Dizi dünyasındaki atılım ekranla sınıra sığmayınca ortaya çıkan Netflix'i takıben bizde de Blu TV, Puhu TV gibi yeni oluşumlar ortaya çıkmaya başladı. Amaç ne, süresi bir hayli uzun olan dizileri kısaltıp, izleyicilere kısa ama keyifli yapımlar sunabilmek. Kısa dizi ne demek, bön bön bakışmalar olmayacak, uzun yürüyüş sahneleri çekilmeyecek, televizyondaki dizilere tahammül edemememizi sağlayan uzatmalar olmayacak! Tabii hal böyle olunca oyunculuk denen şey öne çıkacak, ‘kaş-göz' kategorisinden ekranı dolduranlar arasında bir kıyım yaşanacak. Senaryoyu bomboş olaylarla dolduran yazarların yeni düzene alışması da bir hayli zor. Hadi yeni diziler oyunculuklarıyla, senaryosuyla göz doldurdu diyelim... Bu platformlar bir de ‘reklamsız' diye övüne övüne televizyondaki dizileri bize toplu halde sunacakmış. Hani madem yeni bir platform yaratılıp yeni bir düzen yaratılıyor, televizyonda yayınlanan dizilere müdahale etmek olmaz mı? Bilumum gereksiz sahneyi atıp, 40 dakikalık özel bölümler yaratılamaz mı? Ben mesela çok iyi bir dizi izleyicisi değilim. Genelde yan karakterlerin diziyi doldurmak için kullanıldığını biliyor ve izlerken onların olduğu bölümleri geçiyorum. Benim gibi Türk dizilerine anca bu şekilde tahammül edebilen bir sürü seyirci var. Bu yüzden yeniden kurgulanmış bölümlerin ilgi çekeceğini düşünüyorum. ‘Cesur ve Güzel'in sadece Kıvanç Tatlıtuğ'lu sahnelerinden oluşan özel bir kurgusu olsa kaçırır mısınız? Hiç sanmam.




Lüks restoranların ev yemeği kafası




NOPA'NIN yaratıcı şefi Deniz Ahmet Köse, yeni sezonda nelerle karşılaşacağımız konusunda açıklamalarda bulunurken artık en lüks restoranların bile mönüsüne ev yemeği dokunuşları kattığını söyledi. Genelde bu tip restoranlarda afili şeyler yemeğe alışkınız ama anne dokunuşlarına kimse hayır diyemez herhalde! Dünyada yemek trendleri bir süredir ‘fast food'dan ‘fast good'a taşındı. Fast good dediğiniz lüks restoranlara giden müşteriye sunulan iyi malzemelerle yapılmış samimi yemekler. Bugüne kadar sadece gastronomik füzyon yemekleri hizmeti veren lüks restoranlarda kızarmış tavuk ve hamburger servisi başlamış. Mesela David Chang, Fuku'da kızarmış tavuk vermeye başlamış ve insanlar delirmiş. Daniel Boulud restoranında mönüye hamburger ekleyince herkesi şaşırtmış. 20 yıldır Oscar ödül töreninin yemeklerini pişiren Wolfgang Puck, 2010'dan beri mönüsünde hamburger çeşitlerine yer veriyormuş. Asya sokak yemeklerinin iyi malzeme kullanılarak yapılan noodle versiyonları da restoran mönülerinde bolca kullanılmaya başlamış. Müşteriler artık uç noktalardaki lezzetlerin yanı sıra kökleri çok uzağa gitmeyen yemekler görmeyi seviyormuş. Deniz Şef de bu sebeple Nopa'nın mönüsüne dünyada revaçta olan mutfaklardan bir derleme yapmış. İtalya'nın lazanyası, Peru'nun ceviche'si, Meksika'nın somonlu taco'su afili bir şekilde sunuluyor. Mönü değişmeden denemeniz şart.




Kar geliyor uyarıları yeniden!




Ne güzel yılın ilk günlerini karla birlikte geçirip atlattığımızı sanıyorduk ama yanılmışız, geri geldi. Haberlerde sert uyarılar devam ederken ben de sokak hayvanları için bir uyarı yapmak istiyorum. Aslında uyarı dediğin içinde insanlık kalan kesim için yapılır tabii, kalpsizler için yapacak hiçbir şey yok. Karlı günlerde sokağa atılmış iki küçük yavru kedi gördükten sonra insanlığa inancım azaldı. Belli ki bakılmak üzere eve alınmış, bu yüzden tırnakları bile kesilmiş iki yavruydu bulduğum. Ben bulmasam başka bir sokak hayvanı bulup onlara zarar verebilirdi. Tırnakları olmadığı için kendilerini koruyamayacak bu iki yavruyu karlar arasından kurtardıktan insanların neden böyle olduklarını düşünmek için uzun süre vaktim oldu. Eminim onlar da bizim kedilerin hayatını neden bu kadar düşündüğümüzü merak ediyordur. Kediymiş, insanmış can ayırmamak asıl önemli nokta aslında. Üzerinde fazla düşünmeye gerek yok.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR