X

BİR arkadaşım, her gün Taksim Meydanı’ndan gazeteye yürürken gördüğü yalınayak bir kız çocuğundan bahsediyordu geçenlerde. Bu küçük kıza para vermektense bir çift ayakkabı almanın daha doğru olacağını düşünmüş. “Bir keresinde birine para verdim, gidip biraz ileride oturan bir adama verdi” diye açıkladı bu fikrinin nedenini.

Birçok kez okuduğumuz, “Yakalanan dilencinin üzerinden bilmem kaç bin lira, bir o kadar da dolar çıktı” tarzı haberlerden ya da bu insanların çeteler tarafından dilendirildiklerini düşündüğümden ben de para verme konusunda arkadaşımla aynı fikirdeyim. Ama her gün sağımızdan solumuzdan geçen bu insanların durumlarının çözülmesiyle ilgili bir şey yapılıyor mu onu da merak ediyorum doğrusu. Şikâyet edildiklerinde yakalanıp üzerlerinden çıkan ‘tomar tomar paraların’ ifşa edilmesini kastetmiyorum. Bu insanların topluma kazandırılmasıyla ilgili bir şeyler yapılıyor mu, merak ettiğim bu!

DİLENCİYE GÜNÜBİRLİK İŞ!

Tam da arkadaşımla bu konuyu konuştuğumuz günlerde ABD’nin Albuquerque kentinde yetkililerin dilencilerle ilgili başlattığı bir uygulamanın haberine denk geldim.

Belediyeye ait bir minibüs her sabah kentin dilencilerin yoğun olduğu bölgelerinde dolaşıyormuş. Sürücü Will Cole, gördüğü dilencilere, “Günübirlik bir işte çalışmak ister misin?” diye sorarak isteyenlerden 10-15 kişilik bir grup oluşturuyormuş. Normal saatlik ücret 7.5 dolarken ‘çalışmaya gönüllü dilencilere' saatte 9 dolar ödüyormuş belediye. Cole, “Sadece birkaç tanesi hayır cevabı veriyor. Çoğunluk dilenmektense çalışmayı tercih ediyor” diyor.

Belediye geçen mayıs ayından beri de kentin her tarafını uyarı lehvalarıyla donatmış. Lehvaların üzerindeki telefon numaralarını arayan dilenciler ve evsizler, ‘günlük’ iş için buradan başvuru yapabiliyorlarmış. Kampanyanın internet sitesini ziyaret edenler de bağış yapabiliyormuş.

YAYA ÖLÜMLERİ DE AZALACAK

Belediyenin çöp toplama, çiçek ekme gibi işlerde çalıştırdığı dilencilerle ilgili projesi bununla da bitmiyor. Günlük işte çalışan dilenciler akşam yine belediyenin minibüsüyle kentteki St. Martin’s Hastanesi’ne götürülüyormuş. Belediyenin bu proje için ayırdığı 50 bin dolardan karşılanan masraflarla dilencilere sağlık hizmeti de veriliyormuş.

“Günlük işler hem küçük bir gelir getiriyor, hem de o kişilerin kendine güvenlerini artırıyor” diyen kentin yöneticileri, dilencilerle ilgili bu projelerinin ‘trafik kazalarındaki yaya ölümlerini’ de azaltmasını hedefliyor. Çünkü dilenciler trafiğin yoğun olduğu bölgelerde bulunuyor ve bu da kaza riskini artırıyor diye düşünüyorlar.

Büyük alışveriş merkezleri önündeki dilencilerle “Müşterilerimizi rahatsız ediyorlar” diye şikâyette bulunan mağaza sahipleri de bir başka etken...

SADECE KÜÇÜK BİR ADIM

“Sadece 550 bin kişilik nüfusuyla İstanbul’da ancak bir mahalle büyüklüğünde olan Albuquerque’de ‘Daha İyi Bir Yol’ diye böyle projeler üretip, kampanyalar yapmak kolay tabii” diyebilirsiniz.

Hele 1200 civarı evsiz dilencinin olduğu bir kentte ‘çocuk oyuncağı’ gibi görülebilir tüm bu yapılanlar.

Doğrudur.

“Bana ne ya dilencilerden” diye omuz da silkebilirsiniz. “Hangi birini kurtaracaksın...” diye itiraz edenleriniz de haklıdır.

Yine de her gün sağımızdan solumuzdan geçip giden bu insanlar (en azından bazıları) için bizim yetkililerin de bir şeyler yapmaları gerektiğini düşünüyorum.

Arkadaşımın yalınayak dolaşan kıza aldığı ayakkabı onun için küçük insanlık için büyük bir adım...

Aynı dev adımı kenti yönetenlerden de beklemek herkesin hakkı...