X

Evli, mutlu, hamile...

Manken Seda Ertan aralık ayında Ersin Tezol ile Güney Fransa tarafında evlenmişti. Geçen gün duydum Seda meğer beş aylık hamileymiş. Kısa bir süre sonra anne olacak anlayacağınız. Yani Seda da "Evli, mutlu, çocuklu" kervanına katılmaya hazırlanıyor. Hayırlısı olsun. Bu konuyu öğrendiğim gün masada dört hanım vardı. Ve hepsi de, "Ben de çocuk dünyaya getirmeye karar verirsem evlenirim" dedi. Konu büyüdü de büyüdü. Ve ortaya şöyle bir gerçek çıktı. Kadın isterse doğuruyor, kadın doğurmak isterse evleniyor. Ve kadın sonuçta evlenmek ve çoğalmak istiyor. Ama öncesinde kadın da artık doyasıya yaşamak ve sonrasında bir yuva kurmak istiyor.

İntikam olmadı Revenge'e devam

Ben tam bir Revenge hastasıyım. O yüzden de Beren Saat'in başrolünü oynadığı İntikam'ı izlemeden edemedim. Aslında bu dizinin fanatikleri "İntikam"ı izlemeyi reddediyor. Ama ben merak ettim. Ne yapabildiğimizi görmek istedim. Ve izlememekte haksız da değiller. Ben izlerken "Yok artık, hadi canım" cümlelerini kurdum sürekli. Çünkü Revenge, mekan, ev, arabalar, elbiseler, takılar, partiler derken bu anlamda çok başarılı. Hatta moda dünyası tarafından da çok dikkat çekiyor. Ve Revenge oyuncuların giydiği kıyafetler en ünlü markalardan oluşuyor. Çünkü Grayson Ailesi çok zengin ve bu dizi de çok fazlasıyla yansıtılıyor. Yani İntikam bu anlamda çok zayıf kalmış. Ve Revenge'nin en baskın karakteri Victoria Grayson'u canlandıran Arzu Gamze Kılınç çok zayıf kalmış. Zaten Twitter'da yapılan yorumların arasında en acımasızları Arzu Gamze Kılınç'a yapıldı. Bence dizide Didem Uzel ve Zafer Algöz karakterlere uymuş. Beren Saat'e gelince... Ne yalan söyleyeyim gözlerim Emily'i aradı. Yani kısaca İntikam olmamış Revenge'e devam edelim. Şimdi bana birçok kişi, "yabancı merakı" diye kızabilir. Ancak eğer şu anda dünyanın gözü kulağı olan bir dizinin Türk versiyonunu yapıyorsanız eleştiriye de açık olmak gerekiyor. Hatta öyle ki, dizi yayınlandıktan sonar üç tekrar verecek kadar iddialı ve bu dizinin tutmasını istiyorsanız kusursuz bir ekiple çalışmak gerek.

Bu Cihangir ne kokuyor ben çözemedim

Ayşe Arman, "Cihangir Kokusu" diye bir yazı yazdı. Yıllardır kimseyle birlikte olmayan bir kadın arkadaşından bahsediyor. Kadın meğer tam bir erkekle birlikte olacakmış ama adam "Cihangir kokuyormuş, birlikte olamamış" falan filan. Falan filan demişken bu koku olayı bana yazarımız Oben Budak'ın da "Falan Filan" kitabını hatırlattı. Onun da kitabının kahramanı da sık sık dile getirdiği Cihangir'de yaşıyordu ve o da sık sık Cihangir'in leş pis kokusundan bahsediyordu. Aslında bu Cihangir kokusu ilk Oben Budak'a ait. Ben o zaman da Oben'e sormuştum. Şimdi hem Ayşe'ye hem Oben'e soruyorum. "Allah aşkına bu Cihangir ne kokuyor?" Hayır ben yıllardır Cihangir'de oturuyorum hiç bir koku duymuyorum. Acaba benim burnum mu tıkalı? Yani bana göre İstanbul'un her yeri aynı kokuyor. Ama dedim ki, "Demek sorun bende" o yüzden de sürekli Cihangir'de kedi gibiyim. Sürekli kokluyorum ki, sizin ne demek istediğinizi anlayayım.

 

 

 

Bu sene de konuşuruz

-Her sene artık listenin en başında yer alan Beyaz ne zaman evlenir?

 

-Sibel Can kaç kilo verecek?

 

-Muhteşem Yüzyıl'ın akibeti ne olacak. Kalkacak mı devam edecek mi? Hürrem açılacak mı, kapanacak mı?

 

-Yeni yıla bir gün kala evlenen Teoman ne zaman baba olacak?

 

-Demet Akalın anne olacak mı?

 

-Beren Saat ile Kenan Doğulu ne zaman evlenecek.

 

-Yılan hikayesine dönen Arda Turan ile Sinem Turan nihayet nişanlandı. Ama şimdi evlilik tarihi tartışmaları başladı.

 

-Serdar Ortaç Türk kızı bulabilecek mi?

 

-Deniz Akkaya ile Efe Önbilgin kavgası sonuçlanacak mı?

 

 

 

Siz uyurken

-Papermoon 00.30 Özge Ulusoy ile tuvalete gidiyorum. Tüm gözler malum, bende olacak değil ya Özge'de. Ama dikkat ediyorum hanımlar boyunu posunu, ayakkabısını, elbisesini inceliyor. Sonra da birbirlerine dönüp dedikodu yapıyorlar. Zor iş manken olmak çok zor iş.

 

-Salomanje 01.00 arka bahçede bir grup oturuyor. Kızlardan biri yanıma geldi "Bizim yanımıza gelebilir misiniz? Sizinle sohbet etmek istiyoruz" dediler. Neyse ben kırmadım masaya gittim. Konu malum erkek-kız konusu. Sanki ben bilirkişi. Ben bilsem bu sorunun çözümünü dünyanın en mutlu insanı olurdum aşk konusunda öyle değil mi? Ama sohbet keyifliydi.