Geçen gece 17. Kral Müzik Ödül Töreni'ne giderken modacı Ezra - Tuba Çetin'in özel bir kıyafetini giydim. Ve o gün kıyafetime en uygun olan Dilara Karabay'ın tasarımlarından taktım.

Benim mücevherlerim hiç olmadı. Yani şimdiye kadar değerli bir takı almadım.

Aslında merakımda yok zannediyordum.

Ta ki, o gün çok kıymetli bir parça takana kadar.

Bir arkadaşım "Benim yaşım ilerledikçe mücevherlere daha düşkün olmaya başladım. Bence kadının en önemli silahı" dedi.

Çok iddila bir söz ama galiba doğru söylüyor. O gün inanın kıyafetime olduğu kadar takılarım da, çok konuşuldu ve dikkat çekti.

Sanıyorum bu takı olayının hem yaşla hem de kadın olmakla çok alakası var.

Kendinizi daha bir farklı hissediyorsunuz onu bir kere söyleyeyim.

İyi hissediyorsunuz. Hoş hissediyorsunuz.

Daha bir güzel hissediyorsunuz. Falan filan işte. :)

Bakınız geçen hafta Canan - Osman Sümer çiftinin düğününe katılan sosyetik hanımefendilerin takıları da göz kamaştırdı. İtiraf ediyorum ki, ben de tek tek baktım hepsine.

Ki gerçekten şimdiye kadar hiç ilgimi çekmiyordu. Daha çok kıyafetlerle ilgilenirim ben. Oscar töreni sonrasında da hep kıyafetleri incelerdim.

Düğün de, maşallah, Oscar kırmızı halıyı aratmamış.

Ah ah keşke bizim düğünlerimizde olan şıklık yarışı ödül törenlerimize de sıçrasa.

Ama nerde!...

Bakınız Kral Müzik Ödül Töreni'nde yine hüsran yine hüsran.

Kırmızı halıdan geçen herkes rüküş.

Güzel giyinen ünlü isimlerde direkt kulise geçiş yaptılar. Onlarda, ödül verecekleri zaman sahneye çıkıp verip hemen ayrıldılar. Kendilerini göstermeden.

O yüzden törende hep rüküş var zannediliyor.

Çünkü gazetelerde hep rüküş insanların fotoğrafları yayınlandı. Çok acıdır ki.

Neyse inşallah bu törenlerde büyüyecek ve gelişecek. Sabırsızlıkla o günleri bekliyorum. Görür müyüm, görür müyüz bilmiyorum ama umudumu yitirmek istemiyorum.

Hem ödül verilen insanlar itibariyle, hem tören geceleri itibariyle umutluyum. Bizler de, hak ettiğimiz güzel konserleri izleyeceğiz.

Ve...

Geçtiğimiz sene İstanbul'un kültür başkenti olmasının verdiği heyecan ile yola çıkılan İstancool'un ikinci senesi yoğun ve bir o kadar da keyifli bir programda geçeceğe benziyor.

Evet ikincisi bu cuma yani 27 Mayıs'ta başlayacak "İstancool Uluslararası Kültür Festivali" kapsamında Türkiye'ye R.E.M'in vokalisti Michael Stipe, müzisyen Courtney Love, Oscarlı İngiliz oyuncu Tilda Swinton, İngiliz yönetmen Sam Taylor, yazar ve fotoğrafçı Sophie Calle, Ryan Mcginley gibi dünyaca ünlü isimler gelecek.

29 Mayıs tarihine kadar sürecek festivalin konuklarını son günlerin gözde oteli The İstanbul Edition Otel ağarlayacak.

Meraklılar için üç gün sürecek festivalin programı:

27 Mayıs 2011 CUMA-Vakko Kültür ve Moda Merkezi

13:00 Pazarlama Çağındaki Sinema

Marco Mueller, Kirsten Dunst ve Nurgul Yesilcay

Çağdaş Sinema Bugünün Dünyası Hakkında Bize Neler Söyler?

14:00 Murathan Mungan- Muammer Brav röportajı

15:00 Io Sono L'Amore - Film Gösterimi

15:00 Haider Ackermann Workshop

17:00 Q&A - Serra Yılmaz ile Tilda Swinton ve Luca Guadagnino Kirsten Dunst'ı Spider-Man 1-2-3, Eternal Sunshine of the Spotless Mind ve Sofia Coppola’nın yönettiği Marie Antoinette filmlerindeki rolleri ile tanıyoruz.

28 Mayıs 2011 CUMARTESİ - Pera Müzesi

13:00 Culture of The Young- Dan Colen ve Ryan McGinley

14:00 Michael Stipe film projesi 'Collapse Into Now' - Film Gösterimi

15:00 Türk Masalları- Murat Daltaban ve Hakan Gunday

Türk Liteatürünün Tiyatro Üzerindeki Etkisi

16:00 İngiliz Yönetmen- fotoğrafçı ve kavramsal sanatçı- Sam Taylor- Film Gösterimi

Michael Stipe, REM grubunun solisti olmasının yanı sıra film projesiyle İstancool'daki yerini alıyor:

29 Mayıs 2011 PAZAR - Pera Müzesi

13:00 Sophie's World- Sophie Calle Konuşması

14:00 Aşk ve İsyan- Firat Yucel ile Reha Erdem- Reha Erdem Sineması

14:00 Thomas Dozol Workshop

15:00 Courtney Love- Konser

16:00 Tuncel Kurtiz - Özel Gösterim

17:00 Umudun Sesleri

Amnesty International - Okumalar

Festivalin son günü Courtney Love sevilen şarkılarını seslendirecek.