- Gazetelerde Yeşim Salkım ve ayrıldığı eşi Hakan Eratik’in çocukları için birlikte çıktıkları tatilin haberleri yer aldı. Baltaların havalarda uçtuğu boşanmalara alışkın bir toplum olduğumuz için halkın genelinin bu gelişmeyi ağzı açık izlediğine eminim. Ünlüler yaşam tarzlarıyla birilerine örnek olacaksa şayet, bu tip pozitif kafa açıcı görüntülerle olsalar keşke.
- Sibel Arna’nın Rüzgar Alkoçlar röportajını okumadan önce sadece fotoğraflara bakıp “Kim bu yakışıklı” dedim. Sonra Kutluğ Ataman’ın Rüzgar’a kadın rolü oynatmak için yaptığı saçma teklifin hikâyesini okudum. Rüzgar sarsıntılı bir yolculuk geçirdi ama çok şükür her şey yerine oturuyor gibi duruyor.
- Gani Müjde yeni filminin çekimleri başladığından beri elindeki PR malzemelerini birer ikişer paylaşıp gündemde kalmayı başarıyor. Çok yakında filmden çıplak bir sahne ve hemen ardından bir set kavgası haberi de patlattı mı rutin tamamlanır. Her şey iyi güzel de filmde kullanılan kıyafetler ve peruklar biraz gerçekçi dursa olmaz mıydı? Mesela Murat Dalkılıç’ın peruğu. Valla biz Cadılar Bayramı’nda daha kaliteli peruklar kullanıyoruz ki parti bütçemizin film bütçesi kadar olduğunu hiç sanmıyorum.
Bodrum’un Arkası
Bodrum'un ne kadar pahalı olduğuna dair haberler yapılırken, öğrenci kafasında bir tatil yapıp güzel bir
şekilde eğlenmek de mümkün tabii. Gündüz plaj partilerinin dibine vurduktan sonra indiğimiz Bodrum’da
feci acıkan karnımızı doyurmak için merkezdeki pizzacı Arka’ya gittik. 18 TL civarındaki pizzaları ve
13 TL civarı makarnaları ile inanılmaz lezzetli vakitler geçirdik. Biz gittiğimizde elektrikler kesik olduğu için serviste aksamalar vardı doğal olarak ama herkes o kadar ilgiliydi ki sorun etmeden bekledik siparişlerimizi. Hatta çok aç olduğumuzu söylediğimiz için mönüdeolmadığı halde zeytinyağı ve ekmek getirdiler. İtalyan restoranı olmasına rağmen mönüde bulunan trileçeyi bütün masa hunharca kaşıkladı. İtalya tatilinden henüz dönen biri olarak Arka’nın makarnalarının derecesinin o kıvamda olduğunu söyleyebilirim.
Kule'de rock
Yemek sonrası Bodrum’da ne yapalım diye düşünürken yolumuza çıkan 6D sinema bir anda cazip geliverdi. İçeriden çıkan turistlerin yüzünde o kadar büyük bir gülümseme oluyordu ki, vardır bir bildikleri diye içeri
girdik. 8 kişilik sinemayı kendi grubumuzla doldurduğumuz için çığlıklarla dolu bir seans yaşadık. Ardından madem turist kafasının dibine vurduk bir de Kule’ye uğrayalım dedik ki çok da iyi yapmışız. Bodrum’daki genç nüfusun hâkim olduğu mekânda videowall’larda oynatılan klipler eşliğinde bütün gece dans edip altyazılardaki sözlerden karaoke yaptık. Rock barda takılmayalı bayağı olmuştu, turist kontenjanından güzel eğledik.
Sakallı karmaşası
Hıpster’lik müessesesi artık sakalsız devam ediyor ama Türkiye şubeleri konuya hâlâ uyanamadı. Sakal kesim tarzları birbirine o kadar çok benziyor ki uzaktan gördüğüm sakallıları sürekli tanıdığım birine benzetiyorum. Şimdi bir de yaz dönemi olduğu için bütün sakallılarhasır şapka takmaya başladı ya sormayın. Zaten bakımsız bir görüntünün trend olması bir hayli eski zaman önceydi. Sıkıcı arkadaşımız jilet geri döndü beyler, hatırlatayım.