Cem Davran tıpkı kendi açıklamasında yazdığı gibi "damdan düşen" bir cümle kurdu Twitter'da: "Çocuğu anne büyütür. Bırakın şu ‘kariyer de yaparım' triplerini." Naif olarak bilinen bir kanattan bile cinsiyetçi bir yorum gelmesine şaşırmadık çünkü Türk erkeklerinin olaya bakış açısı genelde bu yönde. Erkek sadece çocuğun yapımında görev alır sonrası kadının görevidir. Kadın-erkek eşitliği konuları açıldığı zaman bir milim ileri gidemememizin temel nedeni erkeklerin kendini bu konuda kendilerini tamamen haklı görmeleri. Sanki dünya üzerinde böyle bir kanun yayınlanmış ve ona uyulmak zorunda. Dünya ataerkil yapıdan gelen bu fikri değiştirmeye başladı. Oslo gibi modernizmin doruklarındaki hafifliği yaşayan ülkelerde doğum sonrası kadınlar işine devam ederken, erkekler bütün gün çocuklarıyla ilgileniyor. Bizimkiler ise atmış tüm yükü kadınların üzerine ve olayı bitirmiş. Bu kafa değişmedikçe eşini aldatan adamların hikâyelerini duymaya devam edeceğiz.
Güç meselesi
Futbol maçları sonrasında olmuş bitmiş pozisyonlar için saatlerce konuşulan yorum programları ile dalga geçerdim, şimdi bir de ‘Star Wars' yorumcuları çıktı başımıza. Yok, "Güç" öyle bir şey değilmiş, işin felsefesine aykırıymış diye uzun metrajlı bir Hollywood filminin üzerine ağır anlamlar yüklemeye çalışanlar neyin peşinde acaba? Araştırdım, serinin ‘A New Hope' adlı ilk bölümü de zamanında fazlasıyla tepki almış ama serinin efsane olmasını hiçbir şey engelleyemedi nedense. Olmamış diyenler ile 5 yıl içinde filmi 20 kere izlediklerinden sonra bir kere daha konuşmak lazım. Her adımını yüzlerce kişilik kuruldan geçiren Amerikan yapım şirketlerinin hatasını bu şekilde aramak da bir tuhaf.
Yaşasın kara komedi
Türkiye'de çekilmiş en iyi yol filmlerinden biri olarak gördüğüm ‘Karabela'yı daha bu hafta sonu izleyebildim. Yönetmen Burak Aksak Türk filmlerinde çok göremediğimiz bir anlatımla beni şaşırttı. Her zaman karşımıza çıkabilecek bir senaryoyu, "yönetmen farkı" kartını kullanarak samimiyeti ve kahkahası bol bir film haline getirmiş. Cengiz Bozkurt çok iyi bir rol sergilese de tüm filmin komedi yükünü ona vermek biraz tansiyonu düşürmüş aslında. Ama geride kalan ekip öyle sağlamdı ki dikkatim hiç dağılmadı. Fakat izledikten sonra bazı sitelerde filmin yorumlarına baktım da yapım pek anlaşılmamış galiba. Sürekli aynı şeyin dayatıldığı seyirci bu tip absürt filmlerde biraz bocalıyor. Yeniden bu tarz filmler çekilirse 18+ yaş ibaresi gibi "Dikkat kara komedi" yazmak en iyisi galiba.
Olan-biten
*SHOW TV'de pazar akşamı yayına giren ‘Acı Aşk'a takıldım biraz. Hayranı olduğum Selin Şekerci'nin çizdiği fettan zengin kızı tiplemesini beğenirken genç oyuncu Alperen Duymaz ilk bölümün öne çıkanıydı. Bir hayli karışan olayların akıbeti merak konusu tabii.
*Hafta sonu verdiği röportajda "Bu ülkede bir sürü din düşmanı, vatan haini ve milli irade düşmanı sanatçı var; hepsine tahammül ettiler de, bir Anadolu çocuğuna tahammül edemediler" diyen Nihat Doğan çok haklı. Ona tahammül edemedik, çünkü tahammül kotamızı doldurdu artık. Belki de Seda Sayan'ın hatırına bir süre ilgilenirmiş gibi yaptık ama modern çağın her oyuncağı gibi kullanım tarihi geçti.