X

Ülkenin en eski film festivali 'Ulusal Yarışma'yı kaldırıyor. Bir grup sinemacı ulusal film yarışmasını Beyoğlu'na getiriyor. Bir başka festivalde memleketin 'ünlü oyuncu'su ödül alan 'usta yönetmen'in elini sıkmıyor.

 

 

 

Festivalin jüri başkanı, daha önce kendisine ödül vermediği için 'gıcık' olduğu yönetmenin festivalde yarışan filmine ödül verdirmiyor.

 

 

 

'Uluslararası' festivale getirilen 'Uluslararası' filmler gösterilemiyor. Festivale gelen 'uluslararası yönetmenler' rezalet otellerde konaklatıldıkları için odalarından çıkmıyor.

 

 

 

Oscar'a gönderdiğimiz filmin yapımcıları senaristi 'yok sayıyor...'

 

 

 

Dünyada 'övgüler' düzülen bilim-kurgu filminde gözüken 'çıplak insan'lar sansürleniyor.

 

 

 

Devletin televizyonunda soyunan kadının duvardaki gölgesi bile buzlanıyor!

 

 

 

En itibarlı 'müzik adamlarımızdan' Megastarımız'ın her işinde imzası olan kişi, "Müzik adına her şey 'yersen'. Türk pop müziği adına en berbat dönemdeyiz" diyor.

 

 

 

Dizi sektörüne fırtına gibi giren bir yapım şirketi onlarca oyuncuya, yönetmene ve set çalışanına borç takıp 'iflas'ını istiyor.

 

 

 

BUNLAR FAZLA 'ADAMLIK'TAN

 

 

 

Futbol milli takımızın kaptanı, uçakta gazetecinin boğazını sıkıyor. "N'apıyorsunuz?" diye araya girenlere sol bekimiz 'posta' koyuyor. Hocaları biricik 'İmparatorumuz' 200 kilometre yol gidip kebapçı basıyor. Güzel sanatlar öğrencisi 'sanatçı namzetlerimiz' Michelangelo'yu mezarında ters döndüren bir işe imza atıp 'İmparatoru' dövdü diye kebapçının heykelini yapıyor. Millilerimiz bir maçta aldıkları primle bütün 'fertlerine' çay ısmarlayabilecekleri İzlanda'dan kendi evlerinde 3 yiyip, fazla 'adamlıktan' 2018 Dünya Kupası'na gidemiyor. Kaptanımız ağlanacak halimize gülüyor. Tribünde bando hiç susmuyor! Dünya basketbolunun 'patronu' eski Türk basketbolcu ile memleketimiz basketbolunun patronu eski Türk basketbolcu birbirine selam bile vermiyor. Basketbol milli takımı Avrupa Şampiyonası'nda 'mücadele' ettiği için 'öve öve' bitirilemiyor!

 

 

 

Dünyada halter sporunun yönünü değiştiren Cep Herkülü'nün hastanede 'karaciğer nakli beklediği' dakikalarda Dünya Halter Federasyonu 3 haltercimize 'yasaklı madde kullandı' diye ülkemize 1 yıl müsabakalardan men cezası veriyor.

 

2012 Londra Olimpiyatları'nda 'altın' ve 'gümüş' alan kadın atletlerimizin madalyaları dopingden geri alınıyor. Hatta birisi 'üçüncü kez doping'den ceza alıp ömür boyu pist dışına atılıyor...

 

 

 

KENDİLİĞİNDEN OLSA BARİ

 

 

 

Michael Caine, Londra Film Festivali'nde gösterilen belgesel filmi 'My Generation'da 1960'lardan bahsederken, "Her yerde yeni müzik grupları, müzisyenler, büyük oyuncular, filmler, yönetmenler, kitaplar vardı ama o yıllarda yaşanan şey bunlardan fazlasıydı. Genç insanların sosyal hayatı kökünde değişiyordu" diyor.

 

 

 

2. Dünya Savaşı sonrası kasvetli yılların ardından gençlerin "Hadi biraz eğlenelim" dediğini söyleyip ekliyor: "Kimse 1960'ları organize etmedi, kendiliğinden oldu..."

 

 

 

İçinden geldiği 'işçi sınıfını' hiç unutmayan, Hollywood'da bile o ağır 'İngiliz aksanı'ndan vazgeçmeyen Caine'nin anlattıklarını okurken, bizim bugünlerdeki 'sosyal hayatımızı' düşündüm.

 

 

 

Çok değil son bir ayda manşetlerde olan yukarıdaki haberler geldi aklıma birbir. Siyasi ve ekonomik gelişmeler bir yana, 'kafamızı suyun üstüne çıkarıp nefes almamızı sağlayacak' sanat ve spordaki durumumuz bu! Elbette arada iyi işler, başarılar yok değil ama maalesef bunların yanında devede kulak kalıyorlar...

 

 

 

Ve ben birilerinin kendiliğinden "Hadi biraz eğlenelim" demesini bekliyorum.