X

Bir kadın olarak içim acıdı

 

 

 

Hiç kimse boşanmak için evlenmez. Hele ki, bu tarz bir boşanmayı hiç kimse düşünmez. Meltem Cumbul'un boşanma davası süren eşi Alican Özbaş'ın evindeki eşyaları alınırken bir an durdum ve bir kadın olarak içim acıdı. Bu durumu hiç bir kadın istemez. Hele benim tanıdığım Meltem Cumbul hiç istemez. Ama evlendikleri zaman yapılan yorumlar aklıma geliyor da, demek insan kör oluyor. Göremiyor. Eminim ikili evlenirken benim kulağıma gelen fısıltılar Meltem'in de kulağına gitmiştir. Ama işte kulak sağır, diller dilsiz oluyor. Eğer o imza atılacaksa atılıyor. Bunun geri dönüşü olmuyor. Yani bunca şey yaşanacaksa yaşanıyor. Bir kişi bile çıkıp savunmamıştı bu evliliği. Bir kişi bile "Çok mutlu olacaksınız" dememişti. Meltem'i sık sık Cihangir'de görüyorum. Çok çok mutlu diyemem. Tabii ki, bir kadın olarak içinde ne fırtınalar kopuyor da bizlere belli etmiyor. Ama şu var ki, daha uzun süre o fırtınalar kopar. Öyle kolay kolay da dinmez.

 

 

 

 

 

Boşanmalar demişken...

Meltem Cumbul'un evinden kardeşi vasıtasıyla eşyalarını alırken baktığım fotoğraf sonrası "Seninle" dergisinin hazırladığı "En pahalı boşanmalar" dosyasını kurcalamam da pek bir manidar oldu. Bu dosyada boşanırken kim ne kadar istedi ve aldı konusu masaya yatırılmış. Detaylar müthiş. Ama ben son günlerde en çok Michael Douglas'ın sözleşme gereği eşi Catherine Zeta Jones'a evli kaldıkları her yıl için 2.3 milyon dolar ödeyecek olmasına fena halde takıldım. Maşallah ne kadınlar var. Meltem Cumbul da eşyalarını kardeşi ile zorla aldırıyor. Bizim ülkemizdeki bu medeniyetsizlik durumunu bir türlü çözemiyorum. Tamam evlilikte sözleşmesi kötü bir şey ama en azından kim ne alacağını, nasıl alacağını, nasıl şekilleneceğini biliyor. Öbür türlüsü artık çok kötü bir görüntü.

 

 

 

Kadın demişken...

Vogue'de Yaprak Aras'ın araştırıp, yazdığı "Kadınların iltifat kabul etme sıkıntısı" diye bir yazı var. Dikkatimi çekti. İltifat kabul etmeyi yeni öğrenmiş bir kadın olarak kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

 

 

 

 

 

Blogger'lara yetişemiyorum

 

 

 

Malum memlekette her gün bir açılış, bir davet. Özellikle de artık mağaza açılışları, parfüm, takı, küpe, ayakkabı tanıtımları blogger'lar için yapılıyor diyebilirim. Eskiden bizim gazetemizde güzellik editörlüğü yapan Serpil Çekin şimdi kendine masracammaxx.com isimli bir site açtı. Bana da, "Ne olur ilk lansmanım mutlaka gelmelisin" dedi. Arkadaş hatırı için çiğ tavuk yenirmiş dedik kalktık gitti. Beş yeni parfümün tanıtımın yapıldığı lansmanda sağa dönüyorum blogger, sola dönüyorum blogger. Maşallah amma çoğalmışlar. Ben blog olayına Buse Terim ile başladım. Artık o terfi etti kocaman bir ekibi ve internet sitesi var. Ama ülkemizde blog olayını tanıtan kendisidir hakkını yememek gerek. Şu an bu yazıyı okuyan diğer bloggerlar "Hayır sen geç kalmışın. Önce ben vardım" diye söyleniyorlardır eminim çünkü gerçekten çok havalılar. Ben olsam ben de öyle olurdum çünkü onlara yapılan ilgi alaka kimseye yapılmıyor. Maşallaha yurt dışında bile artık defilelerde ilk ön sıralar onların. Hele bir de çok takip edilen bir blogger'sanız tamam. Neyse lansmanda "Aaaaaa senin neden bir bloğun yok" diye beni küçük bir eziklediklerini hissetmedim değil. Evet benim kendimi kötü hissetmemi istediler. Ama ne yapayım ben eski kafalıyım. Benim bir internet sitem bile yok. Esinovet.com u aldım öyle duruyor. Sürekli yapım aşamasında anlayacağınız. Ben gazeteyi, dergiyi elime alıp okumayı sevenlerdenim. Ama merak etmeyin geç de olsa ben sizi yakalarım.

 

 

 

 

 

Yarın

 

 

 

-Serhan Sokulgan 15 günde bir bundan böyle Bebek Catz de sahneye çıkacakmış. "Catz Akustik" adı altında şarkılarını söyleyecek. Pazar günü evinizde oturmaktan sıkılırsanız kaçırmayın derim.

 

 

 

-Bugün hava yağmurlu gözüküyor ama Harbiye Açıkhava da Ebru Gündeş, Serdar Ortaç konseri var. Aklınızda bulunsun. Ben de gideceğim o yüzden yağmurlukları unutmayın derim.