X

Üç-beş gündür Derya Baykal'ın "Çok zorluklar geçirdim, çok parasız kaldım. Yine parasız kalırsam, çıkarım pazara limon satarım. Hiç de ayıp değil" sözünü tartışan hatta "Asla satmam. Hiç kusura bakmasın" diyen hatta "Kendisi de satmaz. Demogoji yapıyor. Kimse yapmaz böyle bir şey. Ben de yapmam. Zengin koca bulur keyfime bakarım" diyen hanımlara denk geliyorum.

Aşırı üzülüyor ve şaşırıyorum.

Öncelikle;

1- Derya Baykal'ı tanırım. Limon da satar, patik, atkı, hırka, kazak örer onları da satar. Hatta ekmeğini taştan çıkartır. Öyle becerikli ve kabileyetli bir kadın. Hiç de utanmaz, çalışmaktan, üretmekten. Alın terinin ne güzel bir şey olduğunu bilir ve kızlarına da öğretmiştir.

2- Ve para kazanmanın nesi ayıp. Başkasına muhtaç olunacaksa, başkasının boyunduruğu altına girilecekse limon da satılır, hammallık da yapılır.

Evet çalışmak zor. Özellikle yeni nesil, "Hiç çalışmam. Zengin bir koca bulur evlenirim" diyor. Ya da çoğu "Sosyal medyada para kazanacak çok imkan var. Kaydır yukarıya yapar para kazanırım. Inlufencerler nasıl para kazanıyor. Oh ben de kazanırım. Hiç zorluğa gelemem" modunda anlıyorum. Ancak kendi paranı kazanmanın tadı, keyfi, mutluluğu, gururu çok başka.

Özellikle hanımlar, para kazanmak ayıp değil. Bazen hayat insanı zor koşullara yönlendirir. Zor işler olabilir. Ama en azından gönül rahatlığı ile para kazanmanın, kendi ayakları üzerinde durmanın keyfi de özgürlüğü de çok fazladır ve bazı kariyerler de hiç kolay olmuyor.

Derya Baykal da bulunduğu konuma inanın hiç de kolay gelmemiştir. Öyle bir anda olmuyor hiçbir şey.

Çoğu insan benim için de düşünüyordur eminim. Ama bizlerin hayatı da şimdiki sosyal medya fenomenleri gibi "Hooop kaydır yukarıya al paranı" tadında geçmedi. Hala da geçmiyor inanın.

O yüzden kariyer yapmak. Para kazanmak, bir yere gelmek ve kalıcı olmak kolay değil. Ama mümkün.

Emek gerek. Çalışmak gerek. Üretmek gerek.

Güven gerek ve doğru yoldan sapmamak gerek. Yolunuzu belirleyin ve ilerleyin. Güvenin siz iyi bir noktaya geleceksiniz. Siz siz olun çalışmaktan utanmayın.

Zengin koca.

Sosyal medya dünyası.

Bir başkasının parası ile hava atma, hayat kurma. Bir yere kadar.

Bu seçeneklerin uzun vadesi yok. Günü kurtarır ama yarının ne olacağını bilemezsiniz.

Büyüklerimizin dediği gibi altın bilezik gerekli. Çalışmaktan yorulmayın, utanmayın. Benden söylemesi.

Sağım, solum, önüm, arkam herkes bir şeyler söylüyor

-Gülşen'in sahne kıyafetini gördün mü? Kadın sınırları zorluyor.

-Sen asıl dolar ne oldu gördün mü? Bi çıkıyor, bir iniyor. Sevinsek mi, üzülsek mi bilemedim.

-Hülya Avşar'ın jartiyeri gördün mü? Ne alaka ben anlamadım. Hayır o değil de, "Simit yiyin" açıklamasını dinledin mi asıl. Ona ne diyeceksin.

-Süreyya Yalçın'ın kocası Ozan Baran, doğum günü hediyesi olarak dövme yaptırmış portresini. Hayır insan neden böyle bir şey yapar anlamak mümkün değil.

-Nusret iki yıl sonra annesini görmüş. O değil de, ben anneme iki yıl gitmesem beni evlatlıktan reddeder.

-Hande Yener ile Demet Akalın gizli gizli atışmaya mı başladı bana mı öyle geliyor.

-GQ ödüllerini izledin mi? Ahu Yağtu düşmüş fark ettin mi? Cem Yılmaz'ın ahı mı tuttu acaba. Adam hala 40 bin dolar nafaka ödüyor. Dolar almış başını gidiyor. Bir de mahkeme tarihi ileriki tarihe ertelenmiş. E bu adam her ay dolar ne kadar olacak sancısı çekiyor.

Daha Koray Avcı’nın sahnesini konuşamadık

Bir valeye "Sana burada ekmem yedirmem" dedi. Sokak çalgıcısına, "Sen benim kim olduğunu biliyor musun?" dedi. Fotoğraf çektirmek isteyen hayranına küfür etti. Yaptı da, yaptı.Şimdi de, "Yılda kaç konser veriyorum. Dünya sahnelerindeyim" diyerek birinin kendisinin ne yaptığını anlatmasını istedi. Aslında üzülüyorum Koray Avcı'ya. Çünkü kendisini kim yönlendiriyorsa kötü yönlendiriyor. Ya da kendisini kaf dağında görüyor. Neredeysen hangi dağ, hangi tepe in aşağıya Koray. Yazıktır, günahtır yapma kendine böyle şeyler. Hayır biz senin bu tip yanlarını konuşmaktan sahneni, şarkılarını konuşamaz olduk. Yazık. Ne şarkı yaparsın, ne edersin, nerede sahneye çıkarsın bi haberiz. Ne gerek var bu yönünle insanların karşısında oluyorsun sürekli. Bırak şu egoyu. Kibri.. Yazıktır... Hem sana, hem seni sevenlere.