YAŞAR Gaga'nın uzun süredir üzerinde çalıştığı ‘Alakasız Şarkılar' albümü de bu yazın yıldızlar savaşına katıldı. Öyle ya, bireysel olarak Sezen ve Tarkan albümleri zaten kendi başına bünyede heyecan yaratırken bir de Yaşar Gaga'nın albümündeki düet şarkı ‘Ceylan'la karşılaşınca iyice mest olduk. Aslında Yaşar, albümün çıkış şarkısı olarak Serkan Kaya'nın söylediği ‘Bi Cacık Olmaz'ı seçmişti ama müzik dünyası için "Dev buluşma" olarak nitelendirilebilecek bu düetin önünde geçip ilgi çekmek biraz zor. Yine de Serkan Kaya'nın eskinin deyimiyle fantezi müzik kulvarındaki pop-arabesk şarkısı bu yaz fazlasıyla dinlenecek gibi geliyor. Gece vakti kulüplerde "Arkadaşlar hazır mıyız" diye soran Orhan Baba'larına çığlık çığlığa karşılık veren tatilciler bu şarkıyı da bağrına basacaktır. Dinlerken "Aaa tıpkı İbrahim Tatlıses" dedirtten ‘Bi Cacık Olmaz' sayesinde, ‘Popla yormayın bizi' diyen kitle ihya oldu bile. Ama gel gör ki Sezen ve Tarkan düeti ‘Ceylan' konuşulma açısından ön sırada. Kıvanç K'nın yaptığı altyapı, bize ağıtların sadece davul zurnayla değil elektronik müzikle de aynı duyguyu verebileceğini gösteren ustalık dönemi işi olmuş. Şarkılardaki Kıvanç K tadını özlemişim şahsen, alıyor götürüyor... Hem bu sayede çok farklı bir kesim de koyun otlatırken üzerine bombalar düşen Ceylan Önkol'un acıklı hikâyesini duyup etkilenecektir.
Arda'nın favorisi
ÖNCEKİ hafta Dominik dönüşü yine Madrid'de mola verince şehirde hafta sonu geçirmenin harika bir fikir olacağını düşünüp çıktık havaalanından. Şehir merkezine gidene kadar nasıl olsa bir otel buluruz diye düşündük ama İspanyolların ünlü Kral Kupası'na rast geldiğimizi bilmiyorduk tabii. Üçe katlanan otel fiyatları arasından cımbızla seçimimizi yaparak başladık şehirde dolaşmaya. Madem ertesi gün Arda Turan'lı Barcelona'nın maçı var, o zaman Arda'nın favori restoranı olarak ünlenen Ten Con Ten'i denemek şarttı. Zaten mekân Arda sayesinde şehre gelen Türklerin uğradığı bir restoran haline gelmiş. Restoranda yemek yiyenler kadar bar bölümünde sıra bekleyenler de hayli kalabalıktı. Mönüdeki başlangıçlar o kadar başarılıydı ki nispeten sade bir şekilde sunulan ana yemeğe yer kalmadı. Enginarlı lazanyası ve krem brüleye benzetilen sütlacına bayıldım. Şehir merkezinde olması da yemek sonrası güzel bir yürüyüş için platform hazırlıyor adeta.
Çocuk o çocuk!
DEMET Akalın'ın kızı Hira için sosyal medya başlatılan kampanya da neydi öyle? Önümüze gelen her fırsatı linç kampanyasına çevirmeye bayılıyoruz anladık da çocuklara da mı sataşıyoruz artık? Hani insanların yediğine içtiğine karışılmıyordu? Kaldı ki küçücük bir kız çocuğuna karışmak olayı saçma bir seviyeye taşıdı. Hoşgörü ilkesi daha Ramazan'ın ilk günlerinde unutuldu öyle mi? Daha önümüzde birkaç hafta var, sakin olup iç huzura yönelmek lazım, başkalarının ne yaptığına değil. Anladık, linç ata sporumuz oldu da bari Ramazan'da birbirimizi rahat bırakalım. Hem bir nefes alırsınız, olmaz mı?