X

Aslında ülkenin kültür sanat hayatının ortasına düşen bu bombanın fitilini Yılmaz Erdoğan yıllar önce verdiği bir röportajda "Sinemadaki gelir dağılımına baktığınızda; en az parayı alan, filmin yapımcısıdır. Bir sinema biletinin 10 lira, mısırın 8 lira olması enteresan. Mısırcıya çalışıyoruz gibi bir hava var" sözleriyle ateşlemişti. Ancak o günlerde kimse bu işin üzerinde durmadı...

Erdoğan’ın yaktığı o fitil usul usul yanmaya devam etti. Günaydın’dan Funda Karayel, birkaç kez konuyu gündeme getirse de kimse oralı olmadı.

Ta ki 23 Aralık 2018’e kadar... O gün öğleden sonra gazetecilerin mail kutularına bir haber düştü. Yılmaz Erdoğan’ın merakla beklenen yeni filmi Organize İşler-Sazan Sarmalı filminin aylar öncesinden 1 Ocak 2019 olarak açıklanan vizyon tarihinin ertelendiği yazıyordu mail’de!

Haber ertesi gün neredeyse internetteki tüm haber sitelerinde ve yazılı basında çıktı.

Habertürk’ten arkadaşımız Mehmet Çalışkan filmin yapımcısı BKM’yi arayıp ertelemenin nedenini sordu.

Sinema salonu işletmecisi Mars Cinema Group’un ‘mısır’ promosyonuyla bilet satıp yapımcılara pay vermemesine tepki gösteren BKM'nin, Organize İşler-Sazan Sarmalı’nın vizyona sokmamaya karar verdiğini öğrendi.

Mehmet, 25 Aralık 2018 Salı günü saat 11.46’da ‘Yapımcı-Mısır savaşı başladı’ başlıklı haberiyle 20 gündür tüm Türkiye’nin konuştuğu ve en sonunda TBMM’ye kadar taşınan ‘savaşın’ ilk bombasını patlattı!

BU SAVAŞI KİM KAZANACAK?

Mehmet haberin peşini bırakmadı. Türkiye, yapımcılarla Mars Cinema Group toplantısının sonucunu da 26 Aralık günü Habertürk’te okudu.

O gün 10.48’de siteye giren Mehmet Çalışkan imzalı ‘Filmler mi yoksa mısır mı kazanacak? Kılıçlar çekildi’ başlıklı haberde, Mars Cinema Group’un toplantıya katılmadığını, yapımcıların da filmlerini başka sinema salonlarında vizyona sokmak için anlaştığı yazıyordu!

Bu haberlerin ardından ortalık toz duman oldu. Yılmaz Erdoğan’ın filminin vizyon tarihini ertelemesine Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar gibi isimler de destek verdi.

Hürriyet’te Cengiz Semercioğlu’na konuşan Mars’ın Kurumsal İlişkiler Direktörü Aslı Irmak Acar’ın “Cem Yılmaz olmazsa başka Cem Yılmazlar çıkar...” açıklaması savaşı geri dönülmez bir yola soktu.

Yapımcılarla-salon işletmecileri arasında yapılan toplantılardan bir sonuç çıkmayınca iş iyice düğümlendi.

Organize İşler Sazan Sarmalı’nın ardından Cem Yılmaz’ın Karakomik Filmler filminin de vizyon tarihi ertelendi.

POPÜLER SİNEMACILAR ETİK DAVRANMADI

Yıllardır filmlerini gösterecek salon bulamamaktan şikayet eden bağımsız sinemacılar bu savaşa farklı bir cephede dahil oldu.

'Sivas' filmiyle ulusal ve uluslararası birçok festivalden ödüllerle dönen ve 'Kapalı Gişe: Türkiye’de Tekelleşen Film Dağıtımı' belgesiyle krizi yıllar önce dillendiren yönetmen Kaan Müjdeci, “Mars firmasını hem eski hem de yeni sahibiyle tecrübe ettim.

