Burcu'nun hastalığı bana gezi alerjisi gibi geldi
Perşembe sabahı İzmir'e geldim. Buraların inanın Taksim'den Gezi'den farkı yok. Herkes meydanlarda. Bayraklarını almış yürüyor. Tencere tava ellerde. Çadırlar kurulmuş. Gençler sokakta. Anneleri de arkalarında. İnanılmaz bir kalabalık var. Bir ara bir yere oturduk. Gözüm yeni başlayan PopStar 2013'e kaydı. Malum Bülent Ersoy, Orhan Gencebay bu konu hakkında hiçbir yorum yapmayınca merak içinde kulağımı televizyona yapıştırdım. İlk dikkatimi Burcu Esmersoy'un olmaması çekti. Serdar Ortaç, "Burcu Esmersoy hasta olduğu için bugün ben sunacağım" dedi. Ama öyle bir geçiştirdi ki tuhafıma gitti. Yani haftalardır sunuculuk yapan Burcu Esmersoy için böyle bir geçiştirme bana normal gelmedi. Jüri üyelerinden hiçbiri "Kızımıza ne oldu, geçmişler olsun" gibi bir yorum da yapmadı. En azından Bülent Ersoy'dan bekliyordum. Çünkü malumunuz her hafta takılıyor kendisine. Neyse ben hemen o saniye Burcu'ya "Geçmiş olsun" diye bir mesaj attım. Bana "Teşekkürler alerji olmuşum" dedi. Ben de istem dışı "Gezi alerjisi olmasın bu" dedim. Malumunuz Burcu Esmersoy Gezi Parkı eylemlerine katıldı, destek verdi. Bana bu mesaj sonrasında "Yok öyle bir şey", "Evet var böyle bir şey" gibi bir açıklama yapmadı. Öyle havada kaldı sorum. Yani siz ne anlarsınız bu durumda. Bana tamamen Gezi alerjisi gibi geldi. Acaba ben mi çok kötü niyetli oldum? Ne diyelim hayırlısı olsun. Ama üzülmedim dersem yalan olur. Böyle olmasaydı keşke. Bu arada Bülent Ersoy büyük, kocaman, uzun şapkası altında uzun bir açıklama yaptı Gezi Parkı ile ilgili. Konuşma sonrasında "Keşke hiç etliye sütlüye karışmayan Serdar Ortaç gibi olsaydı" dedirtti şahsen. Bu arada bir tek konu hakkında hakkını yiyemem. Bülent Ersoy "Ben kürk giyiyorum, çevrecilere karşı geliyorum. Benim Gezi Parkı'na gitmem samimi olmazdı" demesi gerçekten güzeldi. En azından dürüst olmak, samimi olmak, rol çalmamak en güzel. O anlamda kendisini tebrik etmeden geçemeyeceğim. Ve bu konuşma sonrasında ben ne mi yaptım, soluğu güzel İzmir'in sokaklarında aldım. Buralarda gece hayatı tıpkı İstanbul gibi durgun. Herkesin gözü kulağı büyüklerimizden gelecek güzel sözleri bekliyor.
Helal sana Bergüzar
Bergüzar Korel için yazılan pankartı hatırlarsanız. Ben şu an burada yazıp hatırlatmak bile istemiyorum. Çünkü gerçekten asla olmaması gereken, düşünülmemesi gereken bir yazı. Ama Bergüzar Korel, "Ne zaman siz biz olduk? Yapmayalım. Belden aşağı mesaj yollayıp beni tahrik etmeye çalışanlar, meydanlarda provokatör dediğiniz görünmez siluetlerden ne farkınız kaldı? Biraz zekâ" dedi. Başka biri olsa, korkar, siner hatta uzun bir süre ortaya çıkmaz. Biz bunun örneklerini çok gördük. Ama Bergüzar öyle yapmadı. Duruşundan hiç bir şey kaybetmedi. Hatta eşi Halit Ergenç, başbakanın karşısına çıkıp Gezi Parkı eylemcilerin mesajlarını iletti. İşte kötülüğe karşı kötülükle yanıt vermemek, kendi doğrunuzdan şaşmamak, inandığınız yolda yürümeye çalışmak, kendine güvenmek böyle bir şey. İkisine de helal olsun. Bir insan boşu boşuna bir şey olmuyor işte.
Benim sana inancım vardı
Nedendir bilinmez Hülya Avşar benim sana inancım vardı. Yani kimsenin yokken, kimse inanmıyorken, hatta Necati Şaşmaz konuşmasından sonra bolca espri malzemesi olmuşken bile inancım vardı. Ama olmadı. Belki de umutlanmak istedim. Belki de 'tamam, bu kez yıllar sonra akıllı uslu, bizi şaşırtan bir duruş sergileyecek' dedim ama olmadı. Keşke hiç bu işe karışmasaydın. Keşke hiç başbakan ile görüşmeyi teklif etmeseydin. Keşke bu olayı Zehra'nın ergen meselesine çevirmeseydin. Yakışmadı sana, olmadı. Ve ne tesadüftür ki, senin konuşman sonra tüm anneler el ele tutuşarak soluğu Gezi'de aldı. Bazen rol çalmamak en doğrusu sanki.
Bu gençlerin zaferidir
- Vali cep numarasını Twitter üzerinden veriyor, "Hadi gelin yüz yüze konuşalım" diyorsa bu gençlerin zaferidir.- Başbakanımız sabaha kadar kendisi ile görüşmek isteyen herkesi dinliyor ve anlamaya çalışıyorsa bu gençlerin zaferidir.
- Tüm bakanlar derdini Twitter üzerinden anlatmaya çalışıyorsa bu gençlerin zaferidir.
- Şu an Taksim'de piyano resitali dinliyorsak bu gençlerin zaferidir.- Günlerdir yapılan eylemlere provakörler sızmaya çalışıyor, bayraklar asıyor, kesip biçiyor, yakıyor ama bir başarıya ulaşamıyorlarsa bu gençlerin başarısıdır.
- Yaşananlardan birçok kişinin haberi yokken, haberi olmasını sağlamak ve "Artık biz de bu olayı bir anlamaya çalışalım" deniyorsa bu gençlerin zaferidir.