X

“Sıla kim ki?” diye soran Davut Güloğlu'nun kulakları çınlasın. 5 gün arka arkaya konser verecek olan ve biletlerinin tamamı tükenen Sıla, Tarkan'dan sonra adını altın harflerle yazdırdı Açıkhava'ya. İlk gün Mabel Matiz konuktu Sıla'nın sahnesine. Benim gittiğim ikinci günse Ceylan Ertem. Sıla’nın Ertem'e verdiği 'Esmer' adlı şarkıyı söylediler birlikte. Kendisine “Plak gibi çalıyor” dedikleri türden bir orkestra kuran Sıla’nın vokalistleriyse ülkenin en iyi yorumcularından Tuğba Önal ve Sibel Gürsoy.

 

 

 

NASIL DA VEFASIZIZ

 

 

 

Onları yıllar sonra sahnede görmek büyük sürpriz oldu. Her ikisi de 2000’li yılların başında kendi albümleriyle müzik piyasasında çok iyi bir kariyer edinmişlerlerdi. Onları yeniden sahnede izlediğimde müzik dünyasının ve biz dinleyicilerin bu eşsiz iki sese yaptığı vefasızlığı ve haksızlığı anladım... Konserden çıktığımdan beri Sibel Gürsoy ve Tuğba Önal şarkılarını dinliyor, bir dönem hayranlıkla takip ettiğim bu iki ismi bunca yıl hiç aklıma getirmemiş olmanın acısını çıkarıyorum...

 

 

 

Mavraya ortak olmak bu kadar mı zor?

 

 

 

Bir dönem 'delikanlılığın kitabını yazan' Alişan, nişanlısı için “Çok güzel, çok alımlı, çok seksi, herkesi dönüp baktıracak bir kadınla evlenmek istemezdim. Yanımdaki kadın daha normal olmalı. Öyle de oldu şükür” deyince yine yerden yere vuruldu. Belli ki gelecek tepkiden çekindiği için açık açık “Vücudunu teşhir eden kadın bana uymaz” diyememiş, bu sözlerle kıvırmış. İşin aslı bu.

 

 

 

GUDU'SUYLA DA UĞRAŞIRDI

 

 

 

Alişan'ı yakından tanıyan ve maçoluk üzerinden yaptığı kendine has mizahından da keyif alan biri olarak, şu terlik mevzuunda da iki cümle edebilirim. “Eda tabi ki terliklerimi ayağıma getirecek” demiş. İyi de bu adam yıllardır yapıyor bu erkek mavrasını. Ayaklarımı yıkasın geyikleri de vardır. Nedir bu her şeyi ciddiye alma sıkıcılığı? Alişan, Çağla

 

Şıkel'le program yaparken de önünde eğilip ayakkabısını bağlayan Şıkel’in fotoğrafını yayınlayıp “Gudum her detayımla ilgilenir” diye takılmaz mıydı? Bin kere kulislerine girdim, programlarına konuk oldum, Alişan'ın kadınlara karşı nezaketi benim diyen adamda yok!

 

 

 

İLLAKİ BİR AÇIK BULUNACAK

 

 

 

Terlik mevzuunun da ciddiye alınacak bir tarafı yok ama diyelim ki ciddi. Misafirin de ayağına terlik getiriyoruz, zül mü? Her hareketi, her sözü yargılayarak, illaki bir açığını bularak insanları samimiyetten uzaklaştırıyoruz. Alişan'la mavrasına ortak olmak ya da onun düşüncesine saygı göstermek bu kadar mı zor?