Şikayetlerimi o zaman bu popüler sinemacıların hepsine ilettim ve belgeselde konuşmaları için tek tek hepsine teklif götürdüm fakat maalesef kimseden çıt çıkmadı...” diyerek isim vermeden popüler sinemacıları eleştirdi: “Popüler sinemacılar zamanında ticari açıdan etik davranmadı, ‘serbest piyasa’ adı altında yapılanlara göz yumdular ve kendilerini tekel hale getirdiler.

Yeteneklerini, kitlelerini bu yönde hoyratça kullandılar. Siz kendi meslektaşlarınızın işlerine, onlara yeterli değeri vermezseniz zamanı gelince size de değer verilmez.

Tabi ki Mars’ın iletişim dili kabul edilemez, böyle bir üslupla kültür sanat alanında başarılı olmaları mümkün değil.

Ancak boş salonlarda niteliksiz filmlerle reklam gösterip mısır satarlar.”

Satılan sinema biletlerinin yüzde 60’tan fazlası yerli filmlere kesilirken savaştan en zararlı çıkanlar sinemaseverler oldu.

Sinema salonlarında işler bıçak gibi kesildi. Sektörün maddi kaybı 10 günde 20 milyon lirayı buldu. Seyirci sayısı yüzde 55 azalarak son 7 yılın en kötüsü olarak kayıtlara geçti.

TÜM GÖZLER ANKARA’YA ÇEVRİLDİ

Bu sırada tüm taraflar gözlerini Ankara’ya TBMM’den çıkması beklenen ‘yeni sinema yasası’na çevirdi.

 

Ve beklenen yasa dün sabaha karşı saat 05.30’de Genel Kurul’dan geçti!

 

Günlerdir birçok cephede süren savaşı yapımcılar kazandı...

Yasaya göre, salon işletmecileri, filmin yapımcısı ve dağıtımcısı ile anlaşmalı indirimler dışında abonelik, promosyon, kampanya ve toplu satış yapamayacak. İzinli kampanyalar, ilk seans, öğrenci, halk günü gibi gelenekselleşmiş indirimlerle okullara, meslek gruplarına ve yaşlılara yönelik indirimleri içerecek.

Sinema işletmecisi, film bileti ile birlikte başka ürünün satışını aynı anda yapamayacak. Bu maddenin gerekçesinde mısır açıkça yazıldı.

Bu yasağı delen işletmecilere, sahibi olduğu salon başına 50 bin lira para cezası uygulanacak.

Yeni düzenlemeyle seyircilerin en çok şikayet ettikleri konuların başında gelen film öncesi reklam sürelerine de bir standart getirildi. Reklamlar artık en fazla 10 dakika reklam olacak!

CEM-YILMAZ-ŞAHAN-ATA: AVENGERS

İnternet sitelerinden gazete sayfalarına, televizyon ekranlarından sosyal medya postlarına kah eğlendiren kah düşündüren en çok da “Bu neyin kavgası?” diye sorduran ve kendi başına bir film olabilecek bu 20-25 günlük ‘film yapımcıları-sinema işletmecileri’ savaşının 2019 yılı için sektöre zararı büyük oldu gibi görünebilir.

Ancak yapılan bu düzenleme gelecek yıllarda ülkede satılan bilet sayısının artışına katkıda bulunacaktır... Sektör belki bu savaş sırasında 10 günde 20 milyon TL kaybetti ama 2020’de belki de 200 milyon TL kazanacaktır.

Yaptıkları filmlerle gişede kıyasıya rekabet eden Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Ata Demirer gibi popüler isimlerin ‘kendi hakları için’, Thanos’a karşı birlik olan Avengers gibi bir araya gelip güçlerini birleştirmeleri takdire şayan...

Şimdi ‘filmin sonunun daha da mutlu’ bitmesi için onlardan beklenen yasada ‘sansür’ün önünü açtığı iddia edilen maddeye karşı da Justice League gibi öne çıkıp mücadele etmeleri!