Yıllar yıllar önce bir gün; etrafı, kıyısına dev dalgaların uğramasına izin vermeyen güvenli dağlarla çevrili bir koyda sakin sakin sallanıp duran bir sandala benzeyen hayatımı karaya bağlayan ipi çözüp okyanusa açıldım. Geride kalanlara bir veda bile etmeden çıktığım bu yolculuğun başında, daha ilk burnu dönmüştüm ki, az biraz rüzgarla alabora oldu sandalım! Başımı suyun üzerinde tutabilmek için ne kadar çırpınırsam çırpınayım hayat her seferinde boyumu aştı. İşte o günlerde boğulmamak için cebimdeki şarkılara tutundum...

Fırtınanın beni nasıl bir kıyıya sürüklediğini bilemediğim o anlarda U2’nun ‘Kite’yla dalgaların üzerinde ‘hayatın güzel kokusunu’ ciğerlerime doldurdum.

Geçen hafta HT Stüdyo için Gümüşsuyu’nda Ses Sanayii’nin önünde bir yandan ayaklarımın arasında dolaşan kedilerle oynayıp bir yandan da Jabbar’la sohbet ederken o günler geldi aklıma.

BİR DOSTA SARILMA İSTEĞİ

Yeni single’ı ‘Cesaretsizce Olmuyor’da "Hayıflandım durdum kendime/ Oturdum düşündüm/ Konuştum eski benle/ Sonra baktım bana/ İyi gelmiyor/ Kalk dedim gidiyorsun..." diyerek bir ‘sıyrılma, kendine gelme, güne bakma’ öyküsü anlatan, Jabbar’la şarkıların ‘hayat boyumuzu aştığında’ başımızı suyu üzerinde tutabilmek için nasıl ikimize de can simidi olduğu konuştuk.

Benim, ‘sudan çıkmış bir balık’ gibi Kraliçe’nin ülkesine, ‘Ada’ya, ayak basmamdan yıllar sonra o da aynı kıyılarda yürümüş...

BBC Radio 2’nin başarılı DJ’yi Jo Whiley’den ‘Later’ sahnesinde her hafta birbirinden ünlü starları ağırlayan efsanevi müzisyen ve TV programcısı Jools Holland’a uzanan sohbetimiz sırasında ikimizin de Paolo Nutini sever olduğunu öğrendiğimde uzun süredir aradığım bir dostu bulmanın mutluluğuyla sarılmak istedim Jabbar’a...

‘COVER’LARI YENİLİYOR

Birkaç yıl önce Akyaka’da, Azmak’ın insanı yaşadığına şükrettiren buz gibi suyunda ördeklerle yüzdüğüm bir günün akşamında 'kite'çıların buluşma mekanı No 22 Riders’ Inn’de Jabbar’ın sesini ilk duyduğumda etrafımda olan biteni bırakıp sadece ona kulak kesilmiştim. O gece elinde gitarı sahnede birbiri ardına bir dolu bildik şarkıyı ‘cover’layıp hepsini kendisinin yapmasını hayretle izlemiştim.

Onun sesinde ‘şarkı’ları daha önce kim söylemişse söylesin alıp 'yenileyen', daha önce hiç duyulmamış bir şekle sokan bir şeyler var. Tıpkı İskoçya’dan hemşerisi Rod Stewart gibi...

ŞARKILARDAKİ CESARET

Jabbar’ın HT Stüdyo için canlı çaldığı ‘Cesaretsizce Olmuyor’ şarkısı için Youtube’da bir dinleyici, “Bu şarkıyı dinlediğim gün birini gördüm, çok hoş çok iyi bir insana benziyordu ve hayatımda ilk defa birisiyle tanışmak için konuşma başlattım, kafamda bu şarkı çaldığından dolayı olsa gerek ilk defa yeni biriyle konuşurken çok rahattım, her şey iyi gitmişti, vay anasını dedim...” yazmış...

Şarkıların böyle bir gücü olduğuna inanıyorum. Hayat boyumu aştığında başımı suyun üzerinde tutmama yardım eden ‘Kite’ gibi, en basitinden ‘kırık dökük bir melodram’ı andıran şu 45 yılımın soundtrack’ında ‘Cesaretsizce Olmuyor’ gibi birkaç büyülü şarkı var beni ‘merdivensiz kaldığım kör kuyulardan kurtaran!’

HAYATINIZI DANSA KALDIRIN

‘High Fidelity’, ‘Fever Pitch’ ve ‘About a Boy’ gibi tadından yenmez kitapların yazarı Nick Hornby, ‘31 Songs’ (31 Şarkı) kitabında popüler müziği aşağılayıp klasik müziği yüceltenlere şöyle cevap veriyor: “Birkaç tane klasik müzik CD’m var, arada onları dinliyorum da; ama Mozart ya da Haydn’a hiçbir zaman müziğe verdiğim tepkiyi vermedim, kokulu mumlar gibi, sadece odanın kokusunu geçici olarak değiştiren bir şey olarak gördüm... Benim müzikten tek beklentim kulağa hoş gelmesi... Ben müzikal karmaşıklık ve zekâyı üstünlükle eşit tutan herkese temelde ve şiddetle karşı çıkıyorum...”

Jabbar’ın ilk stüdyo albümü ‘Yineleme’yi dinlerken, ‘sadece kulağa hoş gelen’ güzel şarkılardan fazlasını bulduğumu söylemeliyim...

En başta da insanın içini umutla dolduran, ‘neden niçinle bu iş olmuyor/ hayat sensiz de gülüp oynuyor...’ diyerek insanı yeniden hayatla dansa davet eden ‘Cesaretsizce Olmuyor...’

Siz de kendinize bir güzellik yapın şimdi yazının başındaki video’ya ‘tık’layıp kendinizi dansa kaldırın... Hayatla dans cesaretsizce olmuyor...