X

Yıllarca ünlülerin rol aldığı reklamlar hep daha çok dikkat çekmiştir. Bu artık bilinen bir gerçek. Ama artık şöyle bir gerçek daha var ki, samimi, sahici ve egolardan tamamen sıyrılmış olması da gerekiyor reklamda oynayan kişinin.

 

 

 

Zorlama olmaması da tabii.

 

 

 

Eskiden ünlülerin oynadığı reklamları düşününce bazılarının ne kadar zorlama olduğunu görüyorum.

 

 

 

Mesela son günlerde Ata Demirer'in oynadığı reklamlarda bana çok zorlama geliyor.

 

 

 

Yani kalıpların içine sıkışmış yaratıcılığın hiç olmadığı bir reklam. Ata Demirer kılıktan kılığa girmiş ama izlerken, "E hadi bitsin artık" diye gözüne bakıyorsunuz.

 

 

 

Ama Demet Akalın ile Hande Yener'in, Muazzez Abacı ile Gönül Yazar'ın oynadığı reklamlar öyle değil. Bence çok doğal ve samimi. Bir kere düşünülmüş, tasarlanmış.

 

Keyif unsuru da fazlasıyla reklama yerleştirilmiş.

 

 

 

Yani "Hadi yapalım, zaten içinde biz varız herkes söz eder"den bence çok uzak keyif alınarak da yapılmış.

 

Böyle olunca izleyen de keyif alıyor ve sürekli reklamı yakalamak için reklamları izliyor.

 

 

 

Mesela son günlerde herkes Bülent Ersoy'un Michael Jackson kıyafetleriyle moonwalk yaptığı reklamları konuşuyor. İşte konuşulsun diye zorlama bin moonwalk. Bence zaten onu Bülent Ersoy'da yapmıyor.

 

 

 

Dikkatli izleyince göreceksiniz.

 

 

 

Dün de sinemadayım...

 

 

 

Yani pazar ve sinema keyfi...

 

 

 

Ve tabii malum Ferzan Özpetek'in "Magnifica Presenza" filmi de vizyonda. Kalabalık bir arkadaş grubu ile Maçka'daki Gmall'a gittik. Yarım saat reklamlar sonrasında film başladı.

 

 

 

Reklamları ne ben anlatayım ne siz dinleyin. Böyle hani Avrupa'da türk kanallarını izlerken çıldırma noktasına gelirsiniz ya. Hani böyle saçma sapan ürün reklamları vardır. Dakikalarca sürer. Sanki ilk seferinde anlamıyormuşunuz gibi bir de heceliye heceliye söylerler ürünün detayını.

 

 

 

Hollanda'da yaşayan ablama gittiğim zaman Türk kanalı izlemeye tahammül edemiyorum. Reklamları tahammül edilecek gibi değil. İşte dün film öncesi izlediğim reklamlarda aynen böyleydi.

 

 

 

Tabii sonrasında film de beklediğim Ferzan Özpetek filmi gibi çıkmayınca pek keyifli ayrıldığımı söyleyememem salondan.

 

 

 

En az iki kez keyifle izlediğim Ferzan Özpetek filmlerinden çok uzak farklı bir film "Magnifica Peresanza". Yani beni, bizleri daha çok sarıp sarmalamasını bekliyordum ama olmadı.

 

 

 

Cem Yılmaz konusuna gelince.

 

 

 

İtalyanca bilmeyen biri için süper bir rol çıkartmış. İtalyanca bilmediğini anlamıyorsunuz bile. Ama öyle süper ötesi bir oyunculuk var diyemem.

 

 

 

Ben Yavuz Tuğrul'un "Av Mevsimi" filmindeki Cem Yılmaz'ı tercih ederim.