HT Pazar'dan Arda Aşık protein tozlarının bünyeye etkileri üzerine bir araştırma yapmış. Bu yazıdan sonra başına gelecekleri az çok tahmin edebiliyorum, çünkü 2 sene kadar önce ülkemizde yeni başlayan protein tozu aşkına dair bir yazı kaleme almıştım. Bu tozların GDO yuvası olup insanı hormonlu tavuk gibi şişirdiğine dair bilgiler verdiğim için Ekşi Sözlük'te ne kadar cahil olduğuma karşı tag’ler bile açıldı. Çünkü neden, 1-2 aylık kullanım sayesinde gençlerimiz ulaştıkları güzellik seviyesine inanamayıp güven patlaması yaşamaya başladılar. Bu kadar görsel yararı dokunan bir şeyin zararlarıyla ilgilenilmez tabii. Yazıdan öğrendiğim bilgiye göre Amerika’da yılda 50 bin kişi besin takviyelerine bağlı sağlık sorunları yaşıyormuş. Amerikalıyı bırak Prof. Dr. Canan Karatay “Protein tozları ölüme neden olabilir. Protein tozu, protein değildir. Adı toz bir kere, proteinlikten çıkmış, zehir haline gelmiştir. Türkiye'ye protein tozu ithali yasaklanmalı” diye çıkışta bulunmuş bile. Uzmanlar, bu tozların günlük protein ihtiyacının fazlasını vücuttan atarken kalsiyum çektiğine, bunun da kemik erimesine, karaciğerde yağlanmaya, kalp hastalıklarına sebep olduğu konusunda neredeyse hemfikir. Arda Aşık'ın yazısında bünyesinde sorun oluşan protein tozu kullanıcılarının anlattığı hikâyeler de var. Bir ara şeytanıma yenilip GDO’suz, şekersiz, vegan bir protein toz kullanmışlığım var! 1-2 kullanımdan sonra reflümü tetiklediği için devam edemedim. Tek bir destekleyici bu zararı verdiyse kimbilir kimler ne durumda? Fakat kabul ediyorum bu tozlar sayesinde vücudunu keşfeden kadınımız, erkeğimiz pek güzelleşti. İlk önce sağlık mı güzellik mi ona bir karar vermek lazım.




Çağdışı çiftler alkışlanmasın




Yeni nesilden ama aklı ilkçağda kalmış çiftlerimiz birer ikişer dökülmeye başladı bu sıra. Geçen hafta hatırlarsınız normalde bu köşede göremeyeceğiniz bir isim, bir röportajda karısını gömdüğü için yazı konusu oldu. Sonra kızın “Biz o röportajla çok eğlendik” demesiyle aralarındaki tencere-kapak ilişkisi tasdiklenip kendi hallerine bırakıldı. Şimdi aynı familyadan başka bir şarkıcı çıkmış “Karım benim ayağımı yıkar” diye beyanat vermiş. Konuyu bilmeyen isim soran varsa vallahi de billahi de ismi lazım değil. Bir tane bile şarkısını bilmediğimiz, adı güzel tınladığı için hayatımızda olan biri (hoş güzel tınlayan adı bile takmaydı galiba.) Şimdi 1-2 gün o konuşulacak, sonra bir diğeri çıkıp diyecek ki “Karım bana sormadan cep telefonunu bile açamaz!” Bir süre de bu çağdışı hareket konuşulacak. Bu tip haberleri görmezden gelelim, kendi yağlarında kavrulsunlar. Sene olmuş 2017, kıroluğu da alkışlayacak halimiz yok yani.




Parti gibi parti




Geçen hafta dünyada en çok konuşulan şey Leonardo DiCaprio'nun kurduğu dernek yararına Cannes'da verdiği partiydi. Lenny Kravitz'in sahne aldığı, Madonna'nın supermodel Jon Kortajarena'yı dansçı gibi kullandığı, Paris Hilton’un arkadaşlarıyla kucak dansı yaptığı, Doutzen Kroes, Jessica Hart ve Imaan Hammam gibi dünyanın en güzel kadınlarının arzı endam ettiği bir parti... Geceden bizim payımıza düşen sevinç ise Madonna’nın partiye katılırken Dilara Fındıkoğlu tasarımı bir kıyafete bürünmesi. Londra'dan başlattığı hareketle göğsümüzü kabarta kabarta bir hal olan tasarımcı yeni sezon çekimleri için de Yasemin Kay Allen'ı marka yüzü olarak seçti. Katlanarak çoğalan başarıların hastasıyız.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR