X

Vatanımızın yandığı, yüreğimizin dağlandığı, sinir sistemimizin gerildiği, bol sabır çektiğimiz acılı bir haftayı geride bıraktık.

Bitti mi?

Bitmedi!!!

-Yangınlar sürüyor.

-Sınırlarımızdan garip insanlar giriş yapıyor.

-Kadınlar parçalanıyor, öldürülüyor.

Ve acı, üzüntü adeta birbiriyle yarışıyor.

Bana şu an, "En büyük hayalin nedir? Şu an bir istek hakkın var, ne istersin?" diye sorarsanız bunların son bulmasını isterim. Bir anda son bulmasını.

Yangınlar dursun. Memleketimizde kavga gürültü bitsin. Mülteciler tatile gidip yeniden döndükleri memleketlerine temelli gitsin. Kadınlar ölmesin. Çocuklar hep gülsün.

Ve tüm dünyanın en güzel yeri olan memleketimde, bizler de hak ettiğimiz gibi yaşayalım.

Elbet, umudumu yitirmedim ancak daha çok sabır çekeceğiz gibi görünüyor. Bizler güçlüyüz her türlü zorluğun üstesinden geliriz elbet. Ama önceliğimiz acilen yaraları sarmak.

Ege sahillerimizin yeniden yeşermesi yeniden güçlenmesi şart.

Ve şimdi tatil planlarını iptal etmeden, daha çok esnafı kalkındırma zamanı.

Marmaris yangınlardan çok ciddi yara aldı. Yangın durdu ama soğutulma aşaması devam ediyor.

Ve esnaf tatilcileri bekliyor.

Marmaris'te Yelken ve Gaia's'ın sahibi arkadaşım Volkan Yaylalı, "Marmaris ve çevresinin güzelliklerini yaşamış olanların buraya bir gönül borcu var bence. Doğaya ve yerel esnafa destek için tatile bekliyoruz" diyerek bir paylaşım yaptı. Sera Yörek, Volkan ve Aylin Yaylalı ve dostları, arkadaşları gece-gündüz demeden yangın söndürme ekipleri ile canla başla çalıştı.

Datça Belediyesi, "Dayanışma yaşatır" diyerek, "Rezervasyonlarınızı iptal etmeyerek bize destek olabilirsiniz? Başta Marmaris ve Bodrum olmak üzere ekonomisi turizme dayalı ilçelerimizin çok büyük yara aldı. Tatil için bu turistlik merkezleri tercih etmeniz oradaki garsona, köylüye, balıkçıya kısacası halka en büyük desteğiniz olacaktır. Pandeminin sonra bir de yangının vurduğu bu coğrafyayla böyle de dayanışabilirsiniz. Lütfen bizimle olunuz" dedi.

Bu yüzdendir ki, "Tatil mi yapıyorsun?", "Eğleniyor musun?", "Doymadın eğlenceye" diye kızan insanlara kulak asmayın.

Gidip yemeğinizi yiyin, eğlenin, esnafı kalkındırın.

Paranızı harcayın, tatilinizi yapın.

Size laf sokan insanlara da kulak asmayın.

 

 

İşletmeciler haklı olarak dertli

 

 

Bu sürekli, "Eğleniyorsunuz", "Bıkmadınız", "Eğlenmeye ara verin" diyen tiplerden en çok işletmeciler dertli. Düşünün pandemi döneminde en çok etkilenen sektör yeme-içme sektörüydü. Ve bu sektörde çalışan işletmeci, garson, şef, vale derken 18 ay evde oturdu.

Faturalar, kiralar derken çok ciddi zorluklar çektiler.

Tam sektör canlandı, kapılar açıldı, yaz tatili iş yapacaklar derken de yangın çıktı.

 

Şimdi de çalışmaya ve para kazanmaya çalışıyorlar, biriken borçları ödeme derdindeler. Ama bir kesim yine başladı.

Doymadılar konuşmaya. Doymadılar laf saydırmaya.

Kardeşim onların da mesleği bu anlayın artık..

Doktor işe mi gitmiyor?

Avukat işe mi gitmiyor?

Markette çalışan işe mi gitmiyor?

Onlarda işletmeci.

En son işletmeci Mehmet Davran, "Laf söz etmişsiniz 'Doymadınız eğlenmeye' diye. Kardeşim bu benim işim. 10-12 ay evde otururken sordunuz mu? Ne yiyorsun, ne içiyorsun diye. Soran oldu elbet Allah razı olsun onlardan da. Ancak banka, market, postan, kurye açık iş yapıyor. Bu da benim ve benim gibi 2 milyon kişinin ekmek yediyi bir sektör. Bunu anlayın artık" diyerek duygusunu sosyal medyada paylaştı.

Tam da anlatmaya çalıştığım şey bu işte.

Aylardır yazıyoruz, çiziyoruz.

Anlayın artık ve susun!!!

 

 

Afacan mı?

 

 

Ahmet Hakan, "Ümitcan isminin yumuşatması" diye bir yazı yazıp iki kadının öldürülmesinden sorumlu Ümitcan Uygun için, "Ümitcan isminde bir afacanlık tınısı. Kabul edilebilir oranda bir yaramazlık tınısı, ismin kendisi ister istemez bizim Ümitcan tınısı yaymakta" diye bir yazı yazıp sürdürmüş. Ardından da,"'Ümitcan şöyle yaptı, Ümitcan böyle yaptı' diye vermek içimizden gelmedi" demiş. Haber için.

Pardon... Sevgili Ahmet Hakan.

Ama ben bu yazınızda hiçbir şey anlamadım. Hatta birkaç kez okudum yine çözemedim. Ben de bir sorun var?

Afacan mı?

Ümitcan mı?

Yaramaz mı?

Bi daha bi anlatır mısınız?

Yazar mısınız?

Acaba;

Suya sabuna mı dokunmak istemediniz mi bu yazınızda?

Afacan'ı korumak mı istiyorsunuz, yerden yere mi vurmak istiyorsunuz?

Lanet olsun bu adamı salıveriyorsunuz yine bir kadın ölüyor mu demek istiyorsunuz?

Adamın isminde bi afacanlık var, o yüzden kabul edilebilir mi diyorsunuz?

Vallahi de billahi de anlamadım ben ne yazdınız.

Tamam sorun bende sanırım. Bir daha bir yazıverir misiniz?