Kaybolmuş dediler geldik
Şu anda sıkı hatta çok katı bir diyette olan ben “Kaybolan Lezzetleri”n peşine düşüp hafta sonunu
Alaçatı’da geçirdim. Bunun tüm suçlusu Diva Magazin’in kraliçesi Pakize Sükan. Her güzel işin içinde olan Pakize bu sene ilki düzenlenen, Uluslararası Alaçatı Kaybolan Lezzetler Festivali komitesinde. Bol sohbetli, lezzetli harika birkaç gün geçirdim ama organizasyonda çok eksiklikler vardı. Komitenin diğer üyeleri biraz acemi, o yüzden Pakize Sükan’ın daha çok işin içinde olması gerekiyor. Daha çok el atması gerekiyor ki, seneye tadından yenmez bir festival olsun. Festivalde gurmeler, yemeğin ustaları, Michelin yıldızlı ustalar vardı. Alaçatı’nın sokaklarına konuşlanmış tezgâhlar çok güzel ve keyifliydi.
Festival ruhuna en uygun olan da “Kaybolmuş dediler getirdik” diyen bu karı-kocaydı. Kavun çekirdeği suyu “subya”yı bilmeyeniniz varsa tavsiye ederim. Harika bir lezzetmiş.
ARDA’NIN NEDEN BIR KİTABI YOK
Türkiye’nin Jamie Oliver’ı Arda Türkmen de jüri üyelerindendi. Cumartesi akşamı limon ağaçlarının altında Kuytu Restoran’da yemek yedik Kaybalon Lezzetler Festivali kapsamında. Ben Türkiye’nin Jamie’si Arda’nın yemek kitapları var zannediyordum ama bir tane bile yokmuş. Jamie’nin 12 kitabı olduğunu hatırlatıp bu açığı hemen kapatması gerektiğini düşünüyorum. Arda en yakın zamanda kitap bekliyoruz senden
BALIKLI RUM’UN KARŞISINA LAPE YAKIŞIR
Her sene yeni mekânlar açılır ama şimdi bahsedeceklerim kalıcı benden söylemesi. Urban Bug’ın kurucularından Can Tayfun Alaçatılı olmuş. Balıklı Rum isimli bir meyhane açmış. Mekânın üstünde
de sekiz odalı küçük bir otel var. Bence Can fazla zaman kaybetmeden karşısındaki Vida Piedra’yı
ikna edip almalı ve tam oraya da Lape ialaçatısimli bir mekân açmalı. Ünlülerin bağımlılık tedavileriyle anılan bu iki hastane ismi dile dolanır. Benden söylemesi. Bir de yeni açılan “Biraz Ondan Biraz Bundan” var ki, tam adına yakışır olmuş.
MEKÂNLARIN TUHAF TANITIMI
Bu sene bazı mekânların tuhaf olaylarına şahit oldum. Mesela Öküz ve Tektekçi açılışlarını bando ile duyurdular Alaçatı sokaklarında. Hiç gerek yok. İnsanın gidesi varsa da gitmiyor. Bu sene Alaçatı’da dördüncü mekânını açan Tektekçi Berti Palambo’ya da küçük bir tavsiye. Bence biraz durmalı.
Kontrolsüz büyümek iyi değildir. Eğlence demişken eller havaya bir eğlence istiyorsanız Port’a konuşlanmış tüm mekânları tercih edebilirsiniz. Bol Türkçe, bol darbuka, yüksek ses. Hepsi mevcut.
ALAÇATI ACEMILERI
Alaçatı’yı gazetelerde, dergilerde okuyan, hatta arkadaş tavsiyesiyle gelenlere küçük bir önerim. Eğer buralarda acemi kalmak istemiyorsanız araştırma yapın öyle gelin. Çünkü gerçekten sorduğunuz
sorular, giydiğiniz kıyafetlerle buralarda çok tuhaf kalıyorsunuz. Alaçatı’nın esnafı “Acaba sahile
hangi sokaktan inebiliriz” sorusundan çok sıkılmış. Ve ince stiletto ayakkabılarıyla yürümeye çalışan
ve duvarlara tutunan kadınlardan da. Ve diğer kötü bir detay da bol makyaj. Bu arada esnafa kendisine gelip “Burayı kaça verirsin. Gel sen burayı bana sat” diyen bol para babalarından da gına gelmiş. Adamları evlerinden edip kandırmaya çalışan çok insan var Alaçatı sokaklarında
PINAR DA ALAÇATILI OLMUŞ
Pınar Aylin’i uzun süredir görmüyordum.Kaybolan Lezzetler festivali kapsamında Diva Magazin’in Köstem Otel’deki davetinde karşılaştım. “Esin artık buralı oldum, kaçtım İstanbul’dan” dediği zaman
içimdeki mutluluğu anlatamam. Malum İstanbul’da yaşanması gün geçtikçe zorlaşıyor. Kendini kurtarana seviniyorum. Darısı başıma tabii. Pınar kararı verdikten sonra 12 yaşındaki kızı Maya’ya
ilk sorduğunda kızı havalara uçmuş. Maya 3.5 saatlik bir sınava girip İzmir Amerikan Koleji’ni
kazanmış. Aile de hemen buraya yerleşmiş. Pınar Aylin Alaçatı’ya 3 km uzaklıkta
bir koyun sırtında yaşıyor. Bundan böyle İstanbul’a sadece kısa sürelerde
gelecekmiş.