- Yeliz Yeşilmen tabii ki kocasının parasınıçatır çatır yiyecek. Çünkü biliyorsunuz kariyer planı yapan kadınlar kabaca ikiye ayrılıyor. Bir bölüm kendi ayakları üzerinde özgür biçimde durup ilerlemeyi seçerken, ikinci grup zengin koca bulup hazıra konma derdinde. E, Yeliz'in sarı şeker performansı tek başına ayakta durmaya yetemeyeceğine göre, yaşasın 'kociş' seçimi. - Rantçı Sinan Akçıl yine işbaşında.Bu adamın konuşulmak için yapacağı şeyler cidden akıllara sığmaz bence. Şimdi popüler olan konu imam nikâhı olduğuna göre bizim Sinan durur mu hemen röportajda saçıvermiş “Bugüne kadar iki kez imam nikâhıyla evlendim.” “Kim olduklarını söyleyemem” demiş ki biz onu saygılı âşık olarak bilelim! - Bu yaz ihanet haberleri tırmanışta. En bombası da Murat Başoğlu ve eşinin başına gelenler.Her yıl bomba bir ihanet seçilip sembolleştiriliyor ya bu sene de bu ayrılığa demirleyeceğiz galiba, gidişat onu gösteriyor.
Ne mutlu Deniz
Cumartesi akşamı Deniz Seki konseri yerine yakın arkadaşının düğününe katılan biri olarak, Instagram Story'de yayınlanan konser görüntülerinin peşindeydim açıkçası. Buz mavisi kıyafetiyle çıktığı sahnede pek güzel duruyordu Deniz Seki. Bu anı daha ölümsüz bir hale getirebilirlerdi aslında. Cezaevi çıkışında her yerde onu görmemiz iyi bir fikir miydi ondan emin değilim. Aceleye gelmiş çıkış şarkısı, röportaj ve dergi kapağı çok zorlamaydı ama cumartesi sahnede dimdik duran kadın ise bir o kadar gerçek! 'Sahici' diye şarkısı olan birinin daha sahici izler peşinde koşması gerekiyor galiba, binleri duygulandıran bir konser gibi mesela. Hoşgeldin Deniz, özlemişiz...
'Çok Türk var oralarda'
Bodrum mu Çeşme mi yazıları birer ikişer dökülüyor ama esnaf ağlamaları bitmiyor. İki beldede de sadece hafta sonları yaşanan kalabalıklar müesseselerin kâr etmesine yetmiyor tabii ki. Magazin programlarında izlediğiniz cıvıl cıvıl sahil görüntüleri sadece hafta sonları yaşanıyor.E, Bodrum'da değil, Çeşme'de değil, bu insanlar nerede? Tabii ki bolca yazılıp çizildiği gibi Yunanistan’dalar. Hatta öyle ki bizim sosyete arasında “Yunan adalarına gitmeyelim, çok Türk var oralarda....” diye bir argüman bile yaratılmış, n'aber?
Playback'e para yatırılmaz
Pazartesi günkü yazısında 'Konser gelirleri neden açıklanmıyor' diye sormuş Ali Eyüpoğlu. Öyle ya çok basit bir soru, vizyona giren filmleri kaç kişinin izlediğini ve hasılatını öğrenebiliyoruz. TV programlarının ne kadar reyting aldığını da biliyoruz. Ama konu konserlere gelince sürekli bir beş bin kişi lafı dönüyor ortalıkta. Ali Bey biliyor da bilmezlikten mi geliyor tam anlamadım ama konser satışlarının tam rakamı açıklansa ülkemizdeki birçok star herhalde uzun süre insan içine çıkamaz. Çünkü içinde Tarkan, Sıla ve Sertab'ın olduğu birkaç ismin haricinde Harbiye Açıkhava'ya çıkanların çoğu alanı dolduramıyor. Dolduramadığı gibi bedava biletleri Taksim Meydanı'nda dağıtmak suretiyle konsere izleyici sağlanıyor. E, izleyicimiz akıllandı artık, bizde playback'e para verecek göz var mı?