Eğer yeryüzündeki ilk insanlardan biri ben olsam ve insanlık benim yapacağım alet-edavata, icatlara bel bağlasa muhtemelen bugün hala Taş Devri'ni yaşıyor olurduk. Bırakın tekerleği bulmayı, ateşi kullanmayı öğrenmeyi, mağara duvarına bir çizik bile atamazdık.

Geçenlerde haberlerde okuduğum, 8 bin yıl evvel iki ayağının üzerine kalkar kalkmaz ilk iş 'şarap çanağı' yapan atamızdan bana ilaç için bir tek 'mucitlik' geni bile geçmemiş, üzgünüm. Gemiler yapıp suda yüzdürmeyi, uçaklar yapıp havada uçurmayı düşünen ilk insanların akıllarından zoru neydi hiç anlamıyorum mesela.

Ampul nerden aklına geldi senin, telefonu nasıl düşündün birader!

Dedim ya eğer bütün bunlar bana kalsaydı bir mağara duvarına sırtımızı yaslayıp "Biraz da sağ tarafıma doğru yatayım"dan öteye gidemezdi insanlık. Ve yegane atasözümüz de "İcat çıkarmayın şimdi" olurdu...

İşte bu yüzden olacak, yeni şeyler bulan, 'icat'lar geliştiren insanlara büyük saygım var... Ben daha mikrodalga fırının yemeği ısıtıp tabağı soğuk bırakmasını çözememişken takla atan robot yapan insanlara hürmette kusur edilmemeli diye düşünüyorum...

Geçenlerde bir mucitle tanıştım. Gündelik hayatında karşılaştığı her türlü zorluk karşısında "Ben bunu nasıl aşarım?" diye düşünüp türlü türlü projeler geliştiren diş doktoru Adem Can Karaçor. 29 yaşındaki Adem'in, Prof. Zihni Sinir'i sinirden çatlatacak derecede ilginç 'Ergonomik Kitap Projesi'ni düşünüyorum kaç gündür.

ERGONOMİK KİTAP PROJESİ

Tam bir kitap kurdu olan Adem, birkaç yıl önce, Kıbrıs'a askere giderken yanında 19 kilo kitap götürmüş. Günde 6 saat kitap okuyan 'genç mucit'in boyun ve omuz ağrıları ortaya çıkmış: "Kitap okurken sürekli aşağı doğru bakıp başımı bir sağa bir sola döndürüyordum. Kitap okumayı azaltsam ağrılarım da azalabilirdi. O zaman 'Okuma hızımı azaltmadan 200 sayfalık bir kitabı nasıl daha hızlı okuyabilirim' diye düşünmeye başladım..."

35 yıldır kitap okuyan, 'iyi bir okuyucu' olarak birçok kez o 'ağrıları' yaşamama rağmen Adem'in kendisine sorduğu bu sorunun bir kez olsun benim aklıma gelmediğini bilmem söylememe gerek var mı?

Adem, önce kitap okuma biçimini analiz etmiş. Bir kitabı önemli yerlerin altını çizerek, boş kenarlara notlar alarak okuduğunu, sol sayfaya not almakta, o sayfayı okumakta zorlandığını farketmiş. İşte tam bu noktada 'Ergonomik Kitap Projesi'nin ilk ışığı kafasında yanmış: "Sol tarafta bir şey olmasa hep sağ sayfayı okusam nasıl olur?"

Hemen eline bir kitap alıp sayfa numaralarını 'sağ'dan yazmaya başlamış. Sonuna gelip kitabı ters çevirdiğinde 'sağ' sayfa haline gelen 'sol' sayfaları da numaralamış. 200 sayfalık, 100 yapraklı bir kitabın bu şekilde ekstra hiçbir masraf olmadan basılabileceğini ve tüm kitabı sağ sayfalardan okuyabileceğini keşfetmiş!

ULUSLARARASI PATENT ALIYOR

Buraya kadar sizin de benim gibi "Ne boş bir iş!" diye düşündüğünüzü tahmin edebiliyorum. Ama Adem bütün 'kaşifler' gibi küçümseyen gözlerle kendisine bakıp "Saçmalık" diyen etrafındakilere kulağını tıkayarak projesinin 8 sayfalık bir prototipini Türkiye Patent Enstitüsü'ne götürmüş. Enstitütü, 'patent' özellikleri taşımadığını söyleyip "Ama 'endüstriyel tasarım' olabilir" demiş. Adem, 6 Ağustos 2015'te, Kıbrıs'ta bir boyun ağrısıyla ortaya çıkan, 'projesi'ni 'endüstriyel tasarım' olarak tescilletmiş.

Hikaye burada bitebilirdi; (en başta da söylediğimi gibi ben olsam 'insanlık' yazıyı bile bulamazdı ya neyse) ama bitmiyor işte... Gerçekten 'dişli' bir diş doktoru olan Adem, projesini dünya çapında tescil ettirmek için işin peşini bırakmamış. 1 yıl daha çalışıp projeyi iyice geliştirmiş. 806 kişinin katıldığı bir anket çalışması yapmış. Solaklar bile kitabın sağ sayfasını daha rahat okuduğunu söylemiş.

Doğru yolda olduğuna inancı artan Adem, projeye font özelliklerinden konkav cilte kadar bir dolu özellik daha eklemiş. Ve sonunda bir matbaayla anlaşıp projesine örnek olsun diye ülkemizde son yıllarda 'kitap' deyince ilk akla gelen kitap olan Sabahattin Ali'nin 'Kürk Mantolu Madonna'sını 'hep sağ sayfadan' okunacak şekilde bastırmış.

Maria Puder ve Raif Efendi'nin öyküsünü 'hep sağdan okuyan denek'lerden olumlu dönüş alınca da 28 Şubat 2017'de 135 ülke için Uluslararası Patent Başvurusu'nu yapmış.

İlk görüş, "Patentlenebilir özellikler taşıyor" şeklinde gelmiş. Şu anda sürecin tamamlanması ve 'patentin' verilmesi için 'araştırma raporları' hazırlanıyormuş.

Adem'in kitap okuma alışkanlığını 'altüst' eden bu 'çılgın projesi' tutar mı bilmiyorum! Ama başta da dedim ya onun gibi sürekli başımıza 'icat çıkaran'lara saygı duyuyorum. Onlar olmasa muhtemelen ben şu an bilgisayar başında bir fincan çay eşliğinde bu yazıyı yazmak yerine bir mağara duvarına sırtımı yaslamış boş boş etrafı kesiyordum...