Millet artık delirdi. Tutabilene aşk olsun!!!
Birileri sahneye bir şeyler atmaya doyamadı. Neden yaptıkları belli değil. Bu tipler sanırım sahnedeki sanatçıya bir şey atınca rahatlıyor. Ya da başı göğe ediyor. Belki de, eşlerine, dostlarına "Ben sahneye bilmem ne attım" diye hava atıyor. Böyle bir sapıklık türedi son yıllarda.
Eğer gerçekten bunu hava atmak, dikkat çekmek için yapıyorlarsa peh!!! Reziller gerçekten.
Ve bence gerçekten ruh hastası bu tipler. Her şey beklenir bunlardan.
Yahu insan eğlenmeye gittiği, dans edeceği, iki saat kafa dağıtacağı yerde neden bunu yapar?
Bakın en son Zeynep Bastık'ın başına gelmiş Mersin Tarsus sahnesinde. İlk önce gözüne lazer tutulmuş, sonra da sahneye su şişesi fırlatılmış. Tövbe estağfurullah.
Zeynep de konseri erken bitirmek zorunda kalmış. Sonra da, sosyal medya hesabından; "Dün akşamki konserimiz harika başlayıp belli bir yere kadar harika devam etti. Fakat daha sonra, ikazlarıma rağmen seyircilerin arasında suratıma tutulan oyuncak lazerle başlayıp yine suratımı sıyıran ve ciddi bir yaralanmadan kıl payı kurtulduğum, sahneye atılan şu şişesiyle devam etti. Ve açıkçası yaralanmaktan korktuğum ve güvenliğimden endişe ettiğim için konseri son üç şarkı kala bitirmek zorunda kaldım" demiş.
E haklı!!! Yine de devam etmiş aslında. Ya da etmeye çalışmış. İlk başta inse haklı. Kim ne diyebilir. Bu ne taşkınlık. Bu ne saygısızlık.
Kimse bu tiplerin, terbiyesizliğini çekmek zorunda değil. Zeynep Bastık'ın oradaki tek terdi kendisini izlemeye gelenleri eğlendirmek. Ki bu tipler gerçekten eğlenmek isteyenlerin de hakkına tecavüz ediyor. Şimdi gerçekten Zeynep'i izleyenlere saygısızlık yapmış olmadı mı, su şişesini atan terbiyesiz. Bir kişi, yüzlerce kişinin hakkına gasp ediyor.
Hatırlayın Bursa'da da Ece Seçkin'e cep telefonu fırlatmışlardı. Ve Ece yaralanmıştı. Gerçekten artık psikolojik bir sorun bu. Ve çığ gibi büyüyor.
Bu terbiyesizlikleri yapanları illa ki, eşleri dostları biliyordur. Bence bunları bildirmeleri gerekiyor. Gereken cezalar verilmeli. Ki bir daha yapılmasın.
Gece hayatı değişti diyorum anlamıyorsunuz
Bu köşeden de sık sık yazıyorum, Habertürk ekranlarında sabahları da gece hayatının değişiminden bahsediyorum. Bakın son beş yılda gece hayatı değişti. Eğlenme mantığı değişti. Müşteri değişti. Düşünün halk konserlerinde sahneye bir şeyler fırlatıyorlar. Mekanlarda da kavga, hır, gür, dayak gırla... Düşünün bir dönem gecelerin adamı Nejat işler bile, "Üç dört yıldır gece hayatı çok farklı. Ben böyle bir eğlence görmedim. Benim evim sekizinci katta olmasına rağmen eve bayağı bağırış çağırış ses geliyor. Birisine bir şey yapıyorlar sanıyorum" diyor. Düşünün Nejat İşler bile bu durumu anlamıyor, anlayamıyor. Ben de sık sık, "Gece hayatında birçok mekana gitmeye çekiniyorum ve korkuyorum" yazıyorum. Hatta sokakta tek başıma olmaya bile korkuyorum. Artık gerisini siz düşünün. Maskesiz yüzler Cumartesi günü arkadaşlarımla hem güzel bir hafta sonu geçirmek, hem de Sema Güral Sürmeli'nin "Maskesiz Yüzler" sergisini gezmek niyeti ile düştük yollara. Sapanca NG Enjoy Otel'de düzenlenen geri dönüştürülebilen malzemelerden hazırlanan eserlerden oluşan "Gelecek Birlikte Mümkün" sergisinden birbirinden ilginç maskeleri gördük. Ki bu sergi aslında "Gülsüm Güral Tasarım Yarışması"nın değerlendirme toplantısı sonrasında ortaya çıkmış. Amaç ekolojik sürdürülebilirliğe dikkat çekmek. Ki tüm eserler dört ayda 31,4 ton çelik, 8,4 ton alüminyum ve 320 kg plastik türevi atığı geri dönüşüme gönderen, atıklardan oluşmuş. Böyle çalışmaları çok seviyorum. Malum bu konuda hepimizin elini taşın altına koymamız ve dikkat kesilmemiz gerekiyor. Keza gezenimiz tehdit altında. Kim bu konuya farkındalık yaratırsa alkışlıyor ve destekliyorum. Ki kadınların her alanda başarılı olması, çalışıp üretmesi şahane.