X

İki gündür Demet Akalın'ın bir garsonun başından aşağıya şampanya dökmesi konuşuluyor. Fakat şu var ki, Demet Akalın'ın bu yaptığı olay ilk değil... Daha doğrusu sadece Demet Akalın yapmıyor. Bunu çoğunluk yapıyor. Günümüzde para el değiştirdi ve şampanya raconu da bir hayli değişti. Ve hatta küçük yaş guruplarına da fazlasıyla indi.

Mesela şöyle bir Ege'ye uzanın. Sadece lahmacunu ile konuşulan Bodrum'un bazı mekanlarında şampanya su gibi akıyor. Ve başrolde hep küçük çocuklar var. Akşam üzeri partilerinde ve gece bazı mekanlarda yaşları 16 ila 19 arasındaki gençlerin "Baba parası tatlıdır" tadında kullandıkları kredi kartıyla su gibi akıttıkları şampanya ile kendilerini yıkadıklarını da görebilirsiniz.

Ve hatta denizin ortasında, jakuzinin içinde birbirini şampanya ile yıkayan insanlara da tanık oldu bu gözler.

Kimine göre, "Parası olanın parasını gösterme" şekli.

Kimine göre, "Ben buradayım benim adımı sanatçı telaffuz etsin" şekli.

Kimine göre de, "Kadın tavlama" şekli.

Kimine göre "Görgüsüzlük" olarak adlandırılan şampanya gece aleminin demir başı. Ve daha geçenlerde "Hülya Avşar'a 350 şampanya açtıran kim?" tadında haberler yapıldı.

Mekanlarda meşaleler ile eller üstünde ya da taht ile taşınan bir kadının getirdiği şampanya restoran ve gece mekanlarının en büyük para kaynağı. Eskiden daha bir racon bilen insanların dünyasında yaşadığımız için bu kadar göze batmıyordu. Fakat şimdi yapılan her türlü olayın sergilenme şekli karşısında "Türkiye ne duruma geldi" naraları atılıyor. Yani Demet Akalın'ın bir garsonun başından aşağıya şampanya dökmesinden tutun da, "Ne gereksiz bir görgüsüzlük" olarak konuşulan şampanya bazıları için olmazsa olmaz.

Her zaman olmazsa olmazdı. Fakat son yıllarda para el değiştirdi, tarzlar değişti.

Eğlenme şekli değişti. TikTok'da anneannesinin, dedesinin kafasından aşağıya bir şeyler döken tiplerin alkışlandığı bir dünyada da şampanya mevzusu iki gündür konuşuluyor.

Günümüzde parayı fazlasıyla göstermek iyi bir şey olarak algılandığı için Türkiye'nin sığlaştığından, görgüsüzleştiğinden, kültürsüzlüğünden bahsediliyor. Ve tüm bu konuşmalar iki gün içinde Demet Akalın'ın garsonun başından aşağıya şampanya dökmesi ile konuşuluyor oldu. Tuhaf olan şu ki, çok uzun süredir bu durumun içindeyiz. Farkında mısınız?

Şov amaçlı bir kurgu olayına gelirsek

Ve evet Demet Akalın'ın garsonun başından aşağıya bardağı dökmesi şov amaçlı olsa da, kimine güzel gelmedi. Fakat şu var ki, bu olay 10 yıldır Bodrum Gümbet'te yaşanıyor.

Bodrum Gümbet'i bilenleriniz bilir. Benim muhabirlik dönemlerimde Bodrum'da Yalıkavak, Türkbükü gibi yerler yoktu. Bodrum'un içi, marina ve Gümbet vardı. Hani şu meşhur Şamdan Dergisi'nin herkesi kapak yaptığı, Televolelerin olduğu meşhur magazin yılları.

Yani Gümbet Gümbet olduğundan bu yana böyle. Eğlenme tarzı bu. Fakat yıllar yıllar içinde TikTok derken, sosyal medya yozlaşma derken gelinen eğlenme şekli ile daha da bir evrildi ve bu noktaya geldi. Yani Türkiye'den bir haber yaşayan bazı insanların üç-beş video gördüğünde "Geldiğimiz nokta berbat" türünde naralar atması bana çok komik geliyor.

Yani kafadan aşağıya bir şampanya dökerek gelinmiyor bu noktaya... Bunun bir evveliyatı var. Mesela, bugün emekçiyi koruyan bazı tiplerin dün emekçinin yüzüne bakmaması gibi.

Yani "Emekçiye saygısızlık" olarak bağıran birçok kişinin garsona, komiye, tuvaletin kapısında duran kadına, evine temizliğe gelen kişiye kötü davranmasından ötürüdür tüm bunlar. Şimdi kafalarını kumdan çıkartmış "Türkiye'nin geldiği nokta, yozlaşma" falan diyorlar.

Arkadaş yıllardır yazıyoruz, çiziyoruz buralarda. Sizler yurt dışında gezerken, bilmem Avrupa'nın 20 senesi gerisindeyiz diye bağırırken kendi memleketinden bihaberdin. Önce memleketini gez, insanını tanı. Sonra gel ahkam kes. Hele şimdi memleket böyle yozlaştı, böyle yozlaştı diyerek olmaz böyle şeyler.

Ki bu konuşmalar nedense sahneye çıkan bir sanatçının yaptığı bir hareket ile konuşuluyor. Hep magazin üzerinden ahkam kesme çabası midemi bulandırıyordu sadece.

Ben bu ikiyüzlülüğe kızıyorum. Ki bu memlekette şampanya kurgusundan daha da çirkin kurgular yapılıyor.

Küçük çocukların kollarındaki saatler

Mevzu madem "Zenginin parası züğürdün çenesini yorma" meselesi. Gelin biraz size "Olur mu canım böyle terbiyesizlik" diye homurdanan bazı tiplerin çocuklarından bahsedeyim.

Bodrum'da bazı lüks mekanlarda küçük erkek çocuklarının tarzları şöyle; babaları gibi keten gömlek, deniz şortu. Kollarda çok pahalı saatler. Ayaklarda marka ayakkabılar. Yanlarında yaşıtları ya da iki, üç yaş büyük genç kızlar.

Genç kızların kıyafetleri hemen hemen aynı. Siyah vücuda yapışan mini elbise ya da mini şort, bikini üstü. Saçlar uzun, ortadan ayrılmış ve fönlü... Takma kirpik, uzun yapılmış tırnaklar. Ve olmazsa olmaz makyaj. Kollarda mini çantalar. Hiçbiri doğru düzgün denize girmiyor. Öğlen içmeye başlıyor. Akşam üzeri partilerinde devam ediyorlar. Akşam üzeri evlere dağılıp üstlerini değiştiriyor ve gece devama diyorlar.

Bakın bu gençler günümüzde birçok tanınmış ailelerin ya da tanınmamış fakat aşırı zengin olmuş ailelerin çocukları.

Ve bu çocuklar her gün birbirini neredeyse şampanya ile yıkıyor. Ve Bodrum'da birçok mekanda eğleniyor. Hatta sokaklarda bazıları alkol komasına giriyor. Ailelerin şoförleri gelip alıyor çocukları.

Ben sadece bu yaşta böyle eğlenen çocukların, gelecekte nasıl eğleneceklerini ya da nasıl mutlu olacaklarını merak ediyorum. Daha doğrusu nasıl başarılı olacaklarını.

Tabii bazı anne ve babalar, "Ne yapalım ergenlik. Başa çıkamıyorum" dese de bu "Ergenlik" sözüne de çok gülüyorum. Nedense bizim jenerasyonumuzda bilmediğimiz ergenlik, bu jenerasyonda fena halde vurdu. Bu arada bu jenerasyon aşırı akıllı gerçekten. Bir "Ergenlik" adı altında daha ergenliğini tamamlayamamış anne ve babalarına da istedikleri her şeyi yaptırıyorlar. Bu anlamda bu jenerasyonu tebrik ediyorum.