öldüğünü görüyor. Baba da sokağın ortasında silahı kafasına doğrultmuş öyle dolaşıyor.

-Bağlama büyüsü yapmak için kedinin ayaklarını kesmiş manyağın biri. Kim olduğu meçhul. Kedi kanlar içinde bulundu. Diğer bir taraftan köpekler çuvalın içinde bulundu.

Yani cinnet haberleri...

Cinnet geçirmeye az kaldı doktorum nerde durumu.

Yani böyle uzayıp gidiyor…

Şiddet.

Nefret.

Kin.

Kızgınlık.

Ne ararsan var. Ama sevgi yok. Öpüşme yok, güzel görüntüler yok.

Ve pes etmedim. Önceki gün inat ettim haberleri izledim. Yok bir tane sevgi kırıntısı yok.

Bir tane güzel aşk dolu haber yok.

Ama bizim hele ki, şu günlerde bunlara ihtiyacımız var. Daha çok sevgiye, daha çok güzel habere. Hele ki, artık kadına, hayvana, doğaya yapılan katliamlara dayanma gücümüz kalmadı.

Yeter Allah aşkına yeter.

Ki son yıllarda ekranda magazin yorumcuları desen berbat. Yalan, iftira gırla.

Haberler desen korkunç, şiddet.

Spor desen kavga, kıyamet.

 

E yeter!

Diziler deseniz malum. Silah silah silah.

İzleyici nereden nefes alacak.

Nereden eğlenecek?

9 Kere Leyla yazısı sonrası

-9 Kere Leyla’yı “Beğenmedim” dedim bolca alkış aldım.

-“Olmamış” dedim “Al bizden de o kadar” dediler.

-“Şu sıkıntılı günlerde daha keyifli bir film olsaydı ya” dedim, “E yani” dediler.

-“Daha sert yazacaktım ama Demet Akbağ, Haluk Bilginer’e saygımdan yazmadım” dedim, “İyi yapmışsın” dediler.

-“Ben sonuna kadar izledim” dedim, “Helal biz asla izleyemedik” dediler.

Diyeceğim odur ki, herkesin bir fikri vardı.

Ancak filmi sonuna kadar izleyen on kişiden biriyim. Onu da tekrar söylemeden edemeyeceğim.

Çünkü filmin tamamını izleyen yok gibi.

İkinci karantina döneminde

-Ekmek yapılmıyor.

-Bol bol yemek görüntüleri sergilenmiyor.

-Kimse sosyal medya ile ilgilenmiyor.

-Akşam saatlerinde canlı yayınlar yapılıyor ancak izlenme oranları geçen sefer izlenme oranlarına göre daha az.

Neden herkes sokakta

Benim sokağa çıkma iznim olduğu halde üç gündür kapıyı açıp adım dahi atmadım.

Fakat gördüğüm kadarıyla çok kişi sokaktaydı.

Sıkılmış vatandaş. Diyor ki: "Stres atmak için markete çıktım"

E oldu her sıkılan çıksın.

Yasağa ne lüzum değil mi?

Güler misin, ağlar mısın?

Millet, ya markete, ya bakkala gitmek, ya yürüyüş yapmak bahanesi ile sokaklardaydı.

Hatta çoğu kişi “İzin belgen var mı?” sorusuna “Yok ama herkes sokakta” diyerek kendini savundu.

 

Yani memlekette iki gün sokağa çıkma vardı. Yanlış anlaşılmasın. Bu yasak hali.

Bizler evlerde, turistler geziyor

Pınar Erbaş’ın sunduğu Show Haber’i izliyorum. “Milyonlar eve kapandı, onlar gezdi tozdu” haberini izliyorum.

Arjantinli, Rus, Alman, Fransız. Birçok turiste mikrofon uzatılmış.

Çoğu kuralları ihlal etmiş.

Hatta birçoğu “Koronaya inanmıyoruz” açıklaması yapıyor.

Ve bizler bu insanlara kapıları açıyoruz.

Hayır bizler korona geçiriyoruz da, turistler mi geçirmiyor.

Şaka mı!