Hande Yener yazın Bodrum'da yarattığı sinerjinin hızını alamayıp İstanbul sınırlarına bir çıkarma yaptı. Karaköy'ün orta yerine açtığı Sebastian Club sürpriz bir şekilde yeni yılda hizmete girince bu seneki doğum günü davetini de kendi kulübünde verdi. Müzikal yolculuğuna birlikte devam ettiği müzisyen arkadaşları başta olmak üzere yakın dostları da bu gecede yanındaydı. Partinin yemek bölümünde Ersay Üner'in karşısına oturup müzikal konuşmalar içerisine daldım. Büşra Pekin sohbete yaptığı esprilerle katılıyor, masanın havasını değiştiriyordu birden. Onları uzun süredir sohbet ettiğim en tatlı çift olarak seçip kulüpte dolanmaya başladım. Bir başka masada Hakan Akkaya ve Süreyya Yalçın koyu sohbetteydi. Konuklar masalarında yemeklerini bitirirken ortaya pastanın gelmesi ve mikrofonun Hande'nin eline geçmesiyle olay başladı. İlk önce kendi şarkısını söylemeye başlayan Hande, yapımcısı Polat Yağcı ile geceye katılan Cengiz Kurtoğlu'nun yanına giderek onun efsane şarkısı ‘Duyanlara Duymayanlara'yı düetledi. Gecede bir ara yeni şarkısı ‘İki Deli' çalınınca Serdar Ortaç olmadığı için sevgilisi Ozan Öğüt'le düetledi şarkıyı. Gecenin en çok eğlenilen kısmı ise dekor olarak kullanılan uçan balonların içindeki helyum gazını çekip Hande şarkıları söylemek oldu. Gecede Serdar Ortaç yoktu belki ama helyum gazı sayesinde herkes Ortaç sesine sahip oluverdi.




Banksy karmaşası




Önceki hafta Los Angeles'ta olduğum sıralarda konuştuğum bir arkadaşım "Karaköy'de Banksy sergisinin kokteylindeyim" dediği zaman şaşırmış, ünlü anti-star sanat adamının sergisini merak etmiştim. Sonra daha gitmeden biletlerin 35 TL olduğunu öğrendim. Nasıl yani, kapitalizm karşıtı bir sanatçının sergisine girebilmek için 35 TL mi ödüyorduk yani? Ardından kokteyl gecesi eserlerin yanında yapılan canlandırmaların fotoğraflarını gördüm ki olay iyice David Lynch senaryolarına dönmeye başladı benim için. Efsanevi çiçek fırlatan eylemci stencilinin (Flower Thrower) canlandırılmış fotoğraflarını görünce bir içim kalktı. Meğer birkaç eserini daha canlandırma yoluyla sergiliyorlarmış. Serginin çıkış bölümü ise Banksy'nin ‘Exit Through Gift Shop' (Çıkarken Hediye Mağazasından Geçiniz) isimli belgesel filmine gönderme yapılarak aynı isimde bir hediye dükkânı şeklinde tasarlanmış. Konuştuğum arkadaşım "Seninkini kurabiye yapmışlar" diye benimle dalga geçti ki, gerçekten de eserlerinin kurabiye şeklindeki versiyonları da satılıyormuş o dükkânda. Twitter'daki parodi hesaplarına alışmışken bir serginin parodisiyle karşılaşmak iyi geldi. Banksy'nin kendi sergisinden haberi olmaması konuyu açıklamaya yetiyor Allah'tan!




Paranoyaksan yaşarsın




2012'deki kıyamet geliyor çığlıklarına kimse inanmadı belki ama "Cennet de cehennem de bu dünyada" sözünün ne kadar doğru olduğuna her geçen gün daha fazla inanmaya başlıyorum. Evet 2012'nin aralık ayında gözle görülür bir olay yaşanmadı belki ama o günden sonra bazı insanlar içindeki deliyi tutamaz oldu, bu bir gerçek. Son olarak Nurgül Yeşilçay'ın hesabından paylaştığı bir resim yüzünden yaşadıkları bu konuyu destekliyor. Alakasız bir resmi üzerindeki renkler yüzünden PKK sempatizanı ilan edilen oyuncu, olaya hepimizden çok şaşırmıştır herhalde. Devir paranoyaklık devri valla, nereden ne geleceği belli olmaz. Artık sadece sözlerine dikkat etmen yetmiyor, renklerine de dikkat edeceksin ki laf yemeyesin. Delisi ne bol bir memleketmişiz yahu.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR