X

Geçen magazin programlarını izliyorum. Meryem Uzerli ile sevgilisi Can Ateş Asmalımescit sokaklarında bir gece kulübüne gitmeye çalışıyorlar. O durumda da kendilerini görüntüleyen basın mensuplarından sıkılmışlar, daralmışlar. Hatta öyle ki, "Yeter!" diye bağırmamak için kendilerini zor tutuyorlar. Tamam eğlenmek onların da hakkı. Hatta öyle ki, istedikleri yere gitmek de hakları. Ama malum ün, şöhret böyle bir şey. Ateşten gömlek demişler. Sefası çok ama cefası daha çok demişler. Örneklemeleri var. Saldıran da var, midye atan da var, şemsiyeyle de vuran ama... Ama durum bu. Eğer herkesin gözü önünde ulu orta bir yere gidiyorsanız kapris yapmaya, kızmaya hiç kimsenin hakkı yok. Bu da yıllardır tartışılan bir konu ve hiçbir zaman sonucu bulunamayacak. Bu işin cilvesi, nazı... Kimse kusura bakmasın.

 

 

 

Cuma-cumartesi en çok dinlediğim

1-Gangnam Style-PSY

 

2-Durdurun Dünyayı-Gülben Ergen

 

3-Yakar Geçerim-Ajda Pekkan

 

4-Ölürüm Sana-Tarkan

 

5-Doktor-Kenan Doğulu

 

 

 

Sabah çorbası olmadan olmaz

Akşam saatlerinde eğlenmeye başlamışsın. Sonra da ver elini o mekan senin, bu mekan... Ve tabii haliyle sabah olmuş. E hatırı sayılı da içkiler içilmiş. E hemen eve gitmek olmaz. Mide kazınmaya başladı. Yani kelle paça, işkembe, tuzlama, dürüm, lahmacun yemek diye mide zil çalıyor. Ah ah diyetisyenler saatler memleketin malum restoranlarını görse kafayı yerler. Bizim insanımız o saatte ortaya karışıktan tutun, sucuklu yumurtaya, kaşarlı kavurmalara kadar neler yiyor neler. Saatler 05.00'i gösterdiğinde inanın memlekette birçok yer tıktım tıklım. Ama ben en çok o saatte Aztek'te sucuk, patates kızartması, dolma ve mantı, Kırçiçeği'nde lahmacun, pide, Ortaköy Dürümce'de ortaya karışık hatta abartıp çiğköfte, Taksim Bambi'de kaşarlı döner, ıslak hamburger yediğimi biliyorum. Aslında daha çok yazabilirim, ama sanki yazmaya başladıkça utandım. Tamam en azından ben itiraf ediyorum. Yani kimse kusura bakmasın ama o mekanlara o saatte oturup da bir şey yemeden kalkanı pek görmedim. Yemiyorsa da masada uyuyordur zaten. Birçok masada uyuyan hatta pardon sızan kişiye de rastlayabilirsiniz.

 

 

 

JLO'da da aynı şey oldu

-Ev'lenecek hatta "Ev baktı, ev satın alacak" dendi.

 

-Dansözü izlerken "Sevgilisini kıskandı" dendi.

 

-Tatil için "Yeniden geleceğim. Türkiye cennet dedi" dendi.

 

-Kebap yedi, "Bayıldım, rejimi bozdum dedi" dendi.

 

-"Aslında hiç de zayıf değilmiş, kiloluymuş" dendi. Yani yine bilindik, klasik sözler, haberler yapıldı, dendi de dendi.

 

 

 

Nasıl cool olabiliriz

-Kendinize güvenerek.

 

-O ne giymiş, ne yapmış, ne takmış demeden.

 

-Başkasını kıskanmadan.

 

-Kendi işinle meşgul olduğun zaman.

 

-Yalan yanlış dedikodu yapmadan.

 

-"Ben dün gece oradaydım" demek için değil gerçekten eğlenmeye gittiğin zaman.

 

-Eğlenirken sağına solunu kesmeden anın tadını çıkarıp dans edebildiğin zaman.

 

-İnsan gibi içmeyi öğrendiğin zaman.

 

 

 

 

 

Siz uyurken

-01.00 Tektekçi yanımda ve arkamdaki gruplarda doğum günü kutlamaları vardı. Yan gruptaki kızla arka guruptaki kız birbirlerini de tebrik etmeyi ihmal etmediler. Hatta "Sen mi yaşlısın, ben mi yaşlıyım" tartışması bile yaptılar.

 

 

 

-03.00 istiklal Caddesi her on adımda bir gurup dans ediyor. Kimi halay çekiyor, kimi horon çekiyor. Ama şu var ki, memlekette herkes göbek atıyor o saatte. Özellikle erkekler bu durumda çok başarılı. Çünkü göbek atmak sanırım rahatlatıyor.

 

 

 

-Propaganda 00.30 tuvalette bir kadın oturmuş telefonunu kurcalıyor. Kadın kendinden geçmiş. Kapıda bekleyen erkek arkadaşı da beni görünce "Pardon içerde bir hanım var mı?" dedi. Ben de "Evet" deyince ismiyle seslendi. Kız da içerden çıkıp, "A ben seni unuttum" diye tepki gösterdi. Sonrası malum sanırım kavga ettiler.