Yurdum erkeklerinin (Tabii hepsinin değil) ata sporlarından birinin de "Aldatma" olduğunu sanırım bilmeyeniniz yok!!!
Ve yine yurdum erkeklerinin maalesef, aldatması garibimize gitmiyor. Hatta şaşırmıyor, konu bile etmiyoruz. Yani bildik hareketler de elin İzlandalısına ne oluyor arkadaş!!!
Memleketimize geldi. Hatta üstüne üstlük memleketin en ünlü kadınlarından bir olan Dilan Çiçek Deniz ile nişanlandı... Adını bir güzel duyurdu.. Kendisini tanımayan yok. Bedavadan bir güzel reklamını yaptı... Nişanı attı ardından da çapkınlığa çıkıyor!!!
Yahu daha yüzük taktığın parmağın sıcaklığı soğumadı bu çapkınlık nedir arkadaş!!!
Bu memleketin havasından mıdır, suyundandır mıdır?
Bu 360 derece değişiklik nedir!!!
Hatta nişan sonrası Thor Saevarsson efendi yüzüğü takınca bir kıskançlık, bir tartışmalar, bir kül tablası atmalar, gerginlikler, hırlar, gürler falan yarattı. Elin İzlandalısı bile gerçekten değişti gözümüzün önünde. Gerçekten bizim memlekete gelince bir şey oluyor bunlara! İlk geldiğinde ne kadar da beyefendi, ne kadar da saygılı falan gözüküyordu.
Hayır tamam bizim memlekette "Yabancı damat"lara karşı ayrı bir ilgi ve sevgi vardır. Böyle göklere çıkartmalar falan çok yapılır. Ve hatta memlekete gelen yabancı damatlar genellikle bozulur ama bu kadar da hız ne bileyim bir garibime gitti.
Şimdi bu Thor efendi Dilan'ın ortamından tanıştığı, hatta düşünmek istemiyorum ama Dilan'ın yakın bir arkadaşı ile el ele falan görünürse iyiden iyiye de pes diyeceğim haberiniz ola!!! Hiç olmaz diyemiyorum, olur mu olur!!!
Hatta hiç şaşırmam.
Hatta çok ciddi, kafa göz dalarım şimdiden söyleyeyim.
E “Evlendi” diye inat edenler vardı!!!
Ebru Gündeş, Iraklı iş adamı sevgilisinden ayrılmış. Bazıları bu haberi "Ayrıldılar" diye verdi. Hatta "Evlilik beklerken ayrılık haberi geldi" diye verdi. Ama bu haberi de çok normal yazdılar. Sanki kendileri, "Evlendiler", "Evlendiler milleti kandırıyorlar", "Bilmem kaç liralık yüzük taktı" diye diye vermiyorlardı. Yani aşırı inat ederek verdiler her gün programlarında saatlerce konuştular falan.
Şimdi hani "Magazini herkes yapmasın", "Magazin herkesin harcı değil", "Magazin evde kısır gününde konuşulan dedikoduya benzemez" diye diye yazıyor, çiziyoruz ya... İşte tam da böyle bir şeyden bahsediyoruz.
İşte tam da bundan mustaribiz.
İşte tam da bundan rahatsız oluyoruz. Bu mesleğe emek vermiş, yıllardır dirsek çürütmüş insanlar olarak.
Bakın magazin böyle kulaktan duyma, inat edilerek yapılacak bir şey değil. Bazılarına gerçekten çok kolay geliyor. Hatta, "Amaaan ne olacak canım. Bunların hepsi yalancı zaten" diye başlıyor konuşmasına.
Oysa ki, kendisi yalancı bunun arkasına saklanıyor. Hatta hayatı boyunca millete o kadar iftira atmış ki, mesleği bu olanlara saygısızlık yapmış çok mu!!!
Bu yüzdendir sosyal medyada sayısız açılan magazin sayfasına, hatta bazı ekranlarda magazin yorumlayanları ciddiye almayışım. Onların amaçları kendilerini var etme çabası hepsi bu.
Ki Ebru Gündeş ayrılığında ben yalnızca bu magazin haberciliğini çirkinleştiren ile ilgilendim. Yoksa ayrılmış, evlenmiş, evlenecek mevzusu ile ilgilenmiyorum.
Ki birçok kişi "Evlendi" diye inat ederken ben "Henüz evlilik yok" diyenlerdendim. Neyse ki, gerçek okuyucu ve izleyici hala kime inanması gerektiğini kestirebiliyoruz.
Oysa ki hâlâ çocuksun Aleyna
Aleyna Tilki, takipçisinin "Erken yaşta, gelen şöhret" ile ilgili sorusuna "Hiç çocukluğumu yaşama fırsatım olmadı. Psikolojik olarak getirisi değil, götürüsü oldu" diye yanıt vermiş.
Yanlış hatırlamıyorsam Aleyna 17 yaşında bu sektöre girdi. Hatta 18 yaşını memleket olarak birlikte kutladık. Yani Aleyna tıpkı abileri ve ablaları gibi çocuk starlardan.
Şimdilerde de bence öyle çok büyük değil hani... Daha yaşı çok genç. Hatta ben artık 20'lerinde olan kişilere bile çocuk gözüyle bakıyorum. Çünkü insan 25'i devirmeden büyümüyor hala...
Tecrübeyle sabit. Geçtik o yaşlardan. Fakat Aleyna hep büyük büyük haflar ettiği için millet onu büyümüş zannediyor. O kafa karışıklığını da kendisi yaratmadı değil.
O yüzdendir ki, o yaşlarda şöhretin getirisi değil, götürüsü olur. Bu yalnızca Aleyna'ya özel değil.
Yeni albüm konusunda da, "Kendimi iyi hissetmedim. Beni benden başka biri olarak tanıyan topluma kendi parçalarımı vermek istemedim. Şu an beni anlayan bir kitle oluştuğunu düşündüğüm için artık hazırım" demiş.
Bu açıklamayı da şöyle yorumluyoruz sanırım.
Aleyna açıklamasındaki "Parçalarım" kelimesinde sanırım kötü hissettiği parçalarından bahsediyor. Yani ben öyle anladım. O parçalarını da kendini anlayan kitleye hissettirmek istememiş
Oysa ki, Aleynacığım senin kitlen o parçaları da anlardı be...
Yani anlamalı... Öyle değil mi? Bu parçacıklarda önemli Aleynacığım...