Dün Beşiktaş iskelesinden taksiye bindim. "Merhaba" filan derken, taksi şoförü telefonla konuşmaya başladı. Önce, gece gündüz çalışıp hiç para kazanamadığını anlattı karşı tarafa, ardından "Başka taksi varsa ona da çıkarım, 24 saat çalışırım" dedi. İçimden, "Allah böyle insanların ekmeğini eksik etmez" diye geçirirken hop bir anda Tunceli'de dağda askerlik yapan oğlunu anlatmaya başladı. Normalde taksi şoförüne otomobil kullanırken telefonla konuşmaması gerektiği ikazını yaparım ama konu hassas diye çıkarmadım sesimi. Şoför kaptırmış gidiyor, "Senin evladın gitmezse benimki gitmezse, kim gidecek askere" diye... Burada da 10 puan verdim kalbimden şoföre ve işte o ‘inşallah olmaz' dediğim an geldi! Oğlunun 350 liraya ihtiyacı varmış, termal içlik vs. alması lazımmış ama bizim şoförün hiç parası yokmuş ve kimden istese bulamamış. 350 liraya termal içlik? Kayak kıyafeti alsa daha mantıklı...
GÖZ GÖRE GÖRE DOLANDIRILIYORUZ
‘Dur' dedim İpek, belli ki daha önce birkaç kez yaşadığın, ‘çocuğum hasta' dolandırıcılığının başka versiyonu bu. Baktı ben oralı değilim, kapattı telefonu. Hoş bence karşı tarafta kimse yoktu ya neyse... Şoför bu kez, çalmayan telefonunu bir kez daha kulağına götürdü ve "Efendim hanım" dedi. "Yok, bulamıyorum kimseden para" diye devam etti monoloğuna. Aynadan da beni kesiyor. Baktı ki benden yine çıt yok, telefonu bıraktı elinden bu kez derin derin iç çekmeye başladı. Normalde taksiye bindiğimde mutlaka bir-iki lira fazla veren ben kuruşu kuruşuna ödeyip indim dolandırıcının arabasından. Bu yazdıklarımı okuyan lütfen etrafındaki herkese anlatsın. Vicdanlı insanlarız günün sonunda, kim bilir kaçımız kaptırıyor parasını bu sahtekârlara...
Güzel üçleme
-'Dizi Doktoru' adıyla köşe yazan ve dizileri analiz eden Oya Doğan'ın ikinci kitabı ‘Hadi Ben Kaçtım' raflara çıktı. Bakayım kim kimden kaçıyor diye kitabın kapağını açtım, bitene kadar elimden bırakamadım. Yalın dilini de uslubunu da çok sevdim yazarın. Bu kitaptan şahane bir senaryo çıkar.
-Levent Yüksel'in albüm çıkardığını görünce ne kadar sevindim anlatamam. Dijital ortamdan içinde ne var ne yok bakmadan aldım albümü. Yüksel'in ‘Hayatıma Dokunan Şarkılar' adını verdiği arabesk albümünde ‘Yalnızım Dostlarım'dan ‘Mutlu Ol Yeter'e kadar hepimizin hayatına bir şekilde mutlaka dokunan 10 şarkı var. Tek sıkıntı, sabah kalkıp evden çıkmaya hazırlanırken dinlenecek bir albüm değil. Bir sabah yaptım, depresyonun dibine vurdum.
-"Yıllar geçse de üzerinden, bu kalp seni unutur mu" diyen Sibel Sezal'ı unutmadınız değil mi? Türkiye'nin en iyi kadın vokallerinden biriyken ani bir karar ile müziği bıraktı. Şimdi sırf keyif olsun diye 4 Vokal adlı grupla yeniden sahneye çıkmaya başladı Sezal. 12 Mayıs Cuma günü Beyoğlu Sanat Performance'da ilk konserleri var. İyi bir sanat ferformansı izlemek isteyenlere ve "Yıllar geçse de üzerinden bu kalp seni unutmadı Sibel" diyenlere duyrulur.