X

Haziran ayında özellikle Bodrum ve Alaçatı'da aylık 2 milyondan ve 3 milyondan başlayan ev fiyatlarını ve geceliği 12 bin TL'den olan otel fiyatlarını yazmıştık hatırlarsanız.

Temmuz ayında beklenen olmayınca ve özellikle bayramda istenen randıman alınmayınca boş kalan kiralık evler ve bazı otel fiyatlarında indirim yapılmaya başladı.

Bodrum'un bazı en lüks otelleri Temmuz ayını yarı doluluk oranıyla geçirdi. Ve fahiş fiyatlara müşteri bekleyen kiralık evler boş kaldı. Aynı şeyi Çeşme-Alaçatı da yaşadı.

Ve haliyle Ağustos ayı için otel ve kiralık evler fiyat kırma politikasına gitti.

İnsanda haliyle, "E kardeşim bunu baştan yapsaydın da milletin belini bükmeseydin. Temmuz'da da insanlar gönül rahatlığı ile tatil yapsaydı" diyor. Ama nafile. Bizim insanımız biraz "Hep bana hep bana" dediği için olmuyor bu işler.

Tamam Arap turistler iştahları kabartıyor. Hatta emlakçılar, "Boşver Türkleri, Araplara verelim" tadında ev sahiplerini yönlendiriyor ama olmaz. Siz böyle yaptıkça Türk tatilci de rotayı başka yerlere çevirdi. Ve Arap turist gittikten sonra yine Türk tatilciye ihtiyaç var. Bu sene özellikle Bodrum ve Çeşme esnafı kan ağlıyor. Geçen yılların doluluk oranı yok maalesef.

Bodrum'da geçen ay 3 milyon liraya bir aylık kiralık evler vardı. Çeşme'de de durum değişmiyordu. Ağustos ayında aylık 700 bin TL'ye düşmüşler. El insaf.

3 milyon nerede 700 TL nerede. Yazık!!!

Geceliği 12 bin TL'lik odalar vardı. Şimdi o odalar 5 bin TL'ye düşmüş. Hoş bu fiyatlar da çok yüksek ama düşüyor işte. Çünkü alıcı yok. Ödeyen yok.

Sezon başında daha makul fiyatlar olsa tüm bunlar olmayacaktı. Ki Ağustos ayında bile tam randıman beklenmiyor. Onu söyleyeyim.

İstanbul geceleri boş

Özellikle iki gündür İstanbul'da dışarıya çıkıyorum.

-Mekanlar boş.

-Trafik boş.

-Sokaklar boş.

Sadece ve sadece deniz kenarları dolu.

Ellerde çekirdek... Denize karşı çekirdekler çitleniyor ve maalesef yerlere atılıyor. Ve bizim insanımız şu yerlere çöp atma huyundan vazgeçmiyor. Nasıl olsa temizleyen var!!!

Tamam hava bedava.

Deniz manzarası bedava da çekirdek kabuklarını yere atmayın bari...

Dört gözle düğün bekleyen var

Demet Özdemir ve Oğuzhan Koç'un düğününü dört gözle bekleyen bir kitle var. Bakın uydurmuyorum? Bİr haftadır bana şöyle sorular geliyor; -Hangi modacıdan gelinlik giyecek Demet? -Demet sence kaç gelinlik giyecek? -Demet, Oğuzhan'a saat almış doğru mu? -Acaba Oğuzhan, Demet'e ne takacak? -Kimleri davet edecekler sence? -Acaba hemen hamile kalır mı? Sonra ben de dinliyor dinliyor insanları suratına "Boş boş" bakıyorum. Gerçekten boş boş bakıyorum.... Latte eve dönmedi mi? Gerçekten gerek e-mail, gerek DM, gerekse yolda yürürken çoğu insanın ortak bir sorusu var; "Latte eve döndü mü?" Maalesef bugün 11'inci gün ve Latte eve dönmedi. Ve işin tuhafı kocaman bahçe içinde gitti bizim gazetemiz yazarlarından Ceyda Erenoğlu'nun bahçesine konuşlandı. Oradan da ayrılmıyor. Nişantaşı evlerini bilen bilir. Bitişik apartmanların arkasında kocaman bahçeler vardır. Her apartmanın kendi bahçeleri. Ben 10 gündür girmediğim ev, girmediğim bahçe kalmadı. İki gündür yanlış bahçelerde dolaşırken Ceyda'nın apartmanından fotoğraflar ve bilgiler gelmeye başladı. Uçarak gittim. Meğer evet Latte bir haftadır o bahçeyi mesken tutmuş. Kendisiyle göz göze geldik, konuştuk, miyavlaştık ama kaçtı. Çünkü eve girmek istemiyor. Eve götüreceğimi çok iyi anlıyor ve kaçıp saklanıyor. Sonra ben de kendi kendime dedim ki; "Bu sıcak havada beni bağlasan evde durmam. Çocuk biraz dolansın madem. Hem tanıdığım birinin de bahçesini sevmiş, yerleşmiş. Sonra bizler gibi Ceyda'nın evinden çıkmayacak belli" diye diye gönül rahatlığı ile ilk kez o bahçeden ayrıldım. Çünkü Ceyda'nın evi öyle sihirli ki, bir giren bir daha çıkamıyor. Yakında Latte de oraya yerleşir çıkmazsa şaşmam. E haliyle sabahına hooop tüm oyuncakları, maması, su kabı Latte'nin Ceyda'nın bahçesine taşınmış bulunuyor.