Geçen akşam Antalya Ödül Töreni’ne ekranda şöyle bir göz attım. Atmasaydım keşke…
Ah ahh.. biz bu işi öğrenemeyeceğiz.
Çok üzülüyorum gerçekten.
Nedir bu halimiz diye.
Türkiye’nin en ünlü isimleri orada ama bunu gösterebilecek, kullanabilecek ne bir düzen ne bir çekim var.
Salonda sürekli bir hareketlilik. Biri geliyor, biri geçiyor. Garsonlar servis yapıyor. Sahnede iki kişi geceyi sunmaya çalışıyor. Ödülünü almaya çıkan kişi, önden mi geliyor, arkadan mı geliyor hiç belli değil.
Giderken yine nereye gidiyor o da belli değil.
Tamam yabancı ödül törenleri ile karşılaştırmayacağım. Zaten bunu yaparsam büyük bir boşluğa düşerim.
Onların düzenlediği gibi bir tören yapmamıza imkan yok. Bu artık çok belli oldu. Ama hani biraz daha başarılı olabiliriz. Çünkü bu ödül törenlerinde çok da güzel paralar aktarılıyor. Onu da geçtim, mekanlarımız da çok güzel. Hani yani geriye tek kalan bunu organize edebilmek.
Ama yok sanki şunu farkediyorum ki, daha da kötüye gidiyoruz. Evet evet, günden güne kötüye gidiyoruz. Eskiden ödül törenleri daha iyiymiş.
Şimdi “E işte hadi yapalım da bitsin” kıvamında üzülüyorum.
Şimdi 30 Nisan da benim de geçen sene çok eleştirdiğim Kral müzik Ödül Töreni var.
Bakalım bu sene nasıl olacak. Töreni düzenleyenler çok iddialı ve süper bir gece olacağını söylüyorlar.
Ben de umutluyum. Sabırsızlıkla bekliyorum.