X

Instagram hesabında "Sürekli fotoğraf paylaşmalıyım" hastalığının geldiği son durumdur Eda Taşpınar'ın düştüğü durum..

İşte bu hastalık gözleri kör eder, düşünceleri durdurur ve mantığı tamamen yok eder. Ve günün birinde gelir duvara toslatır. Eda Taşpınar'ın durumu da budur.

Neyse yaptı mı abuk bir paylaşım? Yaptı.

Özrünü diledi mi? Diledi...

Savcıya gidip ifade verdi mi? Verdi!!!

Bence tamam. Ki savcıya kadar olay gitmemeli zaten.

Bizim ülkemizde her durum savcıya kadar gitmemeli. Her kafası atan suç duyurusunda bulunmamalı. Eda Taşpınar'ın fotoğrafına kadar neler var ki, o olaylara ses çıkartmayan Eda'ya çıkartıyor.

Tamam Eda yaptı bir densizlik ve özrünü diledi.

Ve bu fotoğraf yüzünden kimse mağdur olmadı. Kimse tacize uğramadı. Ya da kimse hayatından olmadı. Önce hayatını kaybeden, kadınları öldürüp öldürüp serbest bırakanlara tam anlamıyla hesap sorulsun.

Bir fotoğraf, bir söz, bir şarkı değil bu ülkenin sorunu.

Daha büyük sorunları var.

Ancak "İlla ki, bir şey paylaşmalıyım, illa ki, gündemde olmalıyım, illa ki kendimden söz ettirmeliyim" durumundan da hızla uzaklaşılması.

Bu da bir gerçek.

Samimi, dürüst ve olduğu gibi

Helal olsun Büşra Develi. Helal olsun. Bakın muhabir arkadaşlar mikrofonu uzatmış Büşra Develi'ye ve "Burak Deniz ile birlikte diyorlar sizin için" diye soru sormuşlar. Büşra Develi ise son yıllarda yeni oyuncuların yaptığı gibi asla kaçmamış, tuhaf hareketler sergilememiş, susmamış ve direkt, "Hiç yok öyle bir şey. Biz öyle karşılaştık ve arkadaşça yemek yedik. İkimizde birbirimizin kişisel tarihinde bir yere sahip olduğumuz insanlar olduğumuz için son derece arkadaşça bir kahve içmeydi. Ama konu bizim evliliğimize kadar gitti. Ben anlamadım. Çok güldüm. Hiç onun ötesinde bir şey yok. Söz konusu bile değil. Böyle haberler ile lütfen kısmetimi kapatmayınız" diyerek yanıt vermiş. Oh be.... Bak ne güzel anlatmış. Ne güzel yorumlamış. Ve en sonunda da kendi düşüncesini belirtirlermiş; "Kısmetimi kapatmayınız böyle haberler ile" demiş. İşte bu hanımlar-beyler. Bakın muhabir arkadaşlar işini yapıyor. Sizler de aslında ünlü ve şöhretli olarak işiniz yapıyorsunuz. Tamam bazen konuşmak istemiyorsunuz. İnsanın her saati aynı değil. Ama iyi olduğunuz zaman da saçma dedikoduların daha çok uzamamalı için bakın ne güzel konuşmuş Büşra. Sizlere de lütfen örnek olsun. Budur yahu budur. Bu kadar kısa ve nettir. Basittir. Sonunda Yıllardır; "Serenay Sarıkaya ve Kıvanç Tatlıtuğ'un bir projede bir araya gelmesi gerek" diye diye yazmaktan mürekkebim kurumuştu ki, sonunda proje geldi. Serenay Sarıkaya ve Kıvanç Tatlıtuğ bir dizide birlikte. Aman da aman... Yayınlanacağı tarihi şimdiden kapatıyor tüm teklifleri reddediyor ve bu diziye kilitleniyorum. Şimdiden duyurulur. Çünkü bu ikili eğer senaryo güzelse ve çok iyi işi çıkartır. Benden söylemesi. Bu işi yapıyorsan bilmek zorundasın nokta Bu işi yapıp "Kim bunlar", "Tanımıyorum", "Bilmiyorum", "İlk kez duydum" ya da "İzleyip-izlemedim", "Dinledim-dinlemedim", "Bilip-bilmiyorum" diyorsan vah ki ne vah. Ve bu işi yaptığını iddia edip yazı yazıyor ya da ekrana izleyici karşısına çıkıyorsan "Kim kimdir", "Ne yaparlar" falan diyemezsin. Çalışıp öyle çıkmalısın. Öğrenmelisin... Ancak... Yine de ben kendilerine bir hizmette bulunup buraya bir not düşeyim. "Bi Tek Ben Anlarım" şarkısını söyleyen gurubun adı; KÖFN. KÖFN 2018 yılında Salman Tin ve Bilge Kağan Etil tarafından kurulmuş. Adı "Sepet" manasına gelen köfün kelimesinden geliyor. Grubu, yaptıkları çalışmaları attıkları bir sepet olarak görmelerinden ötürü bu ismi vermişler. Güneşe Dokundum, Olan Olmuş, Taş Kalbinin Çöllerinde gibi şarkıları da var. Bilmeyenler, bilenlere anlatıversin.... Hatta yollasın ki, öğrensinler